Fotoğraflar : Mustafa Kızgınyürek 'Yaprak Dökümü' dizisiyle Türk televizyon izleyicisinin gönlüne taht kuran Bennu Yıldırımlar'la yeni filmi 'Ağustos Böcekleri ve Karıncalar'ı konuştuk. Yıldırımlar oyunculuktan aşka dair pek çok konuda düşüncelerini anlatırken, 22 yıllık evliliğini ilk günkü gibi taze tutabilmesinin sırrını verdi. Başarılı oyuncu, "Saygıyla harmanlanan aşk, sevgiye dönüşüyor" diye konuştu. 7 yıl sonra 12 Mayıs'ta yeni bir sinema filminizle sevenleriniz karşısındasınız... Peki, 7 yıl aradan sonra bu filmi kabul etmenizdeki en büyük etken neydi? En büyük etken çok içten yazılmış olması. Yerel gibi görünse de evrensel bir konusunun olması çok dikkatimi çekti. Çok akıcı bir senaryo ve herkesin kendisinden, çevresinden ve ailesinden bir şeyler bulabileceğine inandığım bir durum. Ve tabii ki çok güzel bir ekip. O beni etkiledi. Yönetmenimiz Erhan Tuncer liseden itibaren arkadaşları olan Onat Esenman ve Dicle Pektaş ile beraber bu yola çıkmışlar. Onların düşü sinema filmi çekmek ve ilk filmlerini çekiyorlar bu da bana ayrıca duygusal romantik geldi. Peki, neden 7 yıl bu kadar beklediniz? 10 yıl üst üste sürekli televizyonda yer almış bir insan olarak diyebilirim ki hem dizi çekimleri hem de şehir tiyatrosundaki oyunlarım benim oldukça zamanımı alıyordu. Ve bu arada gelebilecek güzel teklifleri de değerlendirebilecek pozisyonum olmuyordu. O yüzden bu kadar büyük bir ara oldu. 'Ağustos Böcekleri ve Karıncalar' filminden bahseder misiniz? Ölüm döşeğindeki babalarının başında toplanan üç kardeşin bir gece boyunca daracık iki oda ve mutfakta birbirleri ve geçmişleriyle hesaplaşmaları üzerine kurulu bir film. Evin tek kızı Selma karakterine hayat veriyorum. bennu-ic-9 BUGÜNE KADAR OYNADIĞIM HİÇBİR KARAKTER BANA YAKIN DEĞİLDİ Selma ile benzer yönleriniz var mı? Ve bugüne kadar oynadığınız karakterler içerisinde en çok hangi kadını sevdiniz? Bugüne kadar oynadığım hiç bir karakter bana yakın değil. Ama keyif aldım hepsinden. Tanışmaktan da keyif aldım. Ayrıca en çokla başlayan soruları cevaplandıramıyorum ben. En çok yapmak istediğim şey henüz yapmadığım iştir. Daha yapacak çok iş var diye bakıyorum ben. Yakında vizyona girecek yeni filminiz için “Mutlaka izleyin çünkü …” cümlesini nasıl doldurursunuz? Güzel soru düşündürücü. Mutlaka izleyin çünkü ailenizden kendinizden bir şeyler bulacaksınız ve ayrıca ölüm gibi özel bir konu da ne kadar ikiyüzlü ne kadar samimi olabiliyoruz... EN BÜYÜK İDEALİM OYUNCU OLMAK DEĞİLDİ Yanlış bilmiyorsam sizin babanız gazeteci. Peki, sizdeki bu oyunculuk aşkı nereden geliyor aile de var mı? Ailemde oyuncu yok. Benim hayatımdaki en büyük idealim oyuncu olmak değildi. Birçok şey vardı ama oyunculuğu deneme arzusu içerisindeydim. Bu deneme arzusuna karşı çıkan bir ailem yoktu şansım oydu. Aileme de ilginç geldi "peki dene bakalım" dediler. 1988 yılından itibaren şehir tiyatrosuna girdim. Yevmiyeli oyuncu olarak çalışmaya başladım 29 yıldır da buradayım. Ömrümün önemli bir bölümü şehir tiyatrosunda oyuncu olarak geçti. Bu arada daha çok tanınmama sebep olan televizyonda bizim için aslında ek iştir. Memur olduğum için izin alarak yaptığım bir iş. bennu-ic YAPRAK DÖKÜMÜ'NE DÖRT BUÇUK YIL DEVAM EDER DİYE GİRMEDİK Kariyerinizde Yaprak Dökümü sizce nerede duruyor? Böyle bir kariyeri insan tabii ki daha önceden belirleyemiyor. Şehir tiyatrosunda rahmetli Savaş Dincel'le başladık Yaprak Dökümü'ne ekip olarak. Ali Rıza Bey'i oynuyordu bende kızı Fikret rolündeydim. Çok güzel bir ekibimiz vardı hala görüşürüz. O ekip bu oyunu oynama devam ettiğinde Ay Yapım'dan insanlar gelip oyunu izlemişler ve sonrasında bu teklif geldi Savaş abiyle benim oynamamı istediler. Hatta Savaş abiyle (Dinçel) eyvah sadece bizi seçtiler diye kendimizi bayağa kötü hissetmiştik. Sonra o olay bir buçuk yıl uzadı Savaş abi (Dinçel) başka bir diziye geçti. Ne oluyor derken oyunun televizyon versiyonuna geçtik. Hatta Savaş Abi (Dinçel) ilk bölümü izledikten sonra bütün ekibi kutlayan bir telefon açmıştı. Nurlar içinde yatsın çok iyi bir insandı. Biz olaya dört buçuk yıl devam eder diye girmiyoruz tabii. Tutar tutmaz... Bu başarıyı hep birlikte o güzel ekiple tattığım için çok mutluyum. Bugüne dek almış olduğunuz ödüller arasından birini seçmenizi istesek, hangisi bir tık daha değerli? İlki her zaman insanın içerisinde özeldir. 1994 yılında Ankara Film Festivalinden aldığım "Umut Veren Kadın Oyuncu" ödülüm benim için her zaman özeldir. Tiyatrodan değil de ilk sinemadan almıştım. 22 YILDIR EVLİYİZ Eşinizin sizin gibi oyuncu olmasının avantajları ve dezavantajları neler? 22 yıldır evliyiz. Tabii ki birbirini karşılıklı anlama bir birinin özgürlüklerini kısıtlamama. Her şey saygıdan geçiyor. Dezavantaj yaşamadım diyebilirim bir defa oyuncu oyuncunun halinden anlar. bennu-ic-2 AŞKIN ÖMRÜ VAR Peki derler ya aşkın ömrü 3 yıl diye peki sizce de öyle mi? Tabii canım öyle. Aşk dönüşür aşk olarak kalsa güzel olurdu ama formül olarak zarar verici olabilirdi. Sevginin dönüşmesinde fayda var. Dostluk, arkadaşlık ve konuşabilecekleriniz bitmemeli. Yoksa iki tane suskun insan olursunuz evin içerisinde. Bu da bir işe yaramaz. Kızınız Ada’yla ilişkiniz nasıl? 17 yaşında şuan Ada. Kendi çocuğum diye söylemiyorum ama bayılıyorum kızıma. Bugüne kadar önemli bir sorun yaşatmadık birbirimize diye düşünüyorum. Çünkü paylaşımı seven, içini dökmeyi seven bir genç kız. O yüzden her şeyi söylemesi çok hoşuma gidiyor. İçi dışında bir çocuk. bennu-ve-kizi-ic Bu arada haftaya Anneler Günü’nü kutlayacağız. Sizinki de kutlu olsun! Bugüne dek evladınızdan aldığınız en özel hediye hangisiydi? İlişkimizi kızımla ya da hiç bir yakınımla hediye üzerinden kurmadığım için bu sorunuzu çok güzel yanıtlayamayacağım. İnsanların birbirine sabah gülerek bakması bir kahvaltı sofrasını paylaşması en büyük hediye. Hediyeler bazında gitmiyor ilişki biz de. ANNE OLMAK MUCİZEVİ BİR DUYGU Annelik size ne kattı ve anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Bir gün kalktım anne oldum bütün hayatım değişti değil de 17 yıl öncesi sanki kendini hazırmış gibi hissederken aslında hiç bir zaman hazır olmadığını hissediyorsun. Kendi isteğinizle dünyaya getirdiğiniz bir varlığın büyümesini izlemek mucizevi güzel şekillenmesini görmek harika bir duygu. 3 kilo 350 gram'la başlayıp bir bakıyorsunuz kocaman bir insan olmuş. Başka çocuk yapmayı düşünmediniz mi? Bu tempo içerisinde sanırım ideal olanı bu oldu. Tabii ki bir kardeş kızıma çok güzel olurdu. Kızıma sorduğum zaman bir abisinin olmasını istiyor. Bende hep anlaşabileceğim bir abim olmasını isterdim. Ama benim görebildiğim örnekler illa çok kardeş olmak gerekmiyor. Çünkü insan hayatında kardeşi kadar sevebileceği çok güzel dostlarla karşılaşıyor. Benim kardeşim gibi sevdiğim çok insan var. Yeni projeleriniz var mı bu sinema filmi dışında? Bir sinema filmi daha çektim ama onu henüz daha açıklamıyoruz sözleşme gereği. Şehir tiyatrosunda Shakespeare'in en sevilen komedilerinden biri olan 12'nci Gece'de Olivia'yı oynuyorum. 29 Mayıs'ta Açık Hava Tiyatrosunda oynayacağız. Hayatınızda aşk olduğunda nasıl biri oluyorsunuz? Bir defa insan birçok şeye aşk duyar kendimi şanslı hissediyorum aşkla yapabildiğim bir mesleğim var diye. Bu da insanı daha zinde ve daha olduğundan genç gösterir diyebilirim. Büyüme ve gelişme duygusu tattığım her şey içimde aşk doğuruyor. bennu-ic-5 YÜZÜMDE VE VÜCUDUMDA ESTETİĞİM YOK Hayatta en çok duyduğunuz söz? "Ne kadar genç duruyorsunuz" durumu. Ben makyaj yapmam. Yüzümde veya vücudumda estetiğim yok. Yüzüme sadece bakım yaptırıyorum. Spor yapıyorum.Düzenli disiplinli yapma huyum vardır. Hayattaki sorunumuz turşunun limonla mı ya da sirkeyle mi yapıldığı olsa keşke... En çok neyi özlüyorsunuz? 1970'lerden her daim sevdiğimiz 'Neşeli Günler' filmi aklıma geliyor. O dönemdeki gibi samimiyet, karşılıklı anlayış, saflık,temizlik... Hayattaki sorunumuz, turşunun limonla mı ya da sirkeyle mi daha iyi yapıldığıyla ilgili olsa keşke. Gelecekle ilgili problemlerin çözülebilmesinin daha mümkün olduğu dönemleri insan özlüyor ister istemez.