Son yıllarda daha kritik bir sandık kurulmamıştı.

Şüphesiz ki 16 Nisan hepimiz için bir dönüm noktası olacak.

Ya aklıselimle, sağduyuyla bu ülkeyi uçurumun eşiğinden alacağız...

Ya da ucu bucağı belli olmayan yepyeni bir girdaba kapılıp gideceğiz...

*  *  *

Buna benzer bir eşik Ağustos 2014’te geçilmişti.

Ne yazık ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “çatı aday” projesi başarısız olmuş, Tayyip Erdoğan Köşk’e çıkmıştı. ( daha doğrusu Saray’a, kendisi Cumhurbaşkanlığı Köşkü sevmiyor, Başkanlık Sarayı seviyor biliyorsunuz, herneyse... )

CHP, o Cumhurbaşkanlığı seçiminde de sandığa gitmenin ve oy kullanmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışmış ama seçmeni ikna edememişti.

Sahil şeridindeki CHP seçmeni “zaten adayı sevmedik” gerekçesini de öne sürerek hiç istifini bozmadı, sandığa gitmedi.

O boykot, bizi bugünlere getirdi.

*  *  *

Ama burası artık son çıkış.

“Burdan öte köy yok” derdi rahmetli anneannem, tam o hesap.

Hiçbirimizin “aman benim bir tek oyumla mı ülke kurtulacak ?” gevşekliğinde hareket etme lüksümüz yok.

Herkes aklını başına alacak, öyleydi böyleydi demeden gidip tercihini yapacak.

Neden bunları yazıyorum ?

Çünkü konuştuğum bütün seçim uzmanları şu andaki en hayati konunun bu olduğunu söylüyor.

Kullanılmayan her oy, Türkiye’yi ateşlere atacak.

*  *  *

Son olarak MetroPoll Araştırma referandum anketini açıklarken önemli bir analiz yaptı :

MetroPoll’ün Şubat ayı içinde yaptığı ankete göre, Türkiye genelinde sandığa gitmeme oranı yüzde 18 iken 18-24 yaş arasında bu oran yüzde 46'ya çıkıyor !

Bakın ne kadar yüksek bir rakam.

MetroPoll'ün sahibi Prof. Özer Sencar "Türkiye genelinde katılım yüzde 83 civarında görünüyor. Eğer bu seviyede kalırsa ‘evet' ve ‘hayır' oylarının şansı eşit. Ancak katılım yüzde 85'in üzerine çıkarsa ‘hayır' çıkma şansı daha güçlü” diyor.

Yani Türkiye’nin geleceği Türkiye’nin gençlerinin elinde !

Gençler sadece kendi kaderlerine değil, bir ülkenin kaderine de karar vermiş olacaklar.

Ankete göre, bütün yaş gruplarında üniversite mezunlarının "evet” deme oranı 26, "hayır” deme oranı ise yüzde 59.

Eğitim arttıkça “Hayır” yükseliyor.

Profesör Özer Sencar’ın son uyarısı ise şöyle; "Özellikle eğitimli gençlerin referanduma katılımının artması, sonucu ‘hayır' yönünde etkileyebilir.”

E hadi o zaman.

Herkes, en çok da gençler sandığa !

“Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.”

İşte o an, bu andır.

ABD Medyasının içler acısı hali !


Dünyanın en zengin ve güçlü medya grupları neredeyse bizden beter durumda.

Trump’un Başkanlık Kampanyası’ndan beri her gün hakarete uğruyorlar, aşağılanıyorlar, kovuluyorlar, yetmedi son olarak CNN ve BBC Başkan’ın tüm toplantılarından tamamen men edildiler.

Yani artık Trump’un hiçbir açıklamasını, gezisini, basın toplantısını izleyemeyecekler.

Bizde yıllardır devam eden bir durum, SÖZCÜ’nün tüm muhabir ve yazarları Sarı Basın Kartı sahibi olduğu halde, AKP’nin ve hükümetin hiçbir açıklamasını izleyemez, toplantılarına giremez.

Ama ABD’de bizdekinden çok farklı bir gelişme yaşanıyor, CNN ve BBC’e “giremezsiniz” denilen Trump’un basın toplantısına uluslararası haber ajansı AP de girmedi.

AP’nin muhabirleri, “basın yasağına” böyle tepki verdiler.

Düşünsenize, bizde de mesela Sabah, Hürriyet filan “SÖZCÜ’nün alınmadığı bu toplantıyı biz de izlemiyoruz” desinler....

Aynı durum.

Bizde olmaz, ABD’de oluyor.

Canım Kızım;


Kızlar, birbirleriyle rekabet eder. Kadınlar birbirlerine destek olurlar...