Anayasa toplumsal bir sözleşmedir. Oysa (U) dönüşü yapan Devlet Bahçeli’nin akıl dışı desteği ile Meclis’ten geçen anayasa değişikliği, toplumun her kesimiyle değil, yalnızca bir bölümüyle yapılmıştır.
Bu anayasa Türkiye’nin değil, AKP’nin anayasasıdır. Böyle bir anayasanın, toplumu ortak bir noktada buluşturması mümkün değildir.
Değişiklikler referandumda yüzde 50’nin üzerinde bir oy alsa bile (içerik ve zihniyeti nedeniyle) toplumda ayrışmalara sebep olacaktır. Böyle bir AKP anayasasının, 80 milyonluk Türkiye’nin anayasası olması ve sürdürülebilmesi çok zordur.
21’inci yüzyılda Türk toplumunun bünyesi esareti kabul etmez, tüm kaderini “Tek Adam”a bağlamak ve “millet değil ümmet olmak” gibi bir yanlışı yapmaz!
Tarihe şöyle bir
bakalım...
Siyasette gücü ve hâkimiyeti tek başına ele geçiren bir lider güç zehirlenmesine yakalanıyor, egemenliğini sürekli hale getirmek için demokrasi ve hukuk dışı yolları uygulayarak müthiş bir
baskı rejimi kuruyor.
Bunun örnekleri çoktur. Tarihten alınacak büyük dersler var!