MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarına, “Her gün toplu ölümlerin yaşandığı Türkiye’de önleyici tedbirleri alma becerisini gösteremeyen Ahmet Davutoğlu, cenaze levazımatçılığını marifet saymaktadır” sözleriyle yanıt verdi.

Çetin yazılı açıklamasında, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun dün grup toplantısında yaptığı konuşmada, 1999 depremi ile ihmal kurbanı Ermenek maden kazasını kıyasladığını belirtti. Davutoğlu’nun, ihmaller nedeniyle aslında bir cinayet sayılması gereken maden kazalarıyla doğal bir afet olan depremi ayırmaktan yoksun olduğunu ifade eden Çetin, “Tayyip Erdoğan’ın uzaktan kumandası Ahmet Davutoğlu’nun ardı ardına yaşanan Soma ve Ermenek’teki maden kazaları ile 1999 depremi kıyaslaması tam bir acziyet itirafıdır” dedi.

“MADEN KAZASI ÖVÜNÇ MESELESİ YAPILDI”
Çetin, Davutoğlu’nun Marmara depremi üzerinden, “yandaşlara peşkeş çekilmiş” madenlerde ihmaller nedeniyle işçilerin hayatlarını kaybetmesini övünç vesilesi yaptığını belirterek şöyle devam etti:
“Afşin Elbistan’da göçük altında kalan 9 insanımızı 4 yıldır çıkaramayan AKP hükümetinin, Soma ve Ermenek’te verdiği kötü sınavdan 1999 depremi gibi bir örnekle sıyrılması mümkün değildir. Ermenek’teki kazanın üzerinden sekiz gün geçtiği halde tek yapabildikleri henüz ulaşamadıkları işçilerimiz için tabut hazırlamak olan AKP hükümeti, bir defa olsun kendi sorumluluklarının hesabını vermelidir. Denetimsizliğin, kayırmacılığın, yandaşlara yapılan kıyakların bir sonucu olan maden kazaları ve işçiler için kurulan köle düzeninin sorumluluğu muhalefetin değil, devleti idare eden AKP’nindir. Her gün toplu ölümlerin yaşandığı Türkiye’de önleyici tedbirleri alma becerisini gösteremeyen Ahmet Davutoğlu, cenaze levazımatçılığını marifet saymaktadır. AKP iktidarı bugüne kadarki tren kazalarından maden facialarına, terör saldırılarından şehit cenazelerine sayısız felaketin hangisinden yüz akıyla çıkmıştır? Gazzeli çocuk için döktüğü gözyaşının bir damlasını bu milletin evlatları için akıttığına şahit olmadığımız Davutoğlu, Soma ve Ermenek’teki facialardan doğrudan sorumlu Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in istifalarını almaktan da aciz midir? Türkiye’de her gün onlarca insan ihmaller ve sorumsuzluklar nedeniyle ölürken, Davutoğlu ve kabinesi daha ne kadar cenazelerin ardında timsah gözyaşları dökebilecektir? 12 yıllık AKP iktidarında yaşanan çürüme Davutoğlu hükümeti ile tam anlamıyla fiyaskoyla sona ermek üzeredir.”

“ÜLKEMİZİN BAZI YERLERİ İŞGAL ALTINDA MI”
Çetin, muhalefet partisi liderini vatan toprağının bir kısmına gidememekle suçlamanın da, Başbakan için övünç değil utanç vesilesi olduğunu ifade etti. “Davutoğlu’na göre ülkemizin bazı yerleri işgal altında mıdır ki, muhalefet partisi liderinin gidemeyeceğini iddia etmektedir?” diye soran Çetin, “Verdikleri tavizlerle azgınlaşan, şımaran ve milli varlığımızı tehdit eden terör örgütünün dağlarda değil artık şehirlerde rahatlıkla cirit attığını Davutoğlu gayet iyi bilmektedir. Davutoğlu yine de Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu idrak sorunu çekiyorsa, ‘çözüm sürecinde kontrolü kaybettik’ açıklaması yapan İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan izahat almalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
AKP iktidarının politikaları sayesinde devletin ne yazık ki vatan toprağının bir bölümünde adım atamaz hale geldiğini savunan Çetin, “AKP devletinden talimatla çalışan valiler güvenlik güçlerimizin asli görevlerini yapmasını engellemektedir. Ellerindeki silahlarla diledikleri gibi hareket eden ve bölgedeki hâkimiyet iddiasını her alanda gösteren teröriste müdahale için vali, içişleri bakanı, başbakan ve en nihayetinde cumhurbaşkanının onayını mecbur kılan çözüm süreci garabeti yaşanmaktadır” dedi.