Eğitim-iş, işsizliğe, yoksulluğa, hukuksuzluğa, baskılara, emperyalizme, kapitalizme, taşeronlaştırmaya, kapitalizme karşı çıktıklarını vurgulayarak eşit, özgür ve insanca bir yaşam için 1 Mayıs'ta alanlarda olacaklarını belirtti.

1-mayıs_eğitim_is

Eğitim-iş Merkez Yürütme Kurulu, 1 Mayıs dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, sendika olarak sadece devlet memurlarının iş güvencesini değil, ülkedeki bütün çalışanların güvenceli, kadrolu ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesinde çalışmalarını savunduklarını belirtti. Kamu emekçilerinin ekonomik, özlük ve sınıfsal haklar mücadelesinde topyekun bir hezimet sayılacak olan iş güvencesinin ortadan kaldırılması girişimine her yerde olduğu gibi 1 Mayıs alanlarında da karşı çıkacaklarını vurguladı.

Eğitim-iş Merkez Yürütme Kurulu'nun basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

"EMEĞİMİZE VE İŞ GÜVENCEMİZE SAHİP ÇIKMAK İÇİN 1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ"


"İşçi sınıfının haftanın 6 günü 12 saat çalıştırılmasına karşı haftada 5 gün, günde 8 saat çalışma talebiyle ABD’de başlattığı grev ve eylemlerde yüzlerce işçinin işten atılma ve öldürülme pahasına ırk ve din ayrımı gözetmeksizin burjuvaziye karşı gösterdikleri sınıf dayanışması II.Enternasyonal’ın kararıyla 1890 yılından bu yana 1 Mayıs “Uluslararası İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmaktadır.
 
Ülkemizde de 1 Mayıs 1977’de 500.000 emekçinin katılımıyla Taksim’de yapılan miting kana bulanmış, işçilerin üzerine ateş açılarak 34 emekçi katledilmiştir. 1977’deki 1 Mayıs mitinginde, Türkiye emekçilerinin insanca bir çalışma koşulları için özgür ve bağımsız bir ülkede yaşamak için yükselttiği mücadeleyi, geriye götürmek için saldırılmıştır.
 
Bu yıl 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlamaları, sermaye güçlerinin tam desteğini arkasına alan AKP Hükümeti’nin kamu emekçilerinin ve işçi sınıfının kazanılmış haklarına karşı giriştiği saldırıların yoğunlaştığı bir dönemde gerçekleşmektedir.
 
AKP iktidarının, emperyalizmin bölgemizdeki politikalarıyla uyumlu olarak oluşturmak istediği yeni siyasal rejim, emekçi sınıfların sömürüsünü derinleştirdiği gibi aynı zamanda sermaye egemenliğini de pekiştirmiştir.
 
Kamu emekçilerinin iş güvencesinin elinden alınması istenmesi, taşeronlaştırmanın, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının giderek ağırlaşmasına yönelik yasal düzenlemeler ve atılan fiili adımlar sürmektedir.
 
Kıdem tazminatının kaldırılması çalışmaları, taşeronluğun, güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması ve buna bağlı olarak iş cinayetlerinde yaşanan artış, grevlerin yasaklanması, Özel İstihdam Büroları adı altında kölelik büroları açılması, ülkenin ucuz işgücü pazarına dönüştürülmesi, emekçilerin bugün en can yakıcı sorunları olarak görünmektedir.
 
Bizler kamu emekçileri olarak işçi sınıfının bir parçası olduğumuzun, geleceğimizin tüm emekçilerle birlikte şekilleneceğinin farkındayız. AKP iktidarının ve Cumhurbaşkanının “İşçi ve memur ayrımını ortadan kaldıracağız” söylemi ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılması planlanan değişiklikle iş güvencesinden yoksun bir kamu istihdamı oluşturulmak istenmektedir.
 
Eğitim-İş, kamu emekçilerinin ekonomik, özlük ve sınıfsal haklar mücadelesinde topyekun bir hezimet sayılacak olan iş güvencesinin ortadan kaldırılması girişimine her yerde olduğu gibi 1 Mayıs alanlarında da karşı çıkacaktır.
 
Eğitim-İş sadece devlet memurlarının iş güvencesini değil, ülkedeki bütün çalışanların güvenceli, kadrolu ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesinde çalışmalarını savunmaktadır.
 
Her türlü hak alma çabasının ve mücadelesinin baskı ve şiddet ile durdurulmak istendiği, işsizlik ve yoksulluğun kalıcılaştığı, sağlık ve eğitim alanının ticarileştiği, gazetecilerin, sendikacıların, aydınların tutuklandığı, sendikal hak ihlallerinin sürdüğü, baskının hakim olduğu bir dönemden geçmekteyiz.
 
İktidarın tüm emek düşmanı ve baskıcı uygulamalarının emekçilerin birlikte mücadelesi sayesinde durdurulacağının bilincindeyiz.
 
Halkımızla, emekçilerle birlikte, yurdun tüm meydanlarında, iktidarın;
 
-Emek ve Cumhuriyet düşmanı politikalarına,
 
-İş güvencesinin kaldırılması girişimlerine,
 
-Taşeron, esnek ve kuralsız çalıştırmaya,
 
-İş cinayetlerine,
 
-Irkçı, gerici ve bölücü eğitim sistemine,
 
-Özelleştirme ve yerelleştirmeye
 
-Gerici faşizme
 
Karşı çıkacağız.
 
Sermaye güdümlü iktidarlar eliyle, ülkemizdeki emeğin sömürülmesi düzenine, emekçilerin “Birlik, mücadele ve dayanışma” ruhuyla karşı koyulacağına inanıyoruz. Sömürü düzenine “Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez. Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde” marşlarını kaderleri ortak olan emekçilerle birlikte söyleyeceğiz.
 
İnanıyoruz ki, birlik ve dayanışma içinde vereceğimiz mücadele kazanılacaktır ve inanıyoruz ki bu mücadele kazanıldığında;
 
-Emekçi alın terinin karşılığını alacaktır
 
-Yoksulluk ve işsizlik yok edilecektir
 
-Hakça bir paylaşım düzeni kurulacaktır.
 
-Cumhuriyetin laik, demokratik eğitim politikaları yaşama geçirilecektir
 
-Herkes için güvenceli bir iş, herkes için insanca yaşam hakkı sağlanacaktır.
 
Bütün emekçiler temel hakları ve ekonomik talepleri için birleştiğinde, daha adil ve özgür bir dünyanın kurulacağını, emeğimizi sömürenlerin ise “bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gideceklerini” ve “bu güzelim memlekette hürriyetin en şanlı elbisesiyle elini kolunu sallaya sallaya dolaşacağını” biliyoruz.
 
Eğitim-İş olarak Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in çağrısı üzerine İstanbul’da Taksim Meydanı’nda, Ankara’da Güvenpark’ta ve ülkedeki tüm alanlarda olacağız.
 
Yaşasın Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü
 
Yaşasın 1 Mayıs!" 

eğitim-iş

35 EMEKÇİ İÇİN TEMSİLİ ANMA TÖRENİ DÜZENLENDİ

Eğitim-iş'in de bağlı olduğu Birleşik Kamu-İş öncülüğündeki sendikaların katılımı ile 1 Mayıs 1977’de şehit olan emekçiler için Kazancı Yokuşu’na karanfil bırakıldı.
 
1 Mayıs 1977’de Taksim’de şehit olan 35 emekçi için temsili bir anma töreni düzenledi.   Şehit olan emekçilere 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Hasan Kütük, MYK üyeleri Barış Düdü, Engin Çoğal ve bağlı sendikaların yöneticileri ve şube yöneticileri ile çok sayıda üye Kazancı Yokuşuna karanfil bıraktı.

"TAKSİM YASAĞINI KALDIRMAK İÇİN MÜCADELEYE DEVAM"
 
Konfederasyon adına kısa bir açıklama yapan Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Kütük, “1 Mayıs kimsenin tekelinde değildir.  Ne siyasal iktidar, ne de başka bir güç 1 Mayıs alanlarına ipotek koyamaz” dedi.
 
Türkiye’nin içinde olduğu sıkıntılı duruma dikkat çeken Kütük, sözlerini şöyle sonlandırdı:
 
“Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimleri ortadan kaldırılmak isteniyor. Laiklik, anayasadan kaldırılmak isteniyor.  Kamu emekçilerine güvencesizlik, işçilere kölelik düzeni dayatılmaktadır. Türkiye’nin içinden geçtiği sıkıntılar ortadadır.  İnsanların can güvenliğinin dahi sağlanamadığı böyle bir süreçte emek örgütlerinin dağınık bir görüntü vermesi, 1 Mayıs alanlarına ipotek koyulmaya çalışılması kabul edilebilir değildir. Tüm baskılara, yıldırmalara rağmen Birleşik Kamu-İş olarak, 1 Mayıs günü İstanbul 4. Nolu Şubemizden hareket ederek Bayramımızı Taksim’de kutlamak için ve Taksim yasağını kaldırmak için mücadeleye devam edeceğiz.”