Danıştay’ın “Durdurma kararına” rağmen, Enerji Bakanı Berat Albayrak:
“Yaz saati uygulamasına aynı istikamette devam edeceğiz” dedi.
Bu kafalar için Danıştay filan havagazı...
Bir de “Türkiye’de hukuk var, yargı var, adalet var” diyorlar.
Sen Danıştay kararını bile dinlemeyip işi kitabına uydurursan Türkiye’de hukuk olduğuna kimi inandırabilirsin?

*  *  *

Yaz saati “İleri saat uygulaması” demek...
Bu uygulamayla kıta Avrupası ülkeleriyle 2 saat, İngiltere ile 3 saat farkımız oluyor.
Milleti karanlıkta sokağa dökmenin sebebini anlamak mümkün değil.
“Elektrik tasarrufu” diyorlar. Uzmanlara soruyoruz. Ortada önemli bir tasarruf yok ama insanlar eziliyor, öğrencilere işkence yapılıyor.
Saatler geri alınmayınca çocuklar okula karanlıkta gitmeye başladılar. Millet işine zamanında gidebilmek için evinden karanlıkta çıkmak zorunda kalıyor.
Dolaysıyla herkes çile çekiyor ve bu saçmalığın bir an önce düzeltilmesini istiyor ama inanılmaz bir inatla uygulama devam ediyor.
Günler kısaldıkça işkence artacak!

*  *  *

Bunun kime faydası var?
Enerji kıtlığı mı var ki, hayatı karanlıkta başlatıyorlar?
İleri saat uygulamasından şikâyetçi olmayan yok!
Günler iyice kısalınca herkes sabah ezanı ile karanlıkta kalkacak, güneş doğmadan bütün millet ayağa dikilecek!
Hani her şeye millet karar verir, son söz milletin olurdu?
Şimdi millet istemiyor ama Enerji Bakanı inatla direniyor!
Demek ki bu ülkede her şeye millet karar vermiyor!
Milleti taktıkları yok!
Yönetim, aklına ne esiyorsa onu yapıyor!
Batı ülkelerinin uyguladığı “yaz ve kış saati” uygulamalarını reddetmek bizi çağdaş ülkelerden biraz daha uzaklaştırdı.
Bu yönetim, ülkeyi ileriye değil geriye götürmeyi, aydınlığı değil karanlığı seviyor demek ki!
Oysa ulus olarak aydınlık günlere ihtiyacımız var.

Vatandaş altınını verir mi?


İktidar, vatandaşın yastık altındaki altınlarına göz dikti.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklamasına göre Türk halkının yastık altında sakladığı 100 milyar dolar değerinde altını var.
Müthiş bir rakam! Hazine’nin amacı bu altınları sisteme çekmek. Altınlar paraya çevrilip ekonomiye kazandırılırsa ülkemize çok önemli bir kaynak sağlanacak.
Fakat... Halkımız vaatlere inanıp, altınlarını tahvil veya sertifikaya dönüştürür mü? Bu bana zayıf bir ihtimal olarak görünüyor!
Altın tahvilleri ve altına dayalı kira sertifikaları için, pazartesi gününden itibaren talep toplanmaya başlandı.
Yastık altındaki 22 ayar ve 24 ayar altınlarını Ziraat Bankası şubelerine götürenler, bunları tahvil veya sertifikaya dönüştürebiliyor.
Altına cazip faiz vaat ediliyor. Ayrıca tahvil ve sertifika gelirlerinden vergi alınmayacak.
Bu konuyla ilgili olan gazeteci arkadaşım Baki Karakol telefonla arayarak:
“Olaya sadece ticari yönden bakmayalım. Bu, vatandaşın AKP iktidarına güvenip güvenmediğini göstermesi bakımından kamuoyu anketi niteliğini taşıyor. Bence vatandaş altınlarını vermeyecek!” dedi. Sanıyorum haklı çıkacak.

Tebessüm

Kuleye çıkan eşek!


Adamın biri işlerinin yoluna girmesi için Allah’a yalvarmış “Her şey iyi olursa, ahdim olsun eşeğimi sırtıma alıp, Galata Kulesi’nin tepesine çıkaracağım.” diye yemin etmiş.
Hikâye bu ya, kısa süre sonra tüm sorunları çözülmüş ve sıra yeminini yerine getirmeye gelmiş...
Eşeğini alıp Galata Kulesi’ne gitmiş, bakmış ki kule çok yüksek. Koca eşeği sırtına alıp dar merdivenlerden döne döne kulenin tepesine nasıl çıkaracak? İmkânsız!
Kapıda ak sakallı bir Bektaşi varmış. Yeminini anlatarak ona akıl danışmış.
Bektaşi “Her derdin bir çaresi vardır” diyerek sormuş:
“İçki içer misin?”
“Haşa içmem.”
“Kumar oynar mısın?”
“Asla oynamam.”
“Gazete-kitap okur musun?”
“Vaktim yok ki nasıl okuyayım?”
“Tiyatroya, eğlenceye, saza, caza, dansa gider misin?”
“Gâvur âdetlerini sevmem.”
“Çapkınlık durumun nasıl? Kadınlarla kızlarla âlem yapar mısın?”
“Asla yapmam!”
Ak sakallı Bektaşi:
“Tamam” demiş “Meseleyi çözdük! Eşeği kuleye çıkartmana hiç lüzum yok. Sen kendin çık, yeminin yerine gelmiş olur!”

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanın en temel
var oluş ihtiyacı adam
yerine konulmaktır!

11rahmibey30cm