İktidar yanlısı Sabah Gazetesi’nin haberine göre “Fırat Kalkanı başarıyla bitti”. Milli Güvenlik Kurulu Saray’da Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanmış, 4 saat konuşulmuş.
Ne konuşuldu acaba?
Sormak yasak değil.
Söz gelimi, Milli Güvenlik Kurulu üyelerinden biri o toplantıda; “Sayın Cumhurbaşkanı, biz ordumuzu Suriye toprağına IŞİD’i Arabistan çöllerinin en uzağına sürmek için sokarken siz millete sözler vermiştiniz” demiş midir? Cumhurbaşkanı da  “ne söz vermiştim”  diye sormuşsa cevabını almıştır!
“El Bab’a dayandık.
Yetmez.
Münbiç’e de girecektik.
YPG’ yi de bitirecektik.
PYD’yi de kazıyacaktık.
ABD bizimle olacaktı.
Rusya ile dayanışacaktık.
Biz Suriye topraklarına sadece IŞİD’i sınırlarımızdan süpürmek için değil, süpürdüğümüz yerlere YPG ile PYD’nin  yerleşmesini önlemek için de girmiştik. Millete bu sözü vermiştiniz!”
Cumhurbaşkanı susmuştur.
Zaten soran da yok.
Başarıyla bitti, o kadar.
İster inan!
İster inanma!

*  *  *

71 şehit verdik.
300 gazi var.
Gazi yazıp geçiyoruz.
Kolunu, bacağını vermiş vatan evlatları ve çok büyük askeri harcama yapıldı. Karşılığında “Türkiye’nin bugün ve gelecekte kazancı” ne oldu?  Halktan gizleniyor. Fırat Kalkanı sırasında siyasetçi; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, ordunun arkasında duracak güçlü bir diplomasi üretemediler ve ABD ile Rusya’ya; Türkiye’nin Ortadoğu’nun “bölge lideri” ülkelerinden biri olduğuna inandıramadılar. ABD ve Rusya, Türkiye’yi değil Barzani’yi, PYD ve YPG’yi seçti.
Fırat Kalkanı bitti.
TSK da vatana çekildi.
Bir bakıma iyi oldu.
Zaten gitmemesi gerekirdi.
ABD ile Rusya’nın yarattığı “Kürt’ü Arap’la- Arap’ı Kürt’le- Kürt’ü Türkmen’le- Türk’ü Kürt’le- Arap’ı Türk’le- Türk’ü hem Arap’la ve hem Kürt’le” savaştırmasının (böl ve yönet) sonunda IŞİD üremişti. IŞİD, ABD işgaline karşı tepki olarak doğmuştu. IŞİD’i yaratan Türkiye değildi. Türk Ordusu’nun ne işi var Suriye’de diye bunun için uyarılıyordu.
Ve tuzağa düşüldü.
Türk askeri bataklığa sürüldü.
Şimdi tuzaktan dönüldü.
Başarıyla bitti diyorlar.
Başarı nerede?

*  *  *

Türkmen şehri Kerkük’e Barzani bayrağı dikildi. Türkiye’nin “Bölge liderliği  karizması” çizildi. Türkiye’nin Suriye ve Irak beklentileri iki büyük ABD ile Rusya tarafından kabul görmedi. Rus ordusu, Suriye topraklarına tanklarını getirip üs kurdu. Rus askerlerinin ateşi ile Türk askeri şehit edildi. Ankara’nın sesi çıkmadı. Rus komutanı omuzuna YPG arması yapıştırdı, biz burada Türkiye ile değil YPG ile beraberiz diye ilan etti. ABD ordusu da YPG teröristlerini eğitimden geçirdi, onlardan indirme birlikleri oluşturuldu.
Kalkan, kevgir doğurdu.
HARF YERİ HATASI İÇİN ÖZÜR: Dünkü yazıda “Cesur Yürek” diye yazdığım Yüksel Erimtan’ın soyadında harf yeri hatası yaptım. Soyadı “ERİMTAN” olacaktı, ben “M” ile “T” nin yerini şaşırmış “Eritman” yazmışım. Özür dilerim.

HAYIR demek için 60 neden (45) 

“EVET” fetvacısı hocaya devlet malı deniz!


Yazılarında, “evet” destekçiliği yapan ve  “Hayır diyenler günaha girer” diye fetvalar veren ilahiyat profesörü Hayrettin Karaman devlet bankası Ziraat’in iştiraklerinden 3 şirketin yönetimine maaşlı memur oldu. Ali Ekber Ertürk’ün yazdığı habere göre, Hayrettin Karaman, Ziraat Katılım, Ziraat Portföy ve Ziraat Emeklilik’in ayrı ayrı Danışma Kurulu üyesi oldu. Danışman maaşları yüksektir. Böylece “evet” fetvacısı ilahiyat profesörüne devlet malı deniz oldu. Hayrettin Hoca, yaşarken cennet imkan ve rahatlığına kavuşturuldu. Bu haber bile “hayır demek için yeter” de artar bile...