Saygı ÖZTÜRK- SÖZ­CÜ­’ye konu­şan Ak­sün­ger, “AKP yar­gı­sı­nın, ça­ma­şır ma­ki­ne­si gi­bi ça­lış­tı­ğı iz­le­ni­mi var. Ola­yı ka­pa­ta­rak, 4 ba­ka­nın Mec­li­s’­te­ki dos­ya­sı­nın içi­ni de bo­şalt­tı­la­r” de­di...



Türkiye, geçen 17 Aralık’ta müthiş bir rüşvet operasyonuyla sarsıldı.4 bakan, oğullar, bazı üst düzey bürokratlar, hükümete yakınlığıyla bilinen işadamları rüşvet almakla-vermekle suçlandı. Evlere yapılan baskınlarda milyon dolarlar bulundu. Bu durum, AKP hükümetine “darbe” olarak nitelendirildi. Soruşturmayı yürüten C.savcılarından dosyalar alındı, operasyonu yapan polis müdürleri önce kızağa çekildi, ardından meslekten ihraç edildi. TBMM’de bakanlarla ilgili “soruşturma komisyonu” kuruldu.

Komisyon daha ikinci toplantısını yapmadan, savcılık tüm iddiaları “yok” saydı ve sanık ve şüpheliler hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı”na karar verdi. İşte bu durum muhalefeti de isyan ettirdi, adliyelerin önüne bugün CHP yöneticileri siyah çelenk bırakıp kararı protesto edecek.

“Çamaşır makinası görevi”

TBMM’da kurulan Soruşturma Komisyonu’nun CHP’li üyesi Erdal Aksünger, aralarında Reza Zarrap, bakan çocuklarıyla ilgili “takipsizlik” kararı verilmesini şöyle eleştirdi: “İstanbul C.Başsavcılığı, AKP’li bazı bakanların kirli çamaşırlarını temizleme görevini yapan çamaşır makinesi değildir.”

İran adaletini bekleyeceğiz

Reza Zarrap, 17 Aralık dosyasının ‘amiral gemisi’ydi. Ancak Reza’nın dosyası TBMM Soruşturma Komisyonu’na gelmedi. Sadece, bakanlarla ilgili bölümde olanları biliyoruz. Reza, bakan çocuklarıyla ilgili her yerde devrede olan, önde olan bir isim. Espri olsun diye söylemiyorum, samimiyetle söylüyorum, Türk adaleti ‘bir şey yok’ diye karar verdi. Yani adalet böyle tecelli etti. Şimdi İran adaletini bekleyip göreceğiz. İran, 3 milyar dolarının gasp edildiğini öne sürüyor ve bununla ilgili soruşturmayı sürdürüyor. İran adaletinin nasıl tecelli edeceğini de göreceğiz.. Bu konuda, İran’ın attığı adımların bizden kat kat ileride olduğunu görüyoruz.

Yetkisi olmadan takipsizlik

İstanbul C.Başsavcılığı, yetkisi olmadan takipsizlik kararı verdi. Çünkü bakanlarla ilgili dosyayı inceleyen Özel Soruşturma Savcısı Celal Kara görevinden alındıktan sonra yerine getirilen C. Savcısı Ekrem Aydıner de, Reza Zarraf dosyayı incelediğinde, bakanlarla ilgili tüm yükün Reza Zarraf ve adamlarının etrafında döndüğünü gördü.. Savcı, ‘Reza Zarraf dosyasına bakamayız, meclise gönderilmesi gerekiyor. Konu bakanlarla ilgili’ dedi. Bu dosya TBMM’ye gönderilmek üzere ulusal yargı sistemine işleniyor. Ancak, Başsavcı tarafından 1,5 ay TBMM’ye gönderilmeden tutuluyor. Yetkisi olmadan bu dosya ile ilgili takipsizlik kararı veriliyor. Açıkça bir yetki aşımı vardır. Dosya çamaşır makinesine atıldı, temizlik yapıldı ve takipsizlik kararı da verildi.

Savcılığın bu kararını TBMM Soruşturma Komisyonu’nun AKP’li üyeleri dikkate alıp, soruşturma raporunu takipsizlik kararına bağlayacak. Komisyon zaten çalışmıyordu, şimdi de yazılacak karar belli. Takipsizliğin gerekçesini, savunmaya destek olması için komisyona göndereceklerdir. Artık, bir çalışma yapmanın faydası da yok. Takipsizlik kararını verenlere sormak lazım, onca görüntü, telefon kayıtları, savcılık, hakim kararları, fiziki takipler, fotoğraflar, video görüntülerinin hiçbir anlamı yok muydu da, ‘hiçbir şey yok’ diye dosya kapatıldı?

50-60 kişiyi dinleyecektik

Komisyon hiçbir şeyi incelemedi. Çünkü zaten toplantıya çağrılmıyor. Komisyonun görev süresi iki ay uzatıldı. 15 Aralık’a kadar yalandan-dolandan komisyon toplantısı yapılacak. Eski bakanların bağırıp çağırıp kendilerine göre bir savunma yapacaklar. İçi boşaltılmış dosyalarla onları aklama moduna gidilecektir.

Bizim, verdiğimiz ve komisyonda dinlenmesini istediğimiz 50-60 kişilik liste vardı. Bunlar arasında Savcı Zekeriya Öz, Celal Kara, operasyonda görev alan polis müdürleri, bakanlar, özel kalem görevlileri, bazı iş adamları da bulunuyordu.”

“Komisyondan ya çekilelim, ya devam edelim”

Savcılık kararından sonra komisyon raporunun da nasıl olacağının artık belli olduğunu belirten CHP’li Erdal Aksünger, “bundan sonra ne yapacaksınız?” sorusuna şu karşılığı verdi:

“Pisliklerin aklanmasına şahit olmak mı, yoksa komisyondaki muhalefet partilerinin üyeleri olarak çekilmek mi gerekir bunun tartışılması ve bu konuda ortak karar alınmasında fayda var. Başka bir görüşe göre de, bu dosyanın geleceğe taşınması için komisyonda ne lazımsa o yapılmalı. Bunu da yapmak boynumuzun borcudur.”