‘Hayır’cıların yemediği dayak, yasaklanmadığı mekan, tartaklanmadığı alan kalmadı...
Millete anayasa değişikliğine “niçin hayır” dediklerini anlatmak için yurdu karış karış gezen, Ergenekon ve Balyoz kumpası mağduru emekli askerlerin oluşturduğu “Hayırlı Konvoya” “darbeci”, “hain” gibi “zarif” sıfatlarla olmadık hakaret ve saldırılarda bulunuldu... Medyanın anlı şanlı tetikçileri, yalanla dolanı birbirine katıp, olmadık iftiralarda bulundular...
-O kadar korkuyorlar, o denli panikteler yani!..
Ancak en ağır, en zirveden tepkiyi Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu aldı... Haftalardır, yurtiçinde, yurtdışında bir saniye durmaksızın halka “Tek adam rejiminin” felakete eş değer sonuçlarını gayet açık, gayet basit bir şekilde anlatan, çok da başarılı performans gösterdiği aldığı tepkilerden belli olan Feyzioğlu, Saray’dan “yok artık” dedirten ağır bir eleştiri yağmuruna hedef oldu...
Yürürlükteki “Tarafsız Cumhurbaşkanlığı” maddesini hallaç pamuğu gibi atan, devletin olanaklarını dibine dek kullanan, muhalefeti en ağır laflarla eleştiren, her gittiği yerde mitingler yapan, halka “Evet” vermesi için yemin ettiren Saray, bakın Barolar Birliği Başkanı için neler söyledi:
-Sen bir defa benim kapımı çalamazsın. Kapattım kapıyı. Niye, çünkü sen Barolar Birliği Başkanısın. Yani hukuk nedir bildiğini iddia eden bir kurumun başkanısın. Böyle bir şey yapamazsın. Böyle bir şeyi yaptığın anda karşına yarın bunun faturası çıkar!..
Tehdit oturaklı yani!.. İyi de Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu ne yapıyor? Halka anayasa değişikliğinin getireceği rejimi ve ülkenin içine yuvarlanacağı kaosu hukuk bilgisine dayanarak anlatıyor... Bunun neresi suç Tanrı aşkına?.. o anlatmayacaktı da kim anlatacaktı “Evet” çıkması halinde yaşanacak vahim sonuçları?..
-Bakkallar Derneği Başkanı mı?!.
Acaba aynı başkan, aynı geziyi ve anlatımı “Evet” çıkması için yapsaydı, yine aynı ağır tehditlere maruz kalacak mıydı, soruyorum?!.
-Acaba bir kişi dahi “kalırdı tabii” diyebilir mi acaba!..

“Bedel ödemeye hazırım”


Feyzioğlu bu sözlere çok net bir yanıt verdi...
Önce Cumhurbaşkanı’nın kendini düşürdüğü duruma üzüldüğünü söyledi. Etrafında kendisini doğru bilgilendirecek kimsenin kalmamış olmasını vahim olarak değerlendirdi. Kendisinden sonra Hollanda’da konuşan iktidar partisi milletvekillerinden haberi olmadığını vurguladı.
Asıl önemlisi, Feyzioğlu Cumhurbaşkanı’nın, “Kumpas davalarında, 2010 anayasa değişikliğinde, Oslo’da, İmralı’da, Ortadoğu politikasında sürekli yanıltıldığını, kandırıldığını” söyledi ve ne dedi biliyor musunuz:
-Anayasa paketinde de aldatılıyor. İçinde eyalet benzeri kamu tüzel kişiliklerini tek imzayla oluşturacak, özerklik şartına Türkiye’nin koyduğu çekinceleri tek imzayla kaldıracak yetkileri içeren bir anayasanın kabul edilmesi için nasıl sahaya iner?..
Birazdan o maddeyi anlatacağım sizlere ancak Feyzioğlu’nun ağır tehditlere verdiği yanıtı yazmak da boynumun borcu:
-Biz Sayın Cumhurbaşkanı’nın torunlarının da dahil olduğu gelecek nesiller için mücadele ediyoruz. Hayatı boyunca terörle mücadele etmiş bizleri “Hayır” diyoruz diye teröre destek vermekle suçlamış ve bedelini ödetmekle tehdit etmiştir. Her türlü bedeli ödemeye hazırız. Kimseden ikbal beklentimiz yok. Tek borcumuz Allah’a, vadesi gelince öder gideriz!..
Alkışlıyorum...

Türkiye kolayca parçalanabilir!..


Anayasa maddelerinde Cumhurbaşkanı’na verilen ve Feyzioğlu’nun “korkunç” olarak nitelendirdiği yetki ne peki?..
Aslına bakarsanız maddelerin tümü vahim ancak işaret edilen madde gerçekten korkunç!.. Tek bir imzayla anayasanın 123 ve 124. maddelerinde illeri birleştirip şehir birliklerini bir kamu tüzel kişiliği adıyla kurma yetkisi var. Yarın, öbür gün bir Cumhurbaşkanı’nın bu yetkiyi kullanıp kullanmayacağının garantisini kim verebilir?.. Peki bu imza atılırsa basit şekilde soralım ne olmuş olacak?..
-Eyalet sistemi!..
Yani? Yanisini Doğu ve Güneydoğu’da “KDP Birlik İnisiyatifi” isimli parti kurdurup açık açık “Evet” propagandası yaptıran Barzani’ye sormak lazım; Ankara’da adeta Devlet Başkanı gibi karşılanıp göndere niçin olmayan devletin bayrağının çekildiğini de sorun lütfen yakalamışken!!!
İşte bu ülkenin yurtseverleri, her şeyi göze alıp bu vahim tabloyu yurttaşlara anlatmak için ülkeyi karış karış geziyorlar...
İşte bunun için “Evet” oyunu savunamayan, sorulara mantıklı yanıt veremeyenler, gerginlik, mağduriyet politikalarına sarılıyor, “Hayır” diyenlere en pespaye şekilde saldırıp “terörist, hain” gibi seviyesi yerlerde sürünen saldırılarda bulunuyorlar!..
Birazcık dikkatle bakarsanız görüntü gayet net; bu referandum sıradan bir seçim değil, bu ülkenin, bu vatanın geleceği için yapılan bir varoluş-yok oluş oylaması... Tıpkı Feyzioğlu’nun mertçe söylediği gibi:
-Cumhurbaşkanı’nın torunları da dahil çocuklarımız için, gelecek nesiller için HAYIR!..