Tam bitti derken, yeniden başlıyor.

Aralıksız dört seçim, her seçimde sabahtan akşama aynı bunaltan, içimizi daraltan siyasi dil.

Yine başladı işte...

Bir dakika içinde jenerik dönüyor ve tüm ekranlar aynı anda aynı konuşmayı vermek için canlı yayına geçiyor :

“5 Temmuz gecesi şehit olanlar 'evet'çiydi, evetçiiiii !!! F-16'larla bomba yağdıranlar bugünün 'hayır'cıları'… “

Türkiye’nin gençlerine, önyargısız aynı masanın çevresinde gülerek sohbet eden üniversite öğrencilerine, parklarda sokaklarda hayvanlara mama getiren kadınlara, İstanbul sokaklarında geceleri evsizlere çorba dağıtanlara bakınca içimi bir ümit kaplıyor.

Ama bazen de hiç bitmeyecek diye düşünüyorum.

Hiçbir zaman “normalleşemeyeceğiz”.

Her gün ve her sabah aynı siyasi kısır döngülere uyanacağız.

Tek bir gün bile aşktan, bahardan, şarkılardan, yediğimiz güzel bir yemekten, gördüğümüz son filmden söz edemeyeceğiz.

Varsa yoksa “ihanet, hıyanet, üst akıl, yok o terörist, öteki ajan...”

Dünyadan “siyaset”i çıkartsak, sadece “devleti yönetmek ve topluma hizmet etmek” diye yeni bir alan tanımlasak, ne eksilirdi acaba hayatımızdan ?

Bütün bu hamaset söylemleri bir anda yok olsa...

Sadece ekonominin rasyonel bilgilerle yönetildiği, hizmetin adaletli dağıldığı, diplomasinin reel verilerle yapıldığı bir uygulama olsa politika.

Olamaz mı ?

“Kadını insan olarak kabul edersek... “


Malum, bu hafta 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar haftası...

O nedenle biz kadınlar her türlü duygusal işkenceye, olur olmaz her çeşit konuşmaya hazırız.

Bütün markaların kadınları için indirim yapmalarından tutun da, “kadınlarrrr kadınlarımızzz” nutuklarına kadar her türlü yöntemle dar edecekler yine bu haftayı bize !

İşte ilk cümle geldi bile.

Sayın Cumhurbaşkanı kadın örgütlerinin toplantısında söyledi “kadını bir insan olarak kabul edersek her türlü sorun çözülür”.

Bravo ! İyi bir başlangıç... Biraz geç ama olsun, yavaş yavaş...

Hayır, başka ne olarak kabul ediliyordu ki acaba kadın, anlamadım ben ?

Aynı konuşmada günde 10 kadının öldürüldüğü kadın cinayetleri için de “üç beş psikopat” dedi Sayın Erdoğan.

Nasıl ya ?

Son 15 yılda kadına şiddet zirve yaptı bu ülkede ! 3-5 psikopatı mı kaldı, kadınlar karanlık bir sokakta yürüyemez halde gün battıktan sonra.

Bu ülkede bizzat AKP’li belediyeler tarafından yeni evlenen çiftlere “kadınlarınızı dövebilirsiniz” diye yazan rezil kitaplar dağıltılıyor.

Ne psikopatı, devlet eliyle şiddete teşviktir bu, hem de Diyanet onayıyla.

Daha hafta başlamadan neler işittik !

Anlaşıldı, bu 8 Mart’ta da olmadık cümleler duyacağız.

Ya sabır...

Canım Kızım;


Gemiler limanda güvendedirler, ama gemiler durmak için değil gitmek içindir...