CHP’nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal da birçok milletvekili gibi halk oylamasında “hayır” çıkması için çaba gösterdi. Sonuçların açıklanmasından sonra Cumhurbaşkanlığı seçiminde neler yapılması gerektiğine ilişkin televizyonda görüşlerini açıkladı. Bu açıklamayı çok erken bulanlar da, açıklamanın arkasında başka amaçlar olduğunu öne sürenler de oldu.
Ardından Mersin Milletvekili Fikri Sağlar’ın, hükümete yakınlığıyla bilinen gazetede Kılıçdaroğlu’nu “tek adam” olmakla suçlayan açıklaması geldi. Sağlar, ihraç edildiği CHP’ye Kılıçdaroğlu döneminde alındı, ön seçimde liste başı oldu, milletvekili seçildi. Sağlar, her ne kadar açıklamasının çarptırıldığını öne sürse de, meslektaşımızın böyle bir çarptırma yani söylenen dışında bir şey yazmayacağına da inanıyorum. Siyasetçiler, zora düştüklerinde hep “sözlerinin çarpıtıldığını” ya da “kastını aştığını” öne sürer.

TARHAN’DAN İLK ŞİKAYET

Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı dönemine bakarsak, parti içinde yaşanan bazı olumsuzluklarda kadınlar ön plana çıkıyor. Emine Ülker Tarhan’la başlayalım. Dönemin Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı olan Emine Ülker Tarhan’la ilgili Kılıçdaroğlu’ndan dinlediğimi aktarayım:
“Emine Ülker Tarhan partimize geldi ve milletvekili olmak istediğini söyledi. Ankara’dan aday gösterdik, milletvekili seçildi. Siyasette deneyimli olmamasına rağmen kendisinin TBMM Grup Başkanvekili olmasını istedim. Siyasette yeni bir yüz, hukukçu kimliği, dernekçiliği, daha önce yaptığı çalışmaları, açıklamaları da bu kararımda etkili oldu.
Kendisini aday gösterdik ve TBMM Grup Başkanvekilimiz oldu. Ancak kısa süre sonra milletvekillerinden ‘Grup Başkanvekilimiz bize selam bile vermiyor, kimseyle konuşmuyor’ şikayetleri gelmeye başladı. Kendisi Ankara Milletvekili ama Ankara İl Başkanlığımızın hemen hiçbir etkinliğine katılmadığı şikayetler yağdı. Emine Hanım’ı kaybetmek istemedim, hiçbir zaman da ‘Şunu-bunu niye yapmadın ya da yaptın’ diye sormadım.
Yeni yasama dönemi Grup Başkanvekilliği seçiminden önce kendisiyle görüşüp, parti sözcülüğü görevini yürütmesini istedim. Bana ‘Olur’ dedi. Daha sonra TBMM Grup Başkanvekilliği’nde kalmak istediğini belirtti. Kendisi seçime girdi ancak kaybetti. Partiden istifasına ilişkin bana göre sağlıklı, tutarlı bir sebep yok.”

GÜLER’DEN AĞIR SUÇLAMA

Tarhan, istifasından sonra parti kurdu, seçime katıldı ancak tam anlamıyla hayal kırıklığına uğradı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun milletvekilliği önerdiği isimlerden biri de Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’di. Siyasette yeni bir yüz olan Güler’e önemli bir görev verildi: Parti Sözcülüğü.
Güler’in, parti yönetimiyle zaman zaman farklı düşünmesi normaldi ama bir açıklamasında CHP yönetimini FETÖ ile işbirliği yapmakla suçlaması partiyi tam anlamıyla karıştırdı. Hücumlar Kılıçdaroğlu’na yapıldı ve sonunda Güler partiden ihraç edildi. Bilgili, birikimli Güler’in gönderilmesine partide üzülenler çoktu ama sözleri de partiye alabildiğine büyük zarar verdi. Son olarak, TBMM’de Darbeleri Araştırma Komisyonu’na davet edilip CHP-FETÖ ilişkileri sorulmak istendi.

YILMAZ VE AYLİN NAZLIAKA

“Ulusalcı” olarak bilinen Dilek Akagün Yılmaz önseçimle, normal süreçten geçerek milletvekili seçildi. Açıklamaları zaman zaman CHP’yi zora soksa da, Kılıçdaroğlu Yılmaz’ı partiden göndermedi, o da istifa etmedi.
Aylin Nazlıaka, CHP’li bir milletvekilinin odasındaki Atatürk fotoğrafını indirdiğini söylediği gerekçesiyle hedef oldu. Hükümete yakınlığıyla bilinen yayın organlarında günlerce, haftalarca hep o yer aldı. CHP’den ihraç edildi ama o kendisini hiçbir zaman CHP’nin dışında görmedi.

SELİN SAYEK BÖKE’NİN AYRILIŞI

Prof. Dr. Selin Sayek Böke’ye milletvekilliği teklifini Kılıçdaroğlu yaptı. Parti Sözcülüğü görevi verdi. Halk oylamasının ardından CHP’nin sine-i millete dönme dahil her konuyu toplantıda ele aldığını söyledi. Hemen ardından bu açıklama Grup Başkanvekili Levent Gök tarafından yalanlandı.
Kurultay takviminin açıklaması yapılacağı sıra yanında Genel Başkan Yardımcılarından Tekin Bingöl’ün bulunması istendi. Böke, buna kızdı ve parti içindeki diğer gelişmeleri de gerekçe gösterip “hadi bana eyvallah” dedi, partideki görevlerinden istifa etti.
Açıkçası, Kılıçdaroğlu en büyük darbeyi milletvekili olmasına ön ayak olduğu, önemli görevlere getirdiği kadınlardan yedi. Bakalım, bundan sonra kendisini neler bekliyor.