Piyasalarda bayram tatili nedeniyle daha kısa sürecek yeni haftaya girilirken, hem içeride hem de dışarıda siyasi gelişmelerin damga vurduğu altı ayı geride bırakıyoruz.

Bu hafta içeride bayram tatili sebebiyle çok ciddi hareketler beklenmese de küresel piyasalarda veri akışı yoğun olacak. En önemlisi ise ABD’de revize edilecek büyüme rakamları ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) enflasyon göstergesi olarak takip ettiği ve faiz artırımında esas kriter olarak izlediği PCE (hanehalkı harcamaları fiyat endeksi) verisi olacak. Burada son aylardaki ivme kaybı piyasada doların değer kaybetmesine ve FED beklentilerinin güvercin olmasına neden olmuştu. Bu hafta veri akışının sağlayacağı toparlanma sinyali ise doları güçlendirebilir.

Öte yandan Çin’de ekonomik büyüme ile ilgili çok önemli ipuçları veren İmalat PMI (Hizmet Satın Alma Müdürleri Endeksi) rakamları açıklanacak. Borç sorunu ağırlaşarak devam eden Çin’den gelecek veriler büyümenin devam edip etmemesi konusunda piyasaya fikir verecek.

Işık Menkul Değerler Araştırma Müdürü Veli Kocatürk, ABD’den gelecek büyüme rakamlarının çok önemli olduğunu belirterek, toparlanma sinyalinin doları güçlendirebileceğine dikkat çekiyor. Doların 3.50 TL seviyesini aşağıya doğru kıramadığını bu yüzden bu hafta toparlanma gösterebileceğini kaydeden Kocatürk, “Bir süredir yatay seyir içerisinde olması güç topladığının göstergesi olabilir. Bu durumda hafta içerisinde ABD’den gelecek verilerle yeniden dolarda 3.55 TL seviyesi test edilebilir” dedi. Altın tarafında ise petrol kaynaklı düşüşün hafta içerisinde toparlanma getirebileceğini dile getiren Kocatürk, “Altının onsunda 1.260 dolar önemli bir direnç ve bu kırılırsa altında toparlanma devam edebilir. Hafta boyunca yükselen bir altın görebiliriz. Bu durumda yeniden gram altında 145 TL seviyesi görülebilir” diye konuştu.

SERT YÜKSELİŞLER GÖRÜLEBİLİR

Geçtiğimiz hafta kur tarafında hafif yükseliş hamlesi görülse de yabancının TL bazlı varlıklara ilgi durmasının kurda şimdilik keskin sayılabilecek yükseliş hareketlerinin önüne geçtiğini belirten Meksa Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Eren Can Ümüt ise bu sayede dolarda 3.55 TL seviyesine kadar yükseliş gerçekleşse de bu seviyelerden gelen satışlarla 3.50 desteğine doğru geri çekilebileceğini vurguladı.

Küresel piyasalarda görülen olumlu fiyatlamalara rağmen 3.50 desteğinin altında kalıcılığın sağlanamadığına dikkat çeken Ümüt, şu değerlendirmeyi yaptı: “Piyasalarda risklerin baş göstermesi sonucu riskten korunma güdüsü devreye girdiğinde, bu durumun TL gibi kırılgan para birimleri üzerine daha sert etkisi olabilir. Şimdilik dolarda yukarı yönde fiyatlamalarda 3.5450 – 3.5600 ve 3.5800 TL dirençlerini takip ediyoruz. Özellikle 3.58 direncinin kırılması sonrası dolarda sert sayılabilecek yükseliş hareketlerinin görülme ihtimali artacaktır.”

SPEKÜLATİF DALGA TÜRKİYE GİBİ ÜLKELERE YARIYOR

Petrol fiyatlarının OPEC (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) üretim kesintisine rağmen, artan ABD üretimiyle düşüyor olmasının aynı zamanda gelişmiş ülkelerdeki enflasyonu düşürdüğüne değinen Kapital FX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan, bu durumun merkez bankalarını faiz artırmaktan geri tuttuğunu belirtti. Benzer endişeleri yaşayan Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Japonya Merkez Bankası (BOJ) sayesinde küresel likidite bolluğunun devam edebileceğini belirten Erkan, küresel piyasalardaki spekülatif dalganın şu anda Türkiye gibi sıcak para ekonomilerine yaradığını ifade etti.

PETROLÜN ZAYIFLAMASI RİSK

Siyasi risklerin çoğunun aşılmış olması itibarıyla piyasalara gelen rahatlamanın son raddelerine yaklaştığını ifade eden Erkan, “Özellikle petrol fiyatlarının zayıflığı ciddi anlamda risk iştahı üzerinde olumsuz etkide bulunuyor ve gelişmiş ülkelerde dezenflasyonist riskleri artırıyor. Eğer fiyatlar istikrara kavuşmazsa para politikalarının normalleşmesi zaman alır. Jeopolitik riskler yoğunlukla Ortadoğu’da, politik riskler ise daha çok Beyaz Saray kaynaklı olacaktır” diye konuştu.

FED ORTAMI DAHA FAZLA ISITABİLİR

Işık Menkul Değerler Araştırma Müdürü Veli Kocatürk, dolar açısından çalkantılı bir dönem geçiren küresel piyasaların yılın ikinci yarısında ABD Merkez Bankası (FED) ile daha da hareketlenebileceğini kaydetti. Kocatürk, dolardan kaçan yatırımcının altında kendini güvende hissetmenin derdinde olacağını söyledi. Yılın ikinci yarısında da gündemi siyasetin belirleyeceğini öngören Kocatürk, FED’in sessizliği bilanço programı ve faiz artırımları ile bozabileceğini vurguladı. Kocatürk şöyle devam etti: “Yılın ilk yarısına 2 faiz artırımı sığdıran FED ikinci yarıda, 1 faiz artırımı yapması beklense de bu rakam 2’ye çıkabilir. Özellikle son hafta FED üyelerinin yaptığı açıklamalarda, geçen ay gerçekleşen yavaşlamanın geçici olması ve yaz aylarında ABD’de hızlı toparlanma görüleceği söylemi sıcak aylarda FED’in ortamı daha da ısıtacağının habercisi gibi. Aralıkta yeni bir faiz artırımı konuşabiliriz. Bu durumda dolarda hızlı değerlenme görülebilir ve yılın sonunda yeniden 4 seviyesine yakın yerler görebiliriz.”

KİLİDİN TEK ANAHTARI ENFLASYON

Alnus Yatırım Araştırma Uzmanı Vahap Taştan, reel sektörün artan güveninin kademe kademe büyüme üzerinde pozitif etki yaratacağını kaydetti. Türkiye ekonomisinin acil sorunu olarak enflasyonun öne çıktığını ifade eden Taştan, “Enflasyon Türkiye ekonomisindeki kilidin tek anahtarı” dedi. Taştan, enflasyonun hem hanehalkı hem de firmaların ekonomiye olan bakışında belirsizlik yarattığını belirtti. Yılın ikinci yarısında güçlü bir büyüme yakalanabilmesi için küresel ekonomideki olası risklerin izlenmesi gerekeceğini belirten Taştan, “Avrupa’da toparlanma sürerken, ABD ve Çin’de büyümenin ivme kaybetmesi özellikle son çeyrekte bize de olumsuz yansıyabilir. Beklentilerimiz 2017 yılı sonunda ABD’de büyümeye yönelik tartışmaların gündeme gelebileceği yönünde” diye konuştu.