AKP’nin 4 kurucu üyesinden biri olan Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’i edepsiz ve hırsız olarak tanımlıyor. Ankara’yı parsel parsel satmakla suçluyor. Hemen hemen her gün medyada Gökçek skandalları, yolsuzluklarıyla ilgili haberler eksik olmuyor.
Tüm bunlara karşı Ankara halkı tam 21 yıldır yine onu başkan seçiyor.
Gürsel Tekin, İstanbul’da sit ve yeşil alanlardaki imar dışı soygunların yüz milyarı aştığını belgeleriyle kanıtlıyor. Dünya incisi İstanbul’un silueti, strüktürü (doğal tarihi dokusu) yerle bir ediliyor.
Ama İstanbul halkı tam 21 yıldır belediye başkanlığını yine de dinci partiye veriyor.
17-25 Aralık, dünyada eşi, görülmemiş bir devlet soygunuyla Müslümanlıkta cehennemlik bir suç olan 100 milyarlarca dolarlık yetim ve kul hakkı yiyorlar,
Yüzde 90’ı Müslüman olan Türk halkının en ufak bir tepkisi olmuyor.
Bu rezilliklere karşın Diyanet, hiçbir camide hırsızlıkları lanetleyen bir hutbe okutmuyor.
Bu kez Diyanet’te 23 milyon liranın hortumlatıldığı Sayıştay raporlarında açıklanıyor.
Demek ki “hırsızlığın günah işleme özgürlüğü”olduğunu bizzat Diyanet fetva buyuruyor.
ABD, “BOP’a engel olur”, AKP, “günün birinde bu gidişe dur der”, Gülen ise “amaçlarına ulaşmayı engeller” diye “ABD, AKP, Gülen” şerikliğiyle Türk Ordusu’nun beli kırdırılıyor.
Okuyucularım hatırlar; bu üçlü şer planını sık sık dile getiriyorduk. Şimdi aynı şeyi Başbuğ Paşa yetki ile açıklıyor.
Ancak, şimdi olayın vahametini görüp, kuyrukları sıkışınca orduya kumpas kuran “Gülen ve cemaatidir” diyorlar.
Oysa Ergenekon ve Balyoz davalarında cemaatçi “savcı ve yargıçlar” tetikçi olarak kullanılmışlardır.
Aslında dinci parti ne denli bir “Atatürk ve ordu” düşmanı olduğunu kendi söylem ve eylemleriyle kanıtlıyor.
“Her 10 Kasım’da Anıtkabir’e gidip, sap gibi saygı duruşunda bulunmak bizim için en büyük azaptır” diyen Fethullah Gülen midir?
Orduyu itibarsızlaştırmak için başta 30 Ağustos, milli bayram şölenlerini kaldıran, Atatürk anıtlarına çelenk koymayı yasaklayan Pennsylvania mıdır?
Yıllardır MGK bildirilerinde yer alan “laiklik karşıtları ve irticayla mücadele” ibaresini kaldıran, YAŞ kararlarında ordudan ihraç edilen cemaatçilere “muhalefet şerhi” verenler “cemaat imamları mıdır?”
Ergenekon’un başsavcısıyım dedi, Genelkurmay Başkanı Başbuğ Paşa’yı terörist başı diye tutuklattılar.
Eğer bunu sadece cemaat yaptı ise neden dudak uçuklatan Oslo toplantısı nedeniyle bir gece yarısı kanunu çıkartıp, MİT Müsteşarı’nı kurtaranlar, aynı şeyi Başbuğ Paşa’dan
esirgemişlerdir?
Kendi milli ordusunun kolunu, kanadını kıran bir iktidarı Tanrı yalnız bize nasip eyliyor.
Başka bir ülkede olsa yer yerinden oynardı.

ÖNCELERİ HERKESE “EY” DİYE HAYKIRIYORLARDI, ŞİMDİ “EY’VALLAH” DİYORLAR

7 Haziran seçimlerinde Güneydoğu’daki AKP oyları HDP’ye kayınca bölge halkı cezalandırılıyor, terör hortlatılıyor, şehitlerin ardı, arkası kesilmiyor, yeni bir seçime gidiliyor, doların 3 TL’yi aşmasına neden olunuyor.
Türk halkının yine gıkı çıkmıyor.
Akıl tutulması bir imam diplomasisiyle Ortadoğu’daki Şii yönetimleri devirip, Sünnileri egemen kılmak suretiyle bölge lideri olmayı düşlediler. Bu amaçla muhalif Suriye ordusu ve terör örgütlerini binlerce TIR ağır silahlarla donattı, teröristler için Türkiye’yi yolgeçen hanı haline getirdiler.
Türkiye’yi Ortadoğu’nun kanlı batağına gömdüler. 2,5 milyon Suriyeliyi Türkiye’ye davet etti, bölgede sosyal ve ekonomik hayatı felce uğrattılar.
Ama Güneydoğu halkı yine de AKP’ye oy veriyor.
Rusya’nın Suriye’deki Esad muhalifi tüm güç ve örgütleri bomba yağmuruna tutmasına karşı Putin’e “Rusya’nın Suriye’ye sınırı yok. Niye bunları yapıyor” diye tepki gösteriyor.
Peki, Putin“Amerika’nın Suriye’ye sınırı var mı?” derse ne cevap verilecektir?
ABD Dışişleri Bakanı, “Rus uçağı Türk hava sahasını ihlal etmiştir. Türkiye’nin bu uçağı düşürme hakkı vardır” diyor.
Buna karşı “Ey! John Kerry, o ihlal NATO sahasınadır. Siz niye düşürmüyorsunuz” diyemiyor.
Önceleri “Ey!”diye kükredikleri herkese şimdi “Ey’Vallah” diyorlar.
Bir kişinin çıkarları ve hesapları uğruna içte yozlaşmadık bir şey bırakmadılar.
Cahil, basiretsiz “Esad fobisi” bir politikayla ülkeyi dünyadan dışlattılar. Batan geminin malları gibi ülkeyi talan ettiler. Güneydoğu sizlere ömür, Türkiye musalla taşında, utanmadan hâlâ halktan oy istiyorlar.
Yüzde 40 Türk halkı hâlâ uyanamıyorsa, Tanrı Türk Milleti’ne acısın.