İktidarın uygulamaları ışığında Türkiye’nin sorununun sermaye açığı olduğu görünüyor. Çare ne? Yine iktidarın uygulamalarından anlıyoruz ki kredileri bollaştırmak. Öyle sanıyorlar!
Anlamadıkları ne? Bizi daha fazla kredinin kurtaramayacağı! Bugün mevcut kredi borcunu ödeyemeyene daha fazla borç verilmesini sağlayarak ne amaçlıyorlar? Yatırım mı? Üretim mi? İşe alım mı? Geç bunları...
Bu borçların bir de faiz ayağı var. Kredi faizleri yüksek... Yüksek kalmaya hatta yükselmeye de devam edecek. İşin acısı hâlâ siyasi baskı ile enflasyon, faizler ve hatta dolar kuru düşürülebilir sanıyorlar. İyi de faizler düşürülecek emriyle faizler düşmüyor. Yok, öyle bir dünya...
Merkez Bankası’na soruyoruz; Faizin kaç? Hangisi diyor!
Kapısına asılmış tabelada; “Bu işyerinde yüzde 8 faiz uygulanmaktadır” yazıyor. İçeri giriyorsun, yüzde 8’den borç alabilir miyim diyorsun? Yok! Kaç var? Yüzde 11... Hani bir liste fiyatı vardır, bir de gerçek fiyatı vardır ya, o hesap...
Peki, kapıda yazan “yüzde 8” in kerameti nedir? O Cumhurbaşkanı’nın faiz alerjisini bertaraf etmek için... Göstermelik... Yalnız bu aramızda kalsın. Fazla dillendirmeyin.

Dolar düşecek deyin, üzülmesin!

Bir de başımızda artan döviz belası var. Faizler 3 puan yükseltilmiş, bana mısın demiyor. Düşmüyor.
Şirketler çoğunlukla dövizle borçlanmış. Reel sektörün toplam borç yükü 347 milyar dolar. Merkez Bankası, reel sektör firmalarının borç yükünün yüzde 60’ının, yani 208 milyar dolarının döviz kredisi olduğunu söylüyor. Döviz fiyatı artıkça şirketler ciddi anlamda kur zararı yazıyor.
Bırakın şirketleri, devlet bile köprülerde geçiş ücretini dolara bağlamış. Dolar artıkça devletin yaptırıp, işletip, 15-20 yıl sonra devralacağı yollar, köprüler bütçeyi daha fazla hortumluyor.
Biz bu kadar dövize bağımlıyken ve borçluyken döviz düşer mi? Düşmez ama en azından daha fazla artmamalı. Çaresi faizlerin iyi ayarlanması... Ama faizler de artmamalı...
Faiz artsa ne olur? Faiz artırımı ekonomiyi daha da daraltır ve küçülmeye yol açar. İçinde bulunduğumuz açmaz yüksek faiz yükünü kaldırabilecek durumda değil.
Artmasa ne olur? Dolar fiyatı iyice coşar... Dolar artışı da borçluluğu yükseltir, ekonomiyi daraltır, enflasyonu artırır, küçülmeye yol açar.
Bizde ikisi birden artıyor. Nasıl olacak? Ekonomik olarak çareler çaresiz. İşin ilginci Türkiye’de ekonominin iyi olması için en son ekonomi ile ilgilenmek gerekiyor!