Oyunculuk sektöründe yeni bir isim olan Kübra Kip (29), kendisine ödül getiren filmde başı kapalı bir kızı oynadı. Rolüne hazırlanırken adeta bambaşka biri haline dönüştüğünü söyleyen oyuncu, kendisinden desteğini hiçbir konuda esirgemeyen annesine çok şey borçlu olduğunun altını çizdi. Kip’le Antalya’da kaldığı otelde buluştuk ve aldığı ödülden başlayarak pek çok konuda sohbet ettik… √ Bize kendinizi tanıtır mısınız? Üniversiteye hazırlanırken hobi olarak tiyatro kursuna gitmeye başladım ve oyunculuk okumaya karar verdim. Sınavlara hazırlanıp 2007 yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Oyunculuk Bölümü’nü kazandım; 2011 yılında da mezun oldum. Mezun olduktan sonra da hep tiyatro yaptım. Şu anda da İstanbul Moda Sahnesi’ndeyim ve ‘Hamlet’ oyununda oynuyorum. √ Peki İstanbul maceranız nasıl başladı? Ankara’da yaşıyordum; İstanbul’a gelişim ise ‘Yahşi Cazibe’ dizisiyle oldu. O dizide sekiz bölüm oynadım ve sonra ‘Muhteşem Yüzyıl’ın son sezonunda Canfeda Hatun’u canlandırdım. ‘Babamın Kanatları’ ise ilk sinema deneyimim.

Günlük hayatta da kapalı olduğumu zannettiler

√ Filmde kapalı bir kadını oynuyorsunuz. Bu açıdan nasıl tepkiler aldınız? Kimse beni filmdeki kadına benzetemiyor. Hatta “Başörtülü bir genç kızın bu filmde oynamayı kabul etmesi ne güzel” gibi sözler de duydum. Normal hayatta da kapalı olduğumu zannettiler. √ Rolünüze nasıl hazırlandınız? Öncelikle hayata canlandırdığım Nihal karakterinin olduğu yerden bakmaya çalıştım. Bunun içinden İstanbul’da Üsküdar’a gittim. Tesettür giyim satan mağazaları gezdim. Başörtülü sokağa çıktım ve iç çamaşırı satan mağazalardan alışveriş yaptım. Gittiğim mağazalarda arkadaş edindim. Bu rol, herkesin eşit olduğunu anlama konusunda bana çok şey öğretti.

Ödülümü bir iş kazasında ölen arkadaşıma adadım

√ İlk sinema deneyiminizle biri Adana, diğeri Antalya Film Festivali olmak üzere iki ödül birden aldınız. Bu başarı sizde nasıl duygular uyandırdı? Her iki ödülümü alırken de aynı duyguları hissettim. İki törene de sıfır beklentiyle gittim; o yüzden çok büyük bir şaşkınlık ve heyecan yaşadım. ‘Babamın Kanatları’ çok anlamlı bir film ve ben bir parçası olduğum için çok mutluyum. İnsanların son zamanlardaki hassasiyetlerini konu alan bu filmde rol almak zaten benim için ödül gibiydi… √ ‘Babamın Kanatları’ filmini size sevdiren hangi yönleri oldu? Bu film öncelikle emekçilerin çabalarına karşılık bulamama hikayesini anlatıyor. Böyle bir yaraya parmak basıyor olmak çok önemli, bu filmin bir parçası olmaksa gurur verici. Bu filmin benim için bambaşka bir anlamı daha var. İnşaatta çalışan çok yakın bir arkadaşımı üç sene önce iş kazası sonucunda kaybettim. Bu olayın üzerine bu filmin gelmiş olması çok farklı bir duygu…

Kendimi şanslı hissediyorum

√ Bize biraz da çocukluğunuzdan bahseder misiniz? Babamı küçük yaşta kaybettim. O nedenle annem benim için çok değerli olduğundan en büyük teşekkürüm ona. Türkiye şartlarında iki kız çocuğuna sahip bir kadın olarak bizi istediğimiz şeyleri yapabilecek noktaya getirdi ve hep destek oldu. Biz bu anlamda çok şanslıyız. √ Annenizin yaşamından da bildiğiniz gibi Türkiye’de kadın olmak çok zor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz? Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada kadın hep öteki olmayı kabullenmek zorunda bırakılmış. Toplum olarak da uzun zamandır zor bir dönem yaşıyoruz. Tüm bunların arasında kadın olmak ayrıca zor. Kadın olarak haksızlığa ve şiddete daima başkaldırmak gerek.