Kayseri'de görülen Ali İsmail Korkmaz davasında, tutuklu sanıkların tahliye talepleri reddedilirken, duruşma 14 Temmuz'a ertelendi.



Güvenlik‘ gerekçe gösterilerek Eskişehir’den Kayseri’ye alınan dava nedeniyle kentte güvenlik önlemleri alındı. Davayı izlemek için gelenlerin otobüsleri adliyeye yakın yerde durduruldu. Adliye çevresinde yaklaşık bin polis olağanüstü güvenlik önlemi almış durumda.

Korkmaz ailesi ellerinde Ali İsmail'in fotoğraflarıyla salona girdi. Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, Ethem Sarısülük'ün ağabeyi Mustafa Sarısülük de destek için adliyeye geldi.

AYNI KAREDELER

Duruşmada olan Ali İsmail Korkmaz'ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, Twitter'dan bir fotoğraf paylaştı ve şöyle yazdı: Tutuksuz sanık 3 polis de salona geldi. Polis arkadaşlarının yanına sığındılar. Annem ve babamla aynı karedeler!

OĞULLARI ANNELERİNİN ELLERİNİ ÖPEBİLDİ Mİ?

Ali İsmail’in fotoğrafını göğsünde taşıyan anne Emel Korkmaz, duruşma salonu girişinde yaptığı açıklamada oğlunun hesabını sormaya geldiğini söyledi. Sanıklara tepki gösteren anne Korkmaz, "Ali İsmail’in hesabını sormaya geldim. Ali İsmail ile birlikte geldim. Acaba evlatları annelerinin elini öpebildi mi? Çocukları babam nerede diye sorduğunda ne cevap verdi. Biz 19 yaşında gencecik çocuğa kıydık, hapiste miyiz dediler, yoksa ne dediler merak ediyorum?" diye sordu.

7 AYLIK YEĞENİ DE...

Ağabey Gürkan Korkmaz ise kucağında oğlu Ali Yusuf'la birlikte söz aldı. Oğlunun 7 aylık olduğunu, olaydan mağdur olduğunu, amcasıyla adaş olduğunu, onun bayrağını Ali Yusuf'un aldığını belirterek bebek adına davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme davaya katılma taleplerini reddetti.

TANIKLAR DİNLENMEYE BAŞLADI

Duruşmada bugün 11 tanık dinlenecek. Ali İsmail Korkmaz dövülürken olay yerine çok yakın olan tanık Semih Berkan Yapıcı salona alındı. Kimlik tespiti yapıldı. Yemin ettikten sonra anlatmaya başladı.

"Olay akşamı (2 haziran) arkadaşımla Espark önündeki eylemlere baktık. Sonra arkadaşımı evine bıraktım. Yunus Emre caddesine çıkan yollardan gittik. Kendisini eve bıraktıktan sonra bir ara sokakta eylemcilere polis müdahale ediyordu. Bir süre sonra çevik kuvvet TOMA'larla müdahale etti. Ben de diğer insanlar gibi kaçtım. AKP il binası az ilerisinde biraz bekledim. Eve gitmek için kendime güvenli yol arıyordum. Güvenli olduğunu düşündüğüm sokakta 2 sarhoş kişi gördüm ve arkalarından yürümeye başladım. Kapalı pazarın oradaki fırına vardım. İçeride 2 polis vardı. Dışarı çıktım, havada hala gaz vardı. "Yapmayın etmeyin" diye bir bağırma duydum. 2 polis eylemcileri pazar yerine sürüklüyordu. Polislerden birinin Selçuk Bal olduğunu internetten öğrendim. Yanlarında elinde sopa olan Serkan Kavak da vardı. Serkan Kavak da vurmaya başladı. Bu sırada vurdukları şahıs bir anda kaçmaya başladı. Bu kişiler fırının önüne döndüler, ben de oraya gittim. Tekrar gaz saldırısı başladı, eve gidemedim. Sokağa giren uzun boylu, kumral birini darp ettiler. Dövdükleri kişi "Yapmayın ben su almaya geldim" dedi.

Eve gitmek için Ali İsmail'in girdiği sokağa yöneldim. Serkan Kavak'ın pasajda saklandığını gördüm "Ben çıkarken sen geriye kaç" dediğini duydum. Bu sırada Ali İsmail Korkmaz ile Doğukan Bilir'in sokağa girdiğini gördüm. Ali İsmail sokağa girmeden önce Hüseyin isimli polis ve gaz maskeli polisi gördüm orada.

Ali İsmail sokağa girdiğinde Hüseyin isimli polis ve diğer gaz maskeli polis yakalamak istedi ama yakalayamadı. Dğukan Bilir'i (Ali İsmail'le aynı gün dayak yiyen genç) yakaladılar. Ali İsmail'in önü fırıncılar tarafından kesildi. Ali İsmail kepenklere doğru hamle yaptı. Çelme taktılar, Ali İsmail dengesini kaybedip düştü. Herkes darp etmeye başladı. Ali İsmail tekmelerle darp edildi. Defalarca vurdular. Kafasını kaldırdı ve kafasını kaldırıma çarptı. O anda yüzünü hafızama kazıdım. Uzun saçlı bir polis geldi.. Ali kafasını saklamaya çalıştı ama hep kafasını tekmelediler. Bilincini kaybetti. Ali İsmail kendine gelmeye başlayınca tekrar darp etmeye başladı (sanık Mevlüt Saldoğan'dan söz ediyor). Ali fırsat bulup kaçmaya başladı, polisler "Çevirin onu" diye bağırıyordu. Sonra gözden kayboldu.

ANLATIRKEN AĞLADI

Tanık Yapıcı ifade verirken, Ali İsmail'in düşürüldüğünü, kafasına polis Mevlüt Saldoğan tarafından defalarca tekme atıldığını ve bilincini kaybettiğini söylediği anlarda durdu, gözyaşlarını tutamadı, su verildi.

ANNE KORKMAZ: ALLAH KORKUNUZ YOK MU?

Tanığın bu anlatımları sırasında Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz sanık polise dönerek "Allah korkunuz yok mu sizin?" diye bağırdı.

''POLİS SALDOĞAN, ALİ'NİN KAFASINA DEFALARCA VURDU''

Tanık Yapıcı daha sonra sözlerine şöyle devam etti:
''Ali İsmail'i fırın çalışanlarından biri dengesini bozarak yere düşürdü. Ali İsmail'i polisler, fırıncılar herkes yerde darp etti. Polis Mevlüt Saldoğan, Ali İsmail yerdeyken defalarca tekmeledi. Kafasına defalarca vurdu, son kez yüzüne tekmeyle vurunca Ali İsmail bilincini kaybetti. Yakından baktım Ali İsmail'e, gözleri kapalıydı. Sonra Ali İsmail birden ayağa fırlayıp kaçmaya başladı. Arkasından ilerideki sivil ve polislere 'çevirin, çevirin' diye bağırdılar. İleride polisler bir kez daha yakalayıp, ikinci kez darp ettiler. Elinde budaklı odun olan sivil şahıs da darp edince, polisler "başımıza iş açacaksın" dediler. Polisler bu kez bacaklarına vuruyorlardı. Kalktı ve üçüncü kez darp edilerek gözden kayboldu Ali İsmail."

SANIKLARI TEK TEK ELLE İŞARET ETTİ

TanıkYapıcı, Mevlüt Saldoğan'ı albümden teşhis etti. Ali İsmail'i darp eden polisi de teşhis etti. Tanık, sanıkları elle göstererek teşhis etti. Yapıcı, fırıncı Ebubekir Harlan'ı ise Ali İsmail'e çelme takıp düşüren kişi olarak teşhis etti.

''HER TARAFI MORLUK İÇİNDEYDİ''

Anne Emel Korkmaz, görüntülerdeki kişinin Ali İsmail olmadığını öne süren sanık avukatlarından birinin tanığa Ali İsmail'in nasıl düştüğünü ve yakından görüp görmediğini sormasına tepk göstererek iki kez, "Her tarafı morluk içindeydi, vicdansızlar" diye bağırdı.

DURUŞMA KARIŞTI, EMEL KORKMAZ FENALAŞTI

Duruşmada Tanık Yapıcı'nın Ekşi Sözlük'te olay gecesi yazdıklarını anlatırken polislerin Ali İsmail'e küfrettiklerini söylediği bölümde ortalık karıştı. Ali İsmail'in avukat abisi Gürkan Korkmaz ayağa kalkarak sanıklara tepki gösterdi, izleyici sıralarından da kendisine destek geldi. Anne Emel Korkmaz bu sırada fenalık geçirdi. 5 dakikalık bir kargaşanın ardından duruşmaya devam edildi.

''ELİNDE SOPAYLA ADAM DÖVENE POLİS DENİR''

Sanık avukatının tanığa yönelttiği soruya, müdahil avukatın "Elinde sopa ve copla adam dövene polis denir" yanıtı salondan alkış aldı.


TANIK DA KAMERADA

Ali İsmail'e saldırının görüntüleri mahkemede izlendi. Tanık Semih Berkay Yapıcı, katibin önündeki bilgisayar ekranından, avukatlar da önlerindeki ekranlardan o anları izledi. Ekranda tanığın koşarken görüntüsü yer alıyor ve Ali İsmail'in yere düşürüldükten sonra tekmelendiği bölgenin çok yakınında olduğu anlaşılıyor.

ALİ İSMAİL'İN ANNE VE BABASI DAYANAMADI

Kamera görüntüleri izlenirken Ali İsmail'in annesi Emel ve babası Şahap Korkmaz dayanamayarak salon dışına çıktılar.

DURUŞMA SALONUNDA BİR KİŞİ GÖZALTINA ALINMAK İSTENDİ

Salonda polisin bir vatandaşı gözaltına almaya çalıştığı öne sürüldü, seyircilerin müdahalesi üzerine kısa bir tartışma yaşandı.

"GEZİ EYLEMCİSİ İTİBAR EDİLEMEZ" SÖZLERİ ORTALIĞI KARIŞTIRDI

Tutuklu sanık polis Şaban Gökpunar, tanık Yapıcı'ya 500-600 metreden nasıl teşhis ettiğini sordu. Yapıcı, "500-600 metre değil, mesafe 20-30 metreyi" dedi. Polis Gökpunar'ın bu kez mahkeme başkanına, "Gezi eylemlerine katılan şahsın tanık olarak beyanlarına ne kadar itibar edilebilir?" diye sorması salonu karıştırdı. Müdahil avukatları ile Gürkan Korkmaz ve Ankara'da öldürülen Ethem Sarısülük'ün kardeşi sert tepki gösterdi, salondakiler bağırdı.

"NEDEN TANIĞI DA ÖLDÜRMEDİNİZ"

Müdahil avukatı Ayhan Erdoğan, sanık avukatının tanık Yapıcı'ya polislerin kendisine neden müdahale etmediğini sorması, müdahil avukatlarının ve salondakilerin tepkisini çekti. Avukat Ayhan Erdoğan sanık avukatına, "Bu neden tanığı öldürmediler diye sormaktır. Sanık avukatının sanıklara neden Ali İsmail'i öldürdünüz diye sorması lazım" dedi, bu sözler, salondan alkış aldı.

"ALİ İSMAİL'İN BİLİNCİ YERİNDE DEĞİLDİ"

Tanık Turhan Gürler ifadesinde şunları söyledi:

"Ali İsmail, Fırat Köse birlikteydik. 300 kişilik bir grup slogan atıyordu, biz de onlara katıldık. Polis müdahale edilince kaçtık, birbirimizi kaybettik. Sonra tesadüfen Ali İsmail'i gördüm, kolunu tutuyordu, yüzünden darbe almıştı, 'kolum kırıldı herhalde, polis cop vurdu, tekmeledi' dedi, sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. 'Neredeyiz, nereye gidiyoruz' diyordu sürekli. Bilinci yerinde değildi, 'hastaneye gidelim' dedim, Fırat'ı aradım. Hastaneye gittik, Ali İsmail acille SSK hastanesine götürüldü. Akşama kadar bekledik Ali İsmail'i. Ortopedi servisinde adli vaka olduğunu, bakamayacaklarını söyleyerek 'ifadesini versin, öyle gelsin' dediler. Üzerinde kırmızı montu, içinde yeşil tişörtü vardı Ali İsmail'in. Sürekli kafasına cop ve tekme yediğini, nerede olduğunu hatırlamadığını söylüyordu. Sonra birlikte eve gittik. Ertesi gün fenalaştığını ve yoğun bakıma alındığını söyledi Fırat."

DOKTOR, ‘İKİ ÜÇ GÜNE BİR ŞEYİN KALMAZ’ DEMİŞ

Fırat Köse, Ali İsmail'in ev arkadaşı olduğunu söyledi. Köse, "Ali İsmail daha önce konuşmadığı gibi konuşuyordu, tersler gibi. Sonra Turhan aradı, Ali İsmail'in polislerce darp edildiğini söyledi. Onu hastaneye götürdük. Hastanede ifade verdikten sonra gelmesini söylediler, karakoldan karakola üç ayrı karakola gönderdiler, bu sürede fenalaşmış." dedi.

AİLESİ DUYSUN İSTEMİYORDU ‘MERDİVENDEN DÜŞTÜM DİYECEĞİM’ DEDİ

Ahmet Uygun: "Ev arkadaşıyım, onu gördüğümde çok ciddi darbeler almıştı, çok kötü görünüyordu, siviller ve polisler tarafından çok kötü dövüldüğünü, yerde tekmelendiğini söyledi. Doktora cuma günü sınavlarının başlayacağını, kötü bir durum var mı diye sordu, doktor iki üç güne düzeleceğini söyledi. Ortopediye gittik, ifade ver gel dediler, sonra karakola gitti Ali İsmail. Ailesinin bu olayı duymasını istemiyordu, merdivenden düştüm demeyi önerdi, olmaz öyle şey dedik."

HASTANE ‘İFADE VERSİN GELSİN’ DEDİ

Okan Korkmaz: "Doktor, Ali İsmail'in omuzunda kırık olduğunu söyledi, başında ve omuzunda darbe izleri vardı. Doktora merdivenden düştüğünü söyledi, sınav haftası olduğu için gerçeği söylemek istemedi. Doktor ağrı kesici verdi, hafıza kaybının geçici olduğunu söyledi, birkaç güne bir şeyi kalmayacağını söyledi. Ortopediden adli vaka olduğunu, çarşı Karakolu'nda ifadesini versin, öyle gelsin dediler. İki karakol gezdik."

‘BAŞIM BAŞIM’ DİYE AĞLAYARAK KAÇTI

Fatih Kırbaş: "Serkan Kavak sokağa geldi, elinde odunla gelmişti, sokağa kimseyi sokmuyordu, ‘ben bu sokağın başbakanıyım, cumhurbaşkanıyım’ diyordu. Fırının önünde sokağa giren 5-10 kişiyi darp ediyordu gaz maskeli, telsizli, sopalı polisler. Eylemci sanıp esnafı dövüyorlardı. Polisler kapı aralarına pusu kurdular. Toma göstericileri püskürtmüştü. Eylemcilerin bir kısmını çevirip ara sokakta dövdüler. Eylemciler zik zak çizip kaçmaya çalışıyordu. Yere düşen Büşra adlı kişiyi Çevik Kuvvet çağırıp bir daha darp ettiler. Bir kişiyi ‘çevir çevir’ diyerek çelme takıp düşürdüler, sendeledi ve can havliyle kaçmaya çalıştı, fırıncı ve polisler yerde darp ettiler, o kişi sonra ‘Başım başım’ diye ağlayarak, can havliyle kaçtı."

BEN BU SOKAĞIN CUMHURBAŞKANIYIM

Olayların olduğu sokakta oturan ve camdan izleyen Fatih ve Sefa Kırbaş kardeşler de ifadelerinde Serkan Kavak'ın önceki olaylardan bir gün önce masum bebeğinin biber gazından etkilendiğini bu nedenle eylemcileri döveceğini söyleyerek elinde sopayla sokağa geldiğini ‘Ben buranın Cumhurbaşkanıyım, başbakanıyım' diye bağırdığını söyledi.

KAFASINA TEKMEYLE VURDULAR

Ellerinde cop, telsiz ve gaz maskesi olan 10 kişilik grubun fırının önünde birkaç kişiyi dövdüğünü, sanık fırıncı İsmail Koyuncu'nun araya girerek, ‘Yapmayın onlar eylemci değil masum vatandaş' dediğini belirterek, polis ve sivil birkaç kişinin sokağa giren birini dövdüğünü, yere düştükten sonra gördüklerini ancak karanlık nedeniyle tam seçemediklerini söylediler.

Sefa Kırbaş, sonradan pencereyi açarak baktığını, dövülen kişinin yerde hareketsiz yattığını ve can havliyle dövenlere küfür ettiğini öne sürdü. Sefa Kırbaş, "Yerden yatan kişinin küfür etmesine sinirlenen bir kişi gelerek kafasına tekmeyle vurdu. Sonra beni de görürlerse diye pencereyi kapattım. Sonrasında olaylar yatıştı ve dağıldılar" dedi.

TANIK ŞIMARDI

Sanık avukatı Yahya Ünaldı, Sefa Kırbaş'a önceki ifadesinde çelişen bölümleri düzelttiğini ancak görüntüde olay anında 3-4 kişi olmasına karşın 10 kişi olduğunu, neden ısrar edip değiştirmediğini sordu. Kırbaş'ın "3-4 kişi bir taraftayken, 3-4 kişi diğer taraftaydı. Şimdi anladınız mı? Matematik bu kadar basit" sözleri salondan alkış alırken, sanık avukatı "Tanık şımardı, kontrol altına alın" uyarısına salondan tepki geldi. Mahkeme başkanı, sanık avukatına Gerizekalı' diye bağıran salonda bulunan H.K. hakkında tutanak tutulmasını istedi.
Daha sonra ifade veren kardeşlerden Osman Kırbaş da ağabeyleriyle birlikte sokaktaki olayları evlerinin camından izlediğini, dövülen kişinin 1.80 boylarında olduğunu ancak üzerindeki kıyafetini hatırlayamadığını ifade etti. Kırbaş sanıkları çok iyi görmediği için teşhis edemeyeceğini de belirtti. Mahkeme başkanı duruşmaya ikinci kez ara verdi. Aranın ardından kalan 3 tanığın dinlenmesiyle duruşmaya devam edilecek.

 DURUŞMA ERTELENDİ
Kayseri'de görülen Ali İsmail Korkmaz davasında, tutuklu sanıkların tahliye talepleri reddedilirken, duruşma 14 Temmuz'a ertelendi.