Muhalefetin “Ülkeyi bir iç savaşa sürükleyecek düzenleme” dediği 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye bir eleştiri de eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den gelmesi ilginçtir.
AKP’li Abdullah Gül, AKP yönetimini eleştirerek:
“696 sayılı KHK’deki hukuk diliyle bağdaşmayan muğlaklık, hukuk devleti anlayışı açısından kaygı vericidir. İleride hepimizi üzecek olaylara ve gelişmelere fırsat vermemek için gözden geçirileceğimi ümit ediyorum” dedi.
Haklıdır!
Yalnız muhalefet partileri değil, AKP’li de olsa, aklıselim sahibi herkes 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yi, Abdullah Gül gibi sakıncalı buluyor.

* * *

Dün de yazmıştım. 696 sayılı KHK “Binmişiz bir alâmete, gidiyoruz kıyamete!” dedirtecek nitelikte...
Hangi ciddi devlet, sokak milislerine suç işleme özgürlüğü tanır? Böyle bir şey, demokrasiyle yönetilen bir hukuk devleti olduğunu iddia eden bir devlette olabilir mi?
Suç ve ceza hukukun temel prensiplerinden biridir. Suç varsa, ceza da vardır!
Oysa çıkarılan kararnamede, darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılmasında görev alan sivillere, suç işleseler bile koruma sağlanarak yargıdan kurtarılıyor!
İYİ Parti lideri Meral Akşener “Bu düzenleme bir iç savaş çıkarır. Sokaklar milis güçlerine bırakılıyor” diye tepki göstermekte haksız mı?

* * *

İktidar, kendisini eleştiren herkesi, muhalif gazetecileri bile, basın özgürlüğünü hiçe sayarak terörist görüyor, terör suçlusu diye hapsediyor... Ee, iktidara muhalif olan kişiler “Terörist” diye linç edilirse ne olacak? Eli sopalı, satırlı milisler veya militanlar suçsuz mu sayılacak?
İktidarın, “Kanun hükmünde kararname yetkisi elimde” diye ülkeyi böyle bir kargaşaya götürmeye hakkı var mı?
“Teröristlerle mücadele” adı altında tanınan suç işleme özgürlüğünün (!) ciddi tehlikeler doğurabilecek sakıncalı bir düzenleme olduğu kesin.

* * *

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan “OHAL halkın ihtiyacı değil, tek adam rejiminin tercihidir. OHAL derhal kaldırılmalı, olağan koşullara dönülmeli ve Türkiye hızla normalleşmelidir” derken Ankara Milletvekili Murat Emir de şu eleştiriyi yapıyor:
“AKP, FETÖ’yü bahane ederek, kendisine muhalif bütün görüşleri tasfiye etme aracı olarak kullandığı yöntemle, insanların hayatlarını karartmakta zerre kadar tereddüt etmiyor ve hâlâ ülkeyi yönettiğini zannediyor!”

“Türkiye’ye yakışmıyor!”


Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, tutuklu bütün gazeteciler için “Âdil yargılanma hakkı” istiyor.
Mahkemelerde ne yazık ki âdil yargılamaya özen gösterilmiyor ve sanıkların savunma hakları kısıtlanıyor.
“Gazetecilik suç değildir” diyen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki, ülkede yargının bağımsızlığı sağlanmalıdır. Âdil yargılamaya, düşünceyi ifade özgürlüğüne ülkede büyük ihtiyaç vardır. Çağdaş bir demokrasinin ancak basın özgürlüğüyle sağlanacağı da unutulmamalı!” diye açıklama yaptı.
Gazeteci kökenli CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Meclis’te bir konuşma yaparak, davalarda terörist diye suçlanan gazeteciler için ağırlaştırılmış ömür boy hapis cezası istendiğini belirtip şöyle dedi:
“Yani geçmişte idam cezasını kaldırmamış olsak, bu gazeteciler için idam istenecekti. Bu, Türkiye’ye yakışmıyor! Türkiye bu utançtan bir an önce kurtulmalı! 15 Temmuz Darbe Girişimi ile hesaplaşmanın sulandırılması, en çok darbecileri sevindiriyor!”

TEBESSÜM

Anarşist papağan!


İşleri nedeniyle Amerika’da yaşayan, fakat aklıyla, fikriyle, gönlüyle her zaman Türkiye’de olan Cenk Tuncay, günümüze uygun bir fıkra gönderdi:
Sovyetler Birliği yöneticilerinin toplumda ağır baskı uyguladığı dönemde papağanını kaybeden adam Rus Gizli Servisi KGB’ye gitmiş:
“Papağanımı kaybettim” demiş telaşla...
KGB ajanları:
“Bu polisin işi, neden bize geldin?” diye sormuşlar.
Hâlâ telaş içinde olan adam:
“Şimdiden haberiniz olsun istedim” demiş ve eklemiş:
“Papağanımın söyleyeceği hiçbir şeyden ben sorumlu değilim. Söyleyeceği her şey onun şahsi düşüncesidir. Bilin istedim!”

GÜNÜN SÖZÜ


Toplum güven üzerine kuruludur ama güvenip de aldatılmayan kim var ki?


 

karikatur-1