Schaake, “Bu yeni yasalarla Türk hükümetinin internet üzerinde neyin yayınlanıp yayınlamayacağı üzerindeki kontrolü artıyor ve bilgiye erişimi kısıtlıyor. İfade özgürlüğü ve basın özgürlüğü zaten büyük baskı altında ve Türkiye gazetecilerin en büyük cezaevi olmuş durumda. 2007 yılından bu yana, çok sayıda internet sitesi bloke edildi. Avrupa Komisyonu, hukukun üstünlüğü ve temel özgürlüklerin AB politikasının merkezinde olan unsurlar olduğunu göstermelidir. Geçtiğimiz yaz Gezi Parkı protestoları bize Türk halkının demokrasi ve özgürlük özlemi duyduğunu gösterdi, onları ayazda tek başlarına bırakmamalıyız” dedi.

Schaake tarafından başlatılan kampanyada, dijital özgürlüğün AB’ye aday ülkelerin yerine getirmesi gereken kriterlerden biri olduğu vurgulanıyor.

Schaake, “Üyelik müzakereleri sırasında, Komisyon’un bu tür yasaların kabul edilemez olduğunu ve Türkiye’nin eninde sonunda uyması gereken Kopenhag kriterlerini ihlal ettiğini açık bir şekilde vurgulanmalıdır.”

İki hafta önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’i ziyaret ettiğini de hatırlatan Schaake, Erdoğan’ın bu ziyaret sonrası Ankara’ya “yarasız beresiz” döndüğünü ve Başbakan’ın müzakerelere devam edileceğini söylediğini hatırlattı.

Schaake, “Eğer gerçekten de niyetı buysa, temel özgürlükleri kısıtlayan yasalar çıkartılamalıdır” dedi.