Farsçadan dilimizde kalan, kargaşa ve karmaşayı anlatan “Keşmekeş” sözcüğü, Türkiye ortamının günlük görüntüsünü özetlemeye yeter. Suriye yanlışının şehitleriyle yanan toplumda yüreğinin acısını dindirecek olumlu bir gelişme yaşanmıyor. Ayağının tozuyla ABD’nden sonra Türkiye’ye gelen İngiltere Başbakanı’nın Kıbrıs konusunda ödün istemeden, kimi gözdağları vermeden döndüğünü sanmak yanılgıdır. Dolardaki çıkışlar ile ABD, Rusya, İran birlikteliğiyle Suriye için öngörülen düzenlemenin kuracağı PKK-PYD yerleşim alanı, yeni sorunların başlangıcı olacaktır. Son 15 yılda içte gerilemelerle birçok sorun yaşanırken, dış ilişkilerde de çevrilme ve kıskaç sayılacak sorunlar birbirine eklenmekte, hava giderek kararmaktadır. Şiddetli bir yağmur mu, dolu mu? Göreceğiz.
Anayasa konusunda yetkin çok kimsenin karşı çıktığı değişikliği gerçekleştirmek için her yola başvurulacağını söylemiştik. Yansızlığını yitiren yöneticilerle konumlarını Bay RTE ve adamlarına borçlu olanlar (kimi rektörler gibi) halkoylaması için kolları sıvadılar. Önümüzdeki günlerde daha çirkinlerini göreceğimiz aykırılıklar akıllarına koyduklarını yapmak için her şeyi göze alan iktidarcıların mârifetleri olarak siyaset tarihimize geçecektir. Değişiklik halkoyunda kabul edilir, askerler ve yargıçlar da Türkiye Başkanına rektörler gibi bağlanırsa şaşılmaz.
Kasalar, keseler açıldı. Ağızlar kapanmak bilmiyor, alabildiğine açık. Dilleri zehir zemberek. Ayrışma ve bölünme, ulusal dayanışmanın yıkımının göstergesi ve kanıtı. Kendileri için başkalarına kıymaktan kaçınmayanların yapamayacağı kötülük yoktur. Siyasal oltalar her gün bir kesime atılıyor. Değişikliği imzalamadan gazilerden bile destek isteyen cumhurbaşkanının sözde tarafsızlığı yarın nasıl davranacağını düşündürüyor. Alkışlar ve övgü çığlıkları onu hızlandırıyor.

ÇELİŞKİ

Yurtdışından eleştiriler ve uyarılar birbirini izliyor. Alman Avukatlar Birliği (DAV) avukatlarla gazetecilere yönelik sakıncalı buldukları uygulamalarla hukuk devletinin sarsıntı geçirdiğini duyuruyor. Tutuklu 150 gazeteciden başka yüzlercesi işten çıkarıldı. İktidar ilgilileri bunların gazetecilik dışı nedenlerle tutuklandığını söyleyerek akılla alaya çalışıyor. Beri yandan kimi toplantılarda Bakanlarla bürokratlar görüşmelere topluca duadan sonra başlıyorlar. KHK’lerle halkoyuna giderken kapanan vakıf, dernek, medya kuruluşu, tutuklanan belediye başkanı, belediyelere atanan kayyım, görevden alınan akademisyenlerle memurların sayısı ürkütücü boyutlarda. Fetöcülere her istediğini verdiklerini söyleyenler, onlarla sıkı-fıkı ilişkilerde bulunup devlete yerleşmelerine göz yumup yardımcı olanlara, kendilerine dokunulmaması için başkalarını Fetöcülükle suçlayan Fetöcülere bir şey yapılmıyor. Kim kimi kandırıyor? Aldatıldığını söyleyenler şimdi başkalarını aldattıklarını sanıyorlar. Yakındıkları PYD’ nin ülkemiz üzerinden Kobani’ ye geçişi kimin zamanında olmuştu açıklasalar ya.

BU ARADA

MHP Genel Başkanı “Cepheleşme ve siyasal çatlaklar derinleşti” diyerek AKP’ne desteğinin gerekçesini açıklamıştı. Bu durumda doğrudan, milliyetçilikle değil dincilikle öne çıkan, Atatürk ve arkadaşlarıyla ilkelerine karşıtlıklarını her ortamda açıklayan iktidarın payandası oluyor. Tutumdaki ağır çelişkiyle eleştirdikleri durumların sorumlusuna katkı verdikleri açık.
Ülkemizin önde gelen baroları Anayasa değişikliğine karşı çıkıyor. Bu uzman kuruluşların saptama ve gerekçeleri halkımıza tutulan ışıktır. Sonra pişman olmamak, büyük yitiklerle karşılaşmamak için yansız hukukçuların görüşlerine önem vermek gerekir.
AKP’liler, bağımsızlığımızı sağlayıp cumhuriyeti kuranlara yönelik karalama ve suçlama yapan bağnazları uyarıyor mu? Eleştirileri sözle geçiştirmekten öte Anayasa’nın başlangıcı ile ilk dört maddesindeki değerleri övüyor, onları korumanın yadsınamaz bir görev olduğunu söylüyorlar mı?

YETMEDİ

Kendi oylarıyla kendi ödenek ve yolluklarını artıran milletvekilleri halkın sorunlarıyla yeterince ilgilenmiyor. Memura, emekliye bir şey vermediği gibi başta benzin, her şeye, ilâca zam, yetersiz asgarî ücret ve aylıklar yurttaşları kıvrandırıyor. İktidarda kalıp saltanatı sürdürmek, yandaşları doyurmak, 2023 hayalini gerçekleştirmek başlıca amaçları olan AKP’liler RTE’a ayarlanmış yürüyüşleriyle kazanma stratejileri plânlıyor. Hukuksuzluk o kadar yaygınlaştı ki hukuk devleti olduğumuzu söylemekte güçlük çekiyorum.