Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Irak’a 26 kez sınır ötesi harekat düzenlemiş ve hepsinde “İç Güvenlik Harekatı” şeklinde “Gayrinizami Harp” taktiği uygulanmıştı. Komandolar, timler halinde araziye yayılıyor, temizliği yapıyordu. Her harekatta da bölücü terör örgütüne önemli kayıplar verdirilmişti. Suriye’ye düzenli ordu taktiğiyle harekat yapıldı. İkisi arasında çok büyük farklar var. Evet, tepe alınıyor ama gittiğiniz zaman orada ağır silahların dışında kimseyi bulamıyorsunuz.

Yapılan her açıklamada, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğumuz, sınırımızdaki teröristleri temizlemek, ülkemize sığınanların ülkelerine güvenli bir biçimde dönüşlerini sağlamak amacıyla harekata başlandığı belirtiliyor. Biliyoruz ki Türkiye’nin hiçbir komşusunun toprağında gözü yoktur. Ancak, bazı durumlar açıkçası ilerde ülkemizi zor duruma düşürür kaygısını taşıyanlar da az değil.

PEKİ KİM YERLEŞECEK?

Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu her fırsatta vurguluyoruz, askerimiz orada bulunduğunu göstermek için bayrağımızı sallarken, onun yanında Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ya da başka bir bayrak olmamalı. Ayrıca, ÖSO içinde de 32-35 ayrı grup bulunduğu belirtiliyor. Eğer, bayrağımızın yanında başka bayrak dalgalanırsa, o zaman ülkemizin Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğuna ilişkin samimi açıklamalarını farklı bir biçimde kullanan, yorumlayanlar da olacaktır.

Askerimiz orada uzun süreli kalmayacağına göre, askerimiz çekildikten sonra orada ÖSO bayrağı mı dalgalanacak, orası otonom bölge mi olacak? ÖSO kalacaksa, buraların rejim güçleri tarafından ele geçirilmesi de gündeme gelecektir. Siyasetçisiyle, askeriyle, dış konularla ilgili kişilerle konuştuğumuzda hep, “Suriye ile mutlaka işbirliği yapılmasının, görüşülmesi”nin gerekliliği vurgulanıyor. Orada güvenli bölge oluşturacaksanız, Suriye olmadan nasıl güvenli bölge oluşacak?

YEMEK VE FOTOĞRAFLAR

Askeri kaynaklardan edindiğim bilgi, ÖSO içinde farklı grupların bulunduğudur. Harekatı yöneten 2. Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel, askerimizin yanında, ele geçirilen dağlarda oluyor. Bu harekatta yararlılıkları bilinen ÖSO mensupları da Korgeneral Temel ve diğer komutanlarla hatıra fotoğrafı çektiriyor. Hassasiyetleri bilinen bazı TSK mensupları, bugün ÖSO içinde yer alan ancak yarın nerede ve kiminle birlikte olacakları konusunda kuşkular bulunan ÖSÖ’cularla çekilen fotoğrafların ilerde ülkemiz aleyhine kullanılabileceğini de söylüyorlar.

Yine başka bir duyarlılığı daha hatırlatalım: Vatandaşımız, askerimizin yanındadır. Sevgisini her zaman gösteriyor. Bu amaçla evlerinde yemek pişiren, sarma, börek yapanlar, bunları askerimize getirip ikram ediyor. Evet, bu sevgi tamam ama sonuçta yabancı bir ülkeye harekat yapılırken, askerimize karşı art niyetli olanların, yemeklerin içine zehirleyici maddeler koyabileceği de hatırlatıyorlar. İlk günlerde sevgiye karşılık vermek için getirilenler alınırken, şimdi alınmaması da işte bu konudaki duyarlığın sonucudur.

“KRİTİK ARAZİ ARIZALARI”

Burseya Dağı askerlerimiz tarafından temizlendi ama bunun hemen ardından Afrin’e girileceği yazılıyor, söyleniyor. Evet, askerimiz zor bir görev yapıyor ama daha önünde askeri deyimle “11 kritik arazi arızası” var. O bölgede Burseya Dağı’nda yapılan tahkimatlara benzer tahkimatların bulunduğu araziler var. Her ne kadar bu tahkimatlar YPG’liler tarafından yapıldığı belirtilse de, bunların Suriye rejimi tarafından çok önceden yapıldığını da yöreyi bilenlerden öğreniyorum.

YPG’liler hazır betonarme hendekleri, sığınakları kullandı. Suriye, öteden beri Türkiye’den kendilerine yönelik bir saldırı olabileceğini bekliyordu ve bunun için sınır bölgesinde bu tür tahkimatlar yapmıştı. Afrin merkezinde de benzer bir durumun olduğunu hatırlatalım.

O HAT NASIL KORUNACAK?

Suriye’ye düzenli orduyla, itici güçlerle girdik. Yani tankımızla, topumuzla oradayız. Karşınızda düzenli ordu olursa o da tertiplenir ve bulunduğu yeri kolay kolay terk etmez. Gayrinizami kuvvetlere karşı sizin de gayrinizami harp tekniklerini uygulamanız gerekiyor. Düzenli harekatta bulunan birlikler teröristleri kovalar,  bir kısmını etkisiz hale getirir, kaçanlar bir yerlerde gizlenir.

Siz, o bölgeyi terk ettikten sonra onlar yeniden döner. Burada başarının gelebilmesi ve ilerde tehlike yaşamamak için harekatın sonunda, en son ulaşılan noktada bir hat oluşturulması, o hattın da en az birkaç yıl tutulması gerekir. Böylece, ileriye gidenlerin yeniden dönüşleri engellenir, içerde kalanların da zaman içinde bertaraf edilmesi sağlanır.

Kuşkusuz bu konuları harekatı yönetenler de çok iyi biliyorlardır. Ama, bu konularda duyarlılık gösteren ve askerimizin başarısından başka bir şey düşünmeyenlerin de uyarıları dikkate alınmalı. Anlatanlar, geçmişte sınır ötesi harekatları yapmışlardı. Onların seslerini de duyun...