Çağımızda heykel sanatını metamorfoz bir anlayıştan, yatay dikey çalışmalarla soyut anlayışa taşıyan öncülerden biri Henry Moore, iki Dünya Savaşı gören bir sanatçıdır.

1898’de West Yorkshire’de doğan İngiliz heykeltıraş soyut ama organik yapıdaki eserleriyle 20. yüzyılın önde gelen sanatçılarından birisi olmayı başarmıştır.

Dünya üzerinde birçok ülkede kamuya açık soyut ve anıtsal heykelleri bulunan sanatçı 1930'larda Britanya'yı modernizme kavuşturan kişi olmayı başarmıştır.

1950'lere gelindiğinde; sanatçının eserlerinde sıkça kadın vücudunu tasvir ettiği görülür. Bunun nedeni olarak da; iki kez büyük savaş yaşayan İngiltere’de erkek nüfusunun azalması, kadınların çocuksuz kalması, ailelerin parçalanmış olması gösterilir.

Henry Moore; savaş sonrası İngiltere'nin durumundan derinden etkilenmiştir... Savaş gerçeği karşısında, kendi toplumundaki dağınıklığı, açlığı, ölüm korkusunu ve bunalımları görüp tüm bu olumsuz etmenleri eserleriyle betimlemek ister.

Eserlerindeki kadın figürleri duygusuz ve soluk ifadelidir. Hemen hiçbirinde bir anlam yoktur. Dönemin kritikleri, sıkça sanatçıyı eleştirirler.

Elştirirler ama işin boyutu başkadır aslında... Sanatçının eserlerinde; bedenin salt yapısı yerine, aynı bedenin yansıttığı duygular öne çıkarılmıştır...