Eylem başladı. İşçiler işi bıraktı. Tekstil, kimya, inşaat, mobilya, gıda ve diğer iş kollarına göre otomotiv işçisinin ücreti yüksektir. Sendikalıdırlar. Toplu sözleşme yaparlar. Otomotiv sektörü işçilerini anlamak önemli; neden işi bıraktılar?
Görünen nedenler var:
Sözleşme 2 yıllık yapılırdı.
Sendika sarılaştı.
Sözleşmeyi 3 yıllık imzaladı.
En son Bosch fabrikasında yapılan sözleşme ile ücretlere yüzde 60 zam yapıldı. Böylece diğer fabrikalarda çalışan işçilerin saat ücretleri 2 TL daha düşük kaldı. Bu ayda 500-600 TL’lik bir eksi fark yarattı.
Bir ayrım doğdu.
İşçi, işçinin aldığını kıskanamaz. Bir emekçi diğer emekçinin kazandığını çok görmez.Türkiye’de otomotiv işçilerinin tarihi 50 yıla yaklaşıyor. Bu sektörde işçi sınıfı bilinci ve dayanışma duygusu oluştu. Fakat bir ayırım yapıldı ve olan oldu.

* * *

Bosch işvereni, işçilerine yüzde 60 oranında zam yapabiliyor ve küresel rekabet içinde fabrikanın kârlılığını devam ettirebiliyorsa; diğer fabrikaların da bu miktar zammı işçilerinden esirgememesi gerekirdi. Bu açıdan bakınca işçilerin direnişe geçmesi haklılık kazanıyor.
Renault işçileri başkaldırdı.
Direniş diğer fabrikalara sıçradı.
Sarı sendikacılar utansın!
Fabrika yöneticileri düşünsün!
İşçiler niçin direnişe geçti?

* * *

Görünmeyen nedeni de vardır: Şöyle anlatmak isterim: Türkiye’de siyasete atılmak ve seçilmek kişiyi “para-mal-mülk-tapu-arsa-vakıf zengini” yapabilseydi rahmetli başbakanlardan Bülent Ecevit’in de nasibine hiç değilse bir damla düşerdi. Öldüğünde “banka hesaplarında milyarları ve villa tapuları olan kişi” diye tarihe not düşülürdü.
Ecevit fakir öldü.
Türkiye’de işçilere toplu sözleşme yapma hakkını bu fakir ölen Bülent Ecevit getirmişti ve özellikle otomotiv işçilerinin aklına “ideal başbakan deyince Bülent Ecevit” gelirdi.
Bugün işçiler bakıyorlar:
Halk bir lideri sevsin, beğensin, ondan iyisini bulamayıp bir kez daha, biz kez daha seçsin... Belediye başkanlığından milletvekilliğine, milletvekilliğinden başbakanlığa, başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına yükseltsin. Maaş belli, ülkenin genel hayat pahalılığı (enflasyon) da ortada olduğundan Türkiye koşullarında “İster başbakan olsun ister cumhurbaşkanlığına kadar yükselsin bir politikacının aylık maaşı; onu mal-mülk-tapu-arsa-villa sahibi, oğlunu vakıf zengini” yapmaz, yapamaz.

* * *

Otomobil işçileri kör değil.
Bakıyorlar, görüyorlar.
Ülkenin cumhurbaşkanı dünyanın en zengin 10 siyasetçisi arasına girmiş. Yıllık ortalama maaş hesabında da; ABD Başkanı Obama: 400 bin dolar, Almanya Başbakanı Merkel: 234 bin dolar, İngiltere Başbakanı Cameron: 214 bin dolar, Japonya Başbakanı Abe: 202 bin dolar, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande: 194 bin dolar, Rusya Başkanı Putin:136 bin dolar, Hindistan Başkanı Modi: 30 bin Dolar, Çin Başbakanı Jin Ping:
22 bin dolar, İtalya Başbakanı Renzi: 124 bin dolar ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan: 183 bin dolar ile ilk ona girdi.

* * *

Ölçü küreselse:
Otomobil işçisi de ülkesinin Cumhurbaşkanı’na bakar; “ona var, bana niçin yok” diye direnişe kalkar.
İşçiyi anlamak lazım.
Direnmek baldan tatlıdır.
Otomobil işçileri haklıdır.