Türkiye’de 1990’lı yılların ilk yarısında turizme kazandırılan ve hemen hemen tüm tatil bölgelerinde kullanılan ‘her şey dahil’ sistem, turizmden hiçbir kazanç sağlayamamaktan yakınan esnafın tepkisine neden oldu. Avantajları olduğu kadar dezavantajları da çokça tartışılan ‘her şey dahil’ sistemin turistik bölgelerdeki esnafın iş yapamamasına yol açtığı belirtilirken, turizmden elde edilen net geliri düşürdüğüne de dikkat çekiliyor.

TURİSTİ OTELE BAĞLIYOR

Türkiye’nin 2023’te 50 milyon turist ve 50 milyar dolarlık turizm geliri ile dünyada ilk 5’e girme hedefi var. Ancak, bunun herşey dahil sistemle mümkün olup olamayacağı konusunda fikir ayrılıkları var.
Bu sistem, elverişli ekonomik paketler sağladığı için özellikle Rus ve Alman turistler tarafından avantajlı bulunuyor, turistik işletmelerin de işlerini kolaylaştırıyor. Ancak, yabancı turist kahvaltı, öğle ve akşam yemeğini kaçırmamak için otelden dışarı çıkmamayı tercih edebiliyor. Turistler, çoğu zaman yalnızca havalimanı ve otel arasında seyahat ediyor ve gittikleri şehrin tarihi ve kültürel güzelliklerini tanımadan, yöresel lezzetlerini tatmadan ülkesine dönüyor. Bu yüzden turistik bölge esnafı turizmden hiçbir kazanç sağlayamamaktan yakınıyor.

HARCAMALARI ARTIRILMALI

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken de küçük esnaf adına yaptığı açıklamada, turizmin gelişmesi için her şey dahil sistemden vazgeçilerek turistlere doğal güzellikleri gezme fırsatı tanınması gerektiğini savundu. Turizm sektörünün yalnızca otel turizmi anlayışından kurtarılması gerektiğini ifade eden Palandöken, “Her şey dahil sistem kaldırılırsa turistler otelden çıkarak çevreyi gezmeye ve alışveriş yapmaya başlar. Bu da hem esnafı canlandırır hem de milli gelire büyük katkı sağlar” dedi. Yurtdışı turizm gelirlerinin yüzde 81’inin yabancı ziyaretçilerden, yüzde 18’inin ise yurtdışında ikamet eden vatandaşlardan elde edildiğine işaret eden Palandöken, yabancı turistlerin ortalama harcaması 570 dolar, yurtdışında ikamet eden vatandaşların ise 845 dolar. Bu ortalamanın artması içinse turistlerin otele bağlı kalmamaları gerekiyor” dedi.

Türkiye’de de turistlere daha iyi tanıtmak için havaalanlarında ve ulaşım araçlarında tanıtım broşürü bulundurmanın zorunlu hale getirilmesi gerektiğini belirten Palandöken, “Turistler, adım attıkları her yerde bulunduğu yörenin tarihi ve turistik yerlerinin tanıtıldığı broşürleri görmeli” diye konuştu.

Kongre ve kültür turizmi geliştirilmeli


Bu yıl 3 milyon 333 bin turist ile Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülkeler sıralamasında birinciliğe oturan Rusya’yla ilgili iyimser beklentiler yükseldi. Antalya’da gerçekleştirilen Türkiye-Rusya Federasyonu Turizm Çalışma Grubu’nun XI. toplantısı sonrasında değerlendirmelerde bulunan Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Genel Sekreteri Hediye Güral Gür, 2018’de Türkiye’nin ana turizm pazarının Rusya olmasının sürpriz olmayacağını belirtti. Rus heyet başkanı Federal Turizm Ajansı Başkanı Oleg Safanov’un Türkiye’nin ürün olarak deniz-kum-güneş’in yanında Karadeniz’de kruvaziyer, sağlık, termal, kongre ve kültür gibi turizm alanlarını pazarda geliştirmesi gerektiğinin önemini aktardı.