Sevgili okurlarım, iktidarın yandaş medya organları çok! Televizyonların, radyoların ve gazetelerin tümüne yakını onların emrinde ve hizmetinde.
Şimdi hükümetle birlikte onlar da “Ya sandıktan hayır çıkarsa ne yaparız” korkusunu ve paniğini yaşıyor.
Oylama günü yaklaştıkça, yaşadıkları bu korku ve panik bütün yönleriyle ortaya çıkıyor...
Ve bu durumda her çeşit yalanlara sarılmak zorunda kalıyorlar.
AKP iktidarının en büyük destekçilerinden biri olan şeriatçı bir gazete var:
Yeni Akit.
Gazetenin dünkü manşetinde inanılmaz bir haber vardı. Aynen veriyorum:
“İşte CHP zihniyeti millete böyle bakıyor. Mahmut Esat Bozkurt: Hristiyan olalım.”

*  *  *

Yalanın devamı daha da ilginç:
“Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, CHP’nin tek parti iktidarı döneminde Mahmut Esat Bozkurt’un Meclis’e bir önerge vererek ‘Bizim resmi dinimiz Hristiyanlık olsun’ sözlerini hatırlattı ve CHP’nin halk düşmanlığını bir kez daha gözler önüne serdi.”
Veysel Eroğlu’nun Afyon’da esnaf temsilcilerine söylediği sözler şöyle:
“CHP’li Mahmut Esat Bozkurt nasıl bir önerge vermiş Meclis’e biliyor musunuz? Bizim resmi dinimiz Hristiyanlık olsun diye...”

*  *  *

Bunu söyleyen şahıs bir hükümet üyesi! Dolayısıyla ağzından çıkanı kulağının iyi duyması gerekir.
Bozkurt, geçmiş zamanda önerge vermiş ve böyle bir istekte bulunmuş!
Ne zaman vermiş, nasıl vermiş, sonra o önerge ne olmuş, kayıtlara nasıl girmiş?
Bu konuda Meclis’te kimler ne demiş?
Meclis tutanakları nerede?
Böyle bir önergenin Meclis kayıtlarında yeri olması gerekir. Nerede o kayıtlar?

*  *  *

“Dinimiz Hristiyanlık olsun” diye önerge verdiği iddia edilen, ölümünden yıllar sonra ismi böylesine yalanlara alet edilen hukukçu Mahmut Esat Bozkurt (1892-1943), Atatürk dönemindeki devrimlerin en önemli adamlarından biri.
Yıllarca milletvekili, İktisat Bakanı ve Adalet Bakanı olarak görev yaptı.
Türk Medeni Kanunu, Kabotaj Kanunu gibi çok önemli kanunları hazırladı.
Bozkurt soyadını kendisine Atatürk verdi.
Gericilerin, yobazların nefret ettiği biridir.

*  *  *

Evet, Veysel Eroğlu bir hükümet üyesi. İyi de, böylesine bir yalanı vatandaşlara nasıl söylüyor?
Söylerken yüzü hiç kızarmıyor mu?
Yalan söylediğini kendisi de bildiği için işi fazla uzatmıyor, ”Böyle bir önerge vermiş” diyor.
Vermiş!..
Şimdi kendisinden istirham ediyorum, koskoca Bakan Bey bu sözleri söylediğine göre, elinde mutlaka belgeleri de vardır.
Bana göndersin, söz veriyorum hem burada aynen yayınlayacağım, hem de kendisinden özür dileyeceğim. Ama yalanın belgesi olmaz ki!
Referandum öncesinde Türk Milleti’ni işte bu akıl almaz, ipe sapa gelmez palavralarla kandırmaya yelteniyorlar...
Zira sandıktan hayır çıkmasından korkuyorlar, panik yaşıyorlar.
Yalanların en büyük nedeni bu!

*  *  *

Yine dünkü gazete manşetlerinden gidiyorum... Vatan Partisi’nin gazetesi Hayır’Aydınlık’ın manşet haberi şöyle:
“Evet’in mimarından başkanlık itirafı. Risk var. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Şükrü Karatepe sistem değişikliğinde risk olduğunu söyledi.
Karatepe ‘Uygularız üç beş sene, baktık ki olmuyor, Meclis (anayasayı) tekrar değiştirir. Netice itibarıyla bilmediğimiz bir sisteme geçiyoruz. Her şeyin riski vardır” dedi.

*  *  *

Şu inanılmaz ciddiyetsizliğe bakın siz!
Sen keyfin istedi diye anayasayı torbaya koy, ülkenin başına bela olacak yeni bir siyasi hilkat garibesi sistem getir, sonra da “Abiler her işin bir riski vardır, biz de riske giriyoruz” de!..
Üç beş sene denerlermiş, baktılar ki olmuyor Meclis’i toplayıp her şeyi sil baştan yaparlarmış!
Deneme tahtası mı bu?
Anayasa değişikliği çocuk oyuncağı mı?

*  *  *

Bu yazının ilk bölümündeki yalanı sergileyen kişi hükümetin Orman ve Su İşleri Bakanı!
İkincisi, “Bilmediğimiz bir sisteme geçiyoruz, her işin bir riski vardır” diyen ise aziz ve muhterem dünya liderimizin Başdanışmanı!
Onu muhteşem fikirleriyle besliyor!
Devleti işte bunlar yönetiyor.
Evet demeyi içine sindiren vatandaşlarımız pazar günü sandık başında işte bu kafalara oy verecek.
Hayırlı olsun!

*  *  *

Emin Çölaşan’ın notu: Sanatçı, gazeteci, yazar Bedri Baykam’ın son kitabı birkaç gün önce çıktı:
“Tek Adam Diktasına Hayır.” (Piramid Yayınları.)
Elime dün geçti, hemen okumaya koyuldum. Bedri Baykam bu kitabında yakın tarihimize ışık tutuyor, milletimizi referanduma taşıyan uzun ince yola belgelerle dikkat çekiyor ve toplumu uyarıyor.
Mutlaka okumanızı öneririm.