Nil SOYSAL

Eski milli basketbolcu Cihat Levent, nam-ı diğer ‘Leylek’in yazdığı Ölümüne Şike adlı kitabı ilk elime aldığımda irkilmedim dersem yalan olur. Adam harbi harbi nasıl öldüğünü anlatmış! Ama bu ölüm olayını öyle bir noktaya bağlamış ki; yaşama dair müthiş bir azim ve başarı öyküsü yaratmış. Yetmemiş bu öykünün içine spor hayatındaki birikimlerini de katıp, şikeden dopinge kadar Türk spor tarihine önemli bir not düşmüş.

02nilleyeni

BİLİM KURGU FİLMİ GİBİ

■ Ölümü bir deneyim gibi anlatan çok çarpıcı bir kitap. Bu fikir ne zaman ve nasıl oluştu?
Trafik kazası geçirdikten sonra çıktı bu fikir. Kazanın şokunu atlattıktan sonra yaşadıklarım çok enteresan geldi bana. Bilim kurgu filmleri gibiydi, bunu diğer insanlara anlatma isteği doğdu içimde. Ölüm olayını kaleme almak istedim. Sadece ölüm olayını kaleme almak değil, o olayın tetiklediği, hayatımda meydana gelen bütün olayları, duyguları insanlarla paylaşmak için yazdım.

■ 1989 yılında geçiriyorsunuz bu kazayı ve sizin cümlelerinizle, “Gittim, geldim” diyorsunuz. Bunu açar mısınız biraz?
Ruhum bedenimden ayrıldı ve kendi bedenimi dışarıdan başka insana bakarmış gibi gördüm.

■ 24 yaşındayken öldünüz!..
(Gülüyor) Evet öldüğümde 24 yaşımdaydım. Öldükten sonra insan geldiği bütüne geri dönüyor. Bir bütün var, bunun damlaları evrene yayılıyor ve canlanıyor. Ondan sonra yaşam ya da bu dünyadaki deneyim bittikten sonra bütüne dönüyor ve bütün deneyimler bir arada toplanıyor.

■ Peki bu ölüm anı ne kadar bir zamana yayıldı?
Polis raporlarına ve benim hastaneye götürüldüğüm saate göre yaklaşık 4 saat.

■ Bu bir mucize o zaman...
Beyin ölümü bilimsel olarak 4 dakikada gerçekleşiyor. Ama şu anlattıklarımın hangisi bir bilime sığıyor ki? Tam olarak ne olduğunu bilmiyorum. Ama bütün bunları 4 dakikada gözlemlemiş olmam ve öldüğümü fark etmem, yani kendimi dışarıdan görmem 4 dakikadan daha uzun süreydi. Belki de yaşamla ölüm arasında gidip gelen anlar yaşadım. Şu anda bunu tahlil etmem, bilime dayandırmam mümkün değil.

BENİM İÇİN BÜYÜK ŞANSTI

■ Ne hissettiniz peki?
Hiçbir korku yok. Hiçbir ağrı sızı yok. Endişe yok. Duygu yok.

■ Hayatınızda ne değişti?
O kazadan önce bir adam var... Popüler bir sporcu. İyi para kazanıyor. Bir hayran kitlesi var. Sonra o adam kazada her şeyini kaybediyor. Bu, dışarıdan baktığınız zaman büyük bir felaket. Ama ben bunu büyük bir şans olarak görüyorum. Çünkü hayatımı kökten değiştirdi, her şeye daha farklı yaklaşmaya başladım. Ne olacaktı spora devam etseydim? 30-35 yaşımda varlıklı bir adam olacaktım. İdeallerim olmayacaktı belki. Ama şimdi her yaptığımın, her aldığım nefesin bir anlamı var benim için.

■ Aslında burada müthiş bir başarı öyküsü var. Bir sürü insan bundan ders çıkarabilir...
Ben zaten bunu bir spor kitabı olarak yazmadım. Ama sporcu kimliğim herhalde ömrümün sonuna kadar yakamı bırakmayacak. Bu kitap da benim spor hayatımda yaşadıklarımın gerçek hayata aktarılması ve kendi iç hesaplaşmamdan ibaret. Ben de bu ölüm olayını spordaki anılarımla birleştirip, günlük hayata göndermeler yaparak, bütün yaşadığım duyguları bu yolla ifade ettim. Ölümün kıyısından yaşama dönmem sanki şike gibi bir şeydi. Kitabın adı da böyle doğdu.

■ Bu yaşadıklarınızı tıp insanlarına anlattığınızda ne dediler?
Yakın arkadaşlarım arasında çok başarılı hekimler var. Hemen hemen tamamı benimle konuşup, bilgi almaya çalıştı. Çok hoşlarına gitti. Benzer binlerce vaka geliyor karşılarına. Hepsinde de sonuçlar farklı oluyor. O nedenle çok ilginç buldular.

02nille20cm

Fenerbahçe’nin haksızlığa uğradığını düşünüyorum


■ 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe’nin yanında yer alan bir Galatasaraylı olarak dikkat çekmiştiniz. Kitabı yazmanızda bunun etkisi oldu mu?
3 Temmuz şike sürecinde Türkiye’de şike yapan bir sürü takımın içerisinden bir tanesinin cımbızla çekilerek cezalandırılması bana büyük bir haksızlık olarak geldi. Çünkü bu davanın şikeyle ilgili olmadığını düşünüyorum. Bir Galatasaraylı olarak Fenerbahçe’nin haksızlığa uğradığına inanıyorum. Bu yönde sosyal medyada bir paylaşımda bulundum. Arkasından kendi Galatasaraylı dostlarımdan çok tepki aldım. Hatta Galatasaray taraftarları arasından ölümle tehdit edenler oldu. 21 kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum. Türkiye’nin önemli hukukçularından biri olan o zamanki Galatasaray Kulübü Başkanı Prof. Dr. Duygun Yarsuvat; “Fenerbahçe yanlış mahkemede yargılandı” diyerek noktayı koydu ve sözüm legalite kazandı. O zaman ben bir dernek kurdum. Ezeli Rekabet Ebedi Dostluk Derneği. Bu kitabı da bu projenin bir devamı olarak yazdım.