Etrafı tank sesleri kaplamıştı...
Suriye’nin Afrin kentine doğru çelik paletleri madeni sesler çıkararak ilerleyen Türk tankının üzerindeki Samsunlu uzman çavuşa muhabir elindeki mikrofonu uzatarak sordu:
“İstikamet neresi?”Samsunlu Çavuş Mehmet Kuzu, doğal biçimde cevap verdi:
“Kızılelma’ya...”
Mehmetçik’in verdiği bu ilginç ve anlamlı yanıtla “Kızılelma ülküsü” Türkiye’nin gündemine oturdu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan:
“Bizim bir Kızılelma’mız var” dedi.
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Samsun’da yaptığı konuşmada:
“Milli değerlerimizin içinin boşaltıldığı bir süreçte muhterem ‘Biz Kızılelma’cıyız’ dedi. Buradan sesleniyorum ey muhterem; Önce ayağının altına aldığın Türk milliyetçiliği sebebiyle ayağını kaldır, sonra Kızılelma’dan bahset. Sen herhalde masalda aldatılan Kırmızı Başlıklı Kız’ın sepetindeki kızıl elma zannettin Kızılelma’yı...” diye seslendi.
Peki, Kızılelma nedir, neresidir?

* * *

Sevgili okurlar... “Kızılelma” yüz yıllardan beri Türk Milleti’nin ülküsüdür, idealidir, ulaşılması gereken bir amaçtır, hedeftir.
Yeryüzündeki bütün Türklerin birleştikleri, nerede olduğu bilinmeyen idealist, ülküsel bir yurttur Kızılelma... Bunun eşanlamlısı “Turan’dır, Turan ülkesidir.”
Kızılelma’nın bir anlamı da şudur:
Osmanlı İmparatorluğu’nun zaferler döneminde, Hristiyan dünyasının merkezi olan Roma’daki kilisenin kızıl bakırdan kubbesi ima edilerek, ulaşılacak, ele geçirilecek en uzak, en son coğrafi nokta anlamına gelirdi. Roma ve Viyana kentlerine verilen simgesel bir isimdi.
Sefere çıkan Osmanlı askerlerine “İstikamet neresi?” diye sorulduğunda, askerler “Kızılelma’ya” cevabını verirlerdi.
Günümüzde “Kızılelma”nın savunucusu olan ve bu idealin devamını sağlayan “Ülkücü” camiadır.

* * *

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Kızılelma’nın Türk Milleti’nin cihan hâkimiyeti mefkuresi (ülküsü) olduğunu belirterek diyor ki:
“Samsun’dan sesleniyorum. Ey muhterem, önce ayağının altına aldığın Türk milliyetçiliği sebebiyle ayağını kaldır. Kızılelma’yı dişlemekten vazgeç. Sürekli aldanan muhterem, sen Türklüğün cihan hâkimiyeti mefkûresini anlamazsın.
Afrin’de savaşan ana kuzuları diyor ki ‘Biz Kızılelma’ya gidiyoruz. Söyleyin ailemize bizi beklemesinler.’ Allah, ayaklarına taş değmeden dönmeyi nasip etsin. Siyasetin bozduğu, bu muhteremlerin bozduğu, Saray koalisyonunun büyük ortağının bozduğu dış politikadaki itibarımızın iki paralık edildiği şu süreçte Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmak için gene şanlı ordumuz orada... Allah onlardan razı olsun.”

İleri demokrasi (!)


Sürekli Rus televizyon kanallarını izleyen, özellikle Rusya’da (1. Kanal) diye bilinen ORT kanalının haberlerini kaçırmayan Semih Kalkanoğlu diyor ki:
“Mart ayında Rusya’da ‘Devlet Başkanlığı’ seçimi yapılacak. Her 4 yılda bir yapılıyor.
Bize göre çok önemli iki nokta var:
1) Başkan Putin kendisi için 300 bin imza toplanmasını isterken, rakipleri için sadece 100 bin imza toplanmasını istedi.
2) Bu imzalarda noter falan yok. Özel form biçiminde toplanan dilekçeler bağımsız bir araştırma-denetleme kurumunda incelemeye alınıyor.
Bizde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan için tek bir imza dahi istenmezken, Başkanlığa aday olacaklardan 100 bin imza getirmeleri isteniyor. Bir de noter tasdiki gerekecek. Bu durumda 100 bin imza için en az 12 milyon lira ödenmesi lazım.
Herhalde ileri demokrasilerde (!) uygulama böyle!”

TEBESSÜM

Adem ile Havva’nın milliyeti!


Temel, bir Fransız ve bir Alman arkadaşıyla güzel sanatlar müzesini  gezerken “Adem ile Havva Cennet Bahçesinde” adlı tablonun önünde durup tartışmaya başlamışlar.
Alman “Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı” demiş.
Fransız, Alman’ın bu görüşüne karşı çıkmış:
“Yanılıyorsun dostum. Bak, Havva ne kadar güzel, Adem de ne kadar yakışıklı... Bu kadar çekici olduklarına göre hiç kuşkusuz Fransız olmalılar.”
Temel, tabloyu uzun uzun inceledikten sonra kararını vermiş:
“İkiniz de yanıldınız. Bunlar kesinlikle bizdendir, Türk’tür. Bakın, üstte yok, başta yok. Elmadan başka yiyecekleri de yok ama hâlâ kendilerini cennette sanıyorlar!”

GÜNÜN SÖZÜ


Sayılı fırtınalar milletlerin hayatında hep olur. Önemli olan o fırtınaları atlatmaktır!

aqaq