Bugün birinci sayfadaki TOKMAK-1 sütunumda tetikçi bir saldırganın hezeyanlarından söz ettim.
Aynı tetikçi, SÖZCÜ’ye hücum ederken, Ergin Asyalı’nın pazar günü bu sütunun altında çıkan karikatürünü de ele alıp:
“Bu karikatür vatandaşa ‘Sen ölüp gittin, sana şehit dediler, dayak yedin, kurşun yedin, gazi dediler ama bir daha darbe olursa sakın ha akılsızlık edip de darbecilerin karşısına çıkma, demek istiyor” diye yazdı ve “İşte SÖZCÜ budur. FETÖ taktikleriyle operasyon çeker” dedi.
Yani öküz altında buzağı aradı!
Yahu, senin niyetin kötü... Karikatür sanatından bile habersizsin. Aksi halde bu vicdansızca yorumu yapmazdın.

* * *

Ergin Asyalı’nın karikatürde demek istediği çok açık...
“Vatandaşın zamlar, vergiler, ekonomik sorunlar, terör ve FETÖ baskısı altında bunalmış durumda” olduğunu gösteren Asyalı, “Cumhurbaşkanı’nın, devletin en yetkili kişisi olarak bu sorunları çözmesini” istiyor.
Vatandaşın halini anlatıp, onun dertlerine çare aramayı FETÖ’cülük olarak göstermek kötü niyetli bir davranıştır ve böyle yazanlar aslında kripto FETÖ’cü’dür.
Zaten o edepsiz tiplerden iyi niyet beklemek yanlış olur!
Adamın dünyadan haberi olmadığı şuradan belli: Benden “SÖZCÜ Genel Yayın Yönetmeni” diye bahsediyor.
Utanmaz adam, gazetenin künyesini bile okumamış...
SÖZCÜ’nün Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz’dır.
Ben gazetenin başyazarıyım.
Tüm kadromuz, düzgün, sağlam, işinin ehli meslektaşlardan oluşur.

* * *

SÖZCÜ ekibinde, tetikçi, üçkâğıtçı, FETÖ’cü - ÇETÖ’cü yoktur. Besleme medyada toplanan o tipler SÖZCÜ’nün kapısından içeri bile giremez!
Her taraflarından kötülük akan, bütün işleri iftira ve çamur atmak olan bu kara vicdanlı tetikçiler “İnsanız” diye ortalıkta nasıl dolaşıyor, anlamak mümkün değil!

Bodrum’da artık tehlike yok!


Bodrum’lular artık depreme alıştı...
Önceki gün de çok sayıda deprem oldu, beşik gibi sallandık!
Depremlerin sadece bir tanesi oldukça şiddetli idi... 5.3 büyüklüğündeki deprem koca yarımadayı dut ağacı gibi salladı, silkeledi, korkuttu!
Çok kişi evlerinden dışarı fırladı ama aslında korkacak bir şey yok... Çünkü 6,6’lık orta büyüklükteki ilk depremle, bölgedeki fayların stresi azaldı. Şimdi artçı sarsıntılar bir süre daha devam edecek.
Deprem uzmanlarıyla konuştum. Bodrum ve çevresini korkutan fay üzerinde artık uzun bir süre deprem beklemiyorlar. Tehlike geçti. Fakat sarsıntılar bir ay daha devam edebilir.
Bu sarsıntılar sağlam binalara bir şey yapmaz ama zayıf ve hasarlı binalarda yıkıma sebep olabilir. Bu tür yaralı binalara bakım yapılması şart!

Adalet Hanım’ın adaletsizliği!


Geçtiğimiz pazar günü arkadaşım Zühtü Yorgancı:
“Benim tekneyle günübirliğine Kos Adası’na gidip gelelim” dedi.
“En iyi tekne, arkadaşının teknesidir” derler. Biz de kabul ettik.
Eski adı İstanköy olan Kos, bir Yunan adası olduğu için yata çıkış izni gerekiyordu. Turgutreis Gümrüğü’ne gittik. Aman Allahım! Bir kalabalık ki, sormayın! Liman deniz araçlarıyla tıklım tıklım dolmuş. Yanaşacak hiçbir yer bulamadık.
Bazı görevlilere:
“Nedir bu rezalet?” diye sordum. “Doktor Adalet Hanım daha gelmedi. Bu nedenle tekneler çıkış yapamıyor!” dediler.
Teknelerin limandan çıkış belgelerini doktor imzalamadan hiçbir deniz aracı yabancı bir limana gidemiyor. Peki, Doktor nerede? Yok!
Koskoca limanda böyle kepazelik olur mu? Madem doktor şartı var, devlet bir doktor daha tayin edemiyor mu? Ya da Dr. Adalet Hanım’ın adaletli çalışmasını sağlayamıyor mu?
Günümüzün yarısı doktor hanımın keyfini beklemekle geçti. Nasıl bir görev anlayışıdır bu?

TEBESSÜM

10 milyonluk daire!


Etiler’de 10 milyon lira istenen daireyi müşteri dolaşıyormuş.
Komisyoncu “Çok isteyeni var beyim. İnşallah size nasip olur” demiş.
Müşteri daireyi iyice dolaşıp dışarı çıkarken birden komisyoncuya sormuş:
“Yahu, iyi güzel amma, bu dairenin ahırı nerede?”
Komisyoncu şaşırmış:
“Anlamadım.”
“Ahırı nerede dedim!”
“Beyim ahırı ne yapacaksın? Burası Etiler! Ahır ne demek? Niçin sordun ki?”
Müşteri gülmüş:
“Bunu satın alacak inek nerede yatacak, onu merak ettim de!”

GÜNÜN SÖZÜ

Gerçek büyük adamlar büyüklük göstermenin küçüklük olduğunu bilir!

11rahmibey30cm