Sanat hayatında 35'inci yılı kutlayan deneyimli oyuncu Nedim Saban, Cumhuriyet'e verdiği röportajda birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulundu... Kilolu olduğu için jönü oynayamayacağını söyleyen Saban'ın açıklamalarının satırbaşları şöyle: "Jön olamadan öleceğim! Kilolu olmak sempatik olmakla bağdaştırılıyor. Ben hep deli, salak, beceriksiz, obur, büyümeyen çocuk gibi karakterler oynadım... Ama artık zayıfladım, bari kendi tiyatromdan sporcu, yakışıklı âşık roller gelsin! 16 yaşında tatlı su solcusu olarak çocuk tiyatrosu yaptık arkadaşlarımızla. Sanatımı insanlar mutlu olsun diye yapıyorum ama kendim mutlu değilim. Ama mesleğimi yaptığım zaman mutluyum. Dışarı çıkıp hava aldığım zaman mutlu değilim. Küçük sevinçler de yaşamıyorum. Türkiye’de küçük mutlulukları yaşayamıyorum. Olumsuz değişen bir toplum var, bu değişime tanıksınız ama bir şey yapamıyorsunuz. Konuşamıyorsunuz. Bugün beni en mutsuz eden şey bu. Bu korkmakla ilgili değil, değişen çağı sanatla yakalayamamakla ilgili. 'KANIKSIYORUZ!' İzlediğimiz gündemi kanıksamak, acı hissetmemek canımı acıtıyor. Şehitlerin var kanıksıyorsun, Nuriye ve Semih’i kanıksıyorsun, Selahattin Demirtaş’ın hapiste olmasını kanıksıyorsun, meslektaşlarının ötekileştirilmesini, sosyal medyada trollenmesini kanıksıyoruz. Sonra yavaş yavaş unutmaya başlıyoruz. Acı olmadan sanat yapmak mümkün değil. Acı çekemeyen bir kanıksama sürecindeyiz. Ama bu da geçecek. Peki bugünün tiyatrosunu değiştirmek için ne yaptık? Eksideyiz. Sadece Tiyatrokare olarak değil, genel Türk Tiyatrosu olarak eksideyiz. Tam anlamıyla çağa tanıklık edemiyoruz. Sanat, çağa tanıklık etmeli ve o değişimin içinde olmalı. Çağ önümüzden akıp gidiyor. Bir taraftan da korkularımız var. “Ya salon alamazsam” gibi. Oyuncular mesela sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları siliyor, geçmişini siliyor. Hafızasını silen bir oyuncu nereden beslenecek? İnsanların hayatta kalma güdüsü var, buna da saygı duyulmalı. Gezi olaylarında bir tweet’i beğenen insanların bile işsiz kaldığını biliyoruz. Yalnızlaştırıldılar, ötekileştirildiler.