Yunanistan B.M. Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni Mayıs 1995’de onarken 3. maddesindeki kabûl edilen karasularının 12 mile kadar ilân edilebileceği olanağına dayanarak “vazgeçilmez hakkı” saydığı karasularını 12 mile çıkardığını ilân etme yetkisini istediği zaman kullanacağını bildirmiştir. Yunanistan Meclisi’nin bu kararı üzerine TBMM kamuoyunda “casus belli” kararı diye anılan 18.6.1985 günlü kararıyla Yunanistan’ın 12 mile çıkarıp genişletmesinin yol açacağı durumu belirterek “Ülkemizin hayatî menfaatlerini muhafaza ve müdafaa için T.C. Hükûmeti’ne askerî bakımdan gerekli görülecek olanlar da dahil olmak üzere tüm yetkilerin verilmesine ve bu durumun Yunan ve Dünya kamuoyuna dostane duygularla duyurulması”nı öngörmüştür.
Bu konudaki en son gelişme 8.7.2012’de “Türkiye’nin ‘casus belli’yi kaldırması”nın Yunan Evramopoulas Hükûmetince istenmesidir. Yunanistan’la sürüp giden SORUNUMUZ Doğu EGE adalarının askerden arındırılması düzenlemesidir. Bu adalarda Yunan egemenliğini sınırlayan askerden arındırılma statüsü yanında 1995’den bu yana Kardak krizi ile belirginleşen egemenliği tartışmalı adacıklar ve kayalıklarla ilgili sorun güncel sıcaklığını korumaktadır.
Doğu Ege adaları Lozan Barış Antlaşması’yla Yunanistan ve İtalya’ya bırakılmış, Oniki Ada daha sonra 1947 Paris Barış Antlaşması’yla Yunanistan’ın egemenliğine geçmiştir. Bu adaların egemenliğinin sınırlandırılmasına ilişkin Lozan Barış Antlaşması’ nın 13.maddesi Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adalarının askerden arındırılmasını öngörmüştür. Bu alaların üzerinde askerî uçuşları bile kısıtlayan maddenin ayrıntılı düzenlemesi yanında 12. maddesinde ise şu açıklık bulunmaktadır: “...doğu Akdeniz adaları ve özellikle Semadirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adaları üzerinde Yunan egemenli konusunda 17-30 Mayıs 1913 tarihli Atina Antlaşması’nın 15.maddesi hükmü uyarınca alınan ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunan Hükümeti’ne bildirilen karar, bu antlaşmanın İtalya’nın egemenliği altına konulan ve 15. maddede belirtilen adalara ilişkin hükümleri saklı kalmak üzere doğrulanmıştır.”
“Oniki ada” olarak anılan ve gerçekte 14 adadan ve onlara bitişik adacıklardan oluşan güneydoğu Ege adalarına gelince; bunlar Lozan Barış Antlaşması’nın 15.maddesi ile İtalya’nın egemenliğine bırakılmıştır. Bu adalar Stampalia (Astropalia), Rodos, Kalki, Karpatoz (Scarpantı), Kazos, Piskopis (Tilos), Miziros (Mysiros), Kalimnos, Leros, Patmos, Lipsos, Simi, İstanköy (Kos) ve Meis (Castellorizo). İtalya’ya bırakılan bu adalar özel bir statü altına konulmamakla birlikte, Lozan Barış Antlaşması’nın 16. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu adaların geleceğinin ilgililerce ileride özel düzenlemelerin yapılacağı kabul edilmiştir.
Dolayısıyla Doğu Ege adalarının askerden arındırılmış statüsü de aidiyeti belli olmayan adacıklar ve kayacıkların durumlarının izlenmesi uzun yıllardır hem Dışişleri Bakanlığı’nın, hem Genelkurmay Başkanlığı ve Deniz Kuvvetlerimizin dikkatli, özenli izlemesine konuydu. Bu özen ve dikkat, Bodrum’un az açığında bulunan Kardak kayalıklarına Yunan ordusunun 1995 yılı yaz ayları sonunda deniz piyadelerini (SAS) çıkarmasıyla yaşanan kriz sırasında görüldü. Kardak krizi, Türkiye’nin yürüttüğü acil ve akılcı diplomatik manevra sayesinde aşılmıştı.
O günlerde, Türk diplomatları ve donanmasının akılcı müdahalesi olmasa belki, Ege’de yıllardır süren egemenlik sorunları silâhlı çatışmaya dönüşebilirdi. Nitekim, 2016 yılından bu yana Ege’deki hem aidiyeti belirli olmayan adacık ve kayalıklar, hem doğu Ege adalarının Lozan Antlaşması’yla belirlenen askerden arındırılmış statüsü, Yunanistan tarafından defalarca ihlâl edildiği ve bu konudaki haberler Türk gazetelerine yansımış olduğu halde, ne bu haberlerin yansıdığı dönemdeki hükûmetlerimiz, ne donanmamız konuya müdahale etmekte etkin rol üslenememiştir.
Denizlerimiz, egemenlik alanlarımız konusundaki donukluğumuz sonunda Ege Denizi, ulaşım için dahi kullanamadığımız denizimiz olacak gibi görünüyor. Benzer bir tutum ne yazık ki, hem Suriye’deki iç savaş, hem IŞİD’e (DAEŞ) karşı alınacak önlemler, hem “iklim değişikliği alanında” yapılmış olan 2016 Paris Sözleşmesi çerçevesinde atılması gereken adımlar bakımından sürmektedir.
Ege adaları konusundaki sorunları özetle okurlarımızın bilgisine sunduk. Dış ilişkilerdeki çelişkili davranışların, iktidar anlayışındaki temel amaçların karmaşası kuşkuları gidermeye yetmiyor. ATATÜRK’ün “Yurtta barış, Dünyada barış” ilkesinin önemi ve değeri bir kez daha anlamını ortaya koyuyor. Bugünlerde Türkiye’nin 18 adasını ve 1 kayalığını işgal eden Yunanistan’ın İzmir’in Koyun, Aydın’ın Bulamaç, Eşek ve Hurşit. Muğla’nın Keçi ve Kalolimoz adalarında 6 kara, 2 deniz, 2 helikopter üssü kurup 4 bin asker yerleştirdiği haberleri yayımlandı, İzmir’e bağlı Venedik kayalıklarındaki deniz fenerinde de gözlem yaptığı. Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşüne sert çıkan RTE iktidarı Yunanistan’a ne diyecek acaba? Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşünü yürekten destekliyorum, karşı çıkanları kınıyorum. Sağlık koşullarım elverseydi her gün yanında olurdum.