Lafı eveleyip gevelemeden söyleyeyim; Başbakan’ın Başdanışmanı telekinezi üstadı Yiğit Bulut, Bank Asya konusunda Ali Babacan’a yüklenmekte sonuna kadar haklı!
Bakan Babacan’ı “Bank Asya üzerinden borsada büyük bir vurgun yapıldı” söylemiyle suçlaması da yerinde.
Babacan gereksiz bir açılamayla çok büyük bir hataya imza attı. Milyonlarca liralık haksız kazanç elde edildi. Bu yaşananlar İngiltere’de olsa Bakan hapse bile atılırdı!
Yani Ali Babacan’dan buraya kadar... Esasen, Babacan da; “Partinin üç dönem kuralı var. Ben de bunu destekliyorum” demişti. Açık olarak; “Hadi bana eyvallah!” çekiyordu... Yine de acaba kalır mı falan deniliyordu. Artık “acaba“sı kalmadı.

Kader anı

Ekonomi cephesinde yaşanan bu iki başlılığa şaşıranlar var! Oysa işin rengi mart başında belli oldu.
Şöyle ki; Ali Babacan, ocak ayının ilk yarısında hazırlanan paketi Başbakan Erdoğan’a sundu... Piyasalarda yaşanan dalgalanmanın sonuçları hakkında ayrıntılı olarak bilgi verdi. Acilen faiz artırımına gidilmesi gerektiğini söyledi. Haklıydı da!
Başbakan Erdoğan, Babacan’ın anlattıklarını dinledikten sonra, “Yiğit öyle demiyor Ali” diyerek, faiz artırılmasına yönelik karara destek olmadı. Maç orada bitti!
Nasıl bilirsiniz?
Eskiden Yiğit Bulut’un yazılarını takip ederdim. Bazıları uçuk olsa da genelde doğru şeyler yazardı. Tabii bundan 5-6 yıl önceden bahsediyorum.
O zamanlar Aydın Doğan’ın eşinin öz yeğeni ile evliydi... Yani Doğan Grubu’nun eski damadıydı. Artık Aydın Doğan ona ne yapmışsa, özellikle boşandıktan sonra hem Doğan düşmanı oldu hem de fikirlerinden 180 derece döndü.
Büyük resme bakayım derken abuk sabuk gizli düzenlerden bahseder oldu. Eskiden de böyle bir merakı vardı ama iş iyice zıvanadan çıktı.
Haziran 2013’te A Haber’de katıldığı bir programda Recep Tayyip Erdoğan’ın telekinezi, uzaktan etkileme ve daha birçok yöntemle sürekli olarak öldürülmeye çalışıldığını iddia falan etti.

Yiğit Bulut gelsin mi?

Böyle şeyleri hikaye olarak dinlersen eğlencelidir ama inanıp kendini kaptırırsan artık toplum için tehlikeli hale gelir. Hele gerçekten inanarak işi, tıp dilinde “paranoyaklık” derecesine vardırmak ciddi anlamda tedavi gerektirir. Şimdi Yiğit Bulut, Türkiye’nin ekonomik sorumluluğunu almaya doğru hızla ilerliyor.
Yiğit Bulut gelsin mi? Gelsin anasını satayım! Daha da beter edecek ne yapabilir ki? Hırsız değildir. Piyasaları da iyi bilir... En azından eğlenceli bir ekonomimiz olur. Bol bol güleriz, ağlanacak halimize!