Sarayda yapılan zirvede liderler, 1 saat 40 dakika boyunca Suriye’de ateşkesin sağlanması, Astana ve Soçi’de alınan kararların sahaya nasıl yansıdığı, sivil ölümlerin önüne geçilmesi, insani yardımlar, normalleşme sürecinin başlaması ve Türkiye’nin Suriye bağlamında terörle mücadelesi konularını görüştü.

Zirve sona ererken, liderlerin ortak basın toplantısı için gazetecilerin karşısına çıkması bekleniyor. Toplantının ardından Reuters haber ajansı, İran medyasına dayandırdığı haberde Ankara'daki kritik zirveyle ilgili ilk açıklamaların geldiğini duyurdu.

erdogan-reuters

Reuters'ın haberinde Ruhani'nin Putin ve Erdoğan'a Afrin'in durumuyla ilgili açıklamalarda bulunduğu belirtildi. Reuters'ın İran Devlet Televizyonu'na dayandırdığı haberde, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin, "Afrin'deki gelişmeler Suriye'nin toprak bütünlüğüne zarar verilmediği sürece faydalı olur. Bu bölgelerin kontrolü Suriye ordusuna verilmeli" dediği aktarıldı.

Ankara'daki kritik zirvenin ardından ortak açıklamanın İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin resmi internet sitesinden paylaşıldığı aktarıldı. Türkiye, İran ve Rusya liderleri Suriye'de sahada "sükunetin" sağlanması için ve çatışmasızlık bölgelerindeki sivillerin korunması için çabalarını artırmaya kararlı olduklarını belirtti.

ERDOĞAN: ATILACAK ADIMLARI BELİRLEDİK

Ankara'daki zirvede ilk söz alan isim Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Erdoğan, "Bugün önümüzdeki döneme ışık tutacağına inandığımız istişareler gerçekleştirdik ve atılacak adımları belirledik. Gerginliği azaltma konusunda Türkiye olarak sorumluluklarımızın gereğini hassasiyetle yerine getiriyoruz. İdlib'de kısa süre önce tesis ettiğimiz 8. gözlem noktamızla bu konudaki kararlılığımızı gösterdiğimize inanıyoruz. Şu husus tüm dünya tarafından dikkate alınmalı. Suriye'nin toprak bütünlüğü, tüm terör örgütlerine aynı mesafede olunmasına bağlıdır" dedi.

Erdoğan, tüm bölgeyi güvenli hale getirene kadar çalışmalara devam edileceğini aktarırken, "Şu ana kadar 4 bin kilometrekarelik bir alanı teröristlerden temizledik. Ülkemizde 3.5 milyon Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz. Kontrol altına aldığımız yerleri Suriyeli kardeşlerimiz için yaşanabilir hale getiriyoruz" dedi. Erdoğan, "Suriye huzur bulmadan, Türkiye huzur bulamaz. Suriye'nin toprak bütünlüğünün temin edilmesi, kanlı çatışmaların önüne geçilmesi ve ülkenin geleceğinin yeniden inşası konusunda anlayış birliği içerisindeyiz. Önümüzde zor ama başarı ışığı giderek kuvvetlenen bir yol var" dedi.

[old_news_related_template title="'ABD Suriye'den çıkacak mı' sorusu yanıt buluyor" desc="ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats açıklamalarda bulundu. Coats, Beyaz Saray'ın Suriye'den askerlerini çekip çekmeme kararının çok yakın bir zaman içerisinde duyurulacağını aktardı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/03/sondakika-20180305.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/abd-suriyeden-cikacak-mi-sorusu-yanit-buluyor-2330097/"]

RUHANİ: SURİYE'NİN GELECEĞİ SADECE SURİYE HALKINI İLGİLENDİRİR
Erdoğan'ın ardından açıklamalarda bulunan Ruhani, bölgenin son yıllarda büyük ve çok önemli sorunlarla karşılaştığını aktardı. Ruhani, "Bu sorun da terörizmdi. Bu teröristler bazı ülkeler tarafından eğitilmiş ve modern silahlar temin edilmiştir. Suriye halkının barışa kavuşma umudunun daha çok olduğunu görmekten mutluyum" ifadesini kullandı.

Ruhani, "Bugün çok mutluyum ki, üç ülke liderleri Ankara'da ikinci zirveyi gerçekleştirdi. Zirvelerde Suriye ve Suriyeli mültecilerle ilgili çeşitli ve çok önemli toplantılar yaptık. Benim içim en mutlu anlar özellikle Suriyeli mazlum halka yardım için mutabık kalınan an oldu. Her üç ülke de geçmişe nazaran bu konudaki yardımları daha da geliştirmek istiyor" dedi. Ruhani, "Hiçbir ülke Suriye'nin geleceği için karar veremez. Suriye'nin geleceği sadece Suriye halkını ilgilendirir. Suriye'nin birliğinin herkes tarafından tanınmasını istiyoruz" açıklamasını yaptı.

PUTİN: SURİYE'DEKİ İNSANİ YARDIM YETERLİ DEĞİL
Erdoğan ve Ruhani'nin arkasından açıklamalarda bulunan Putin ise kritik zirvenin verimli geçtiğini aktardı. Putin, "Astana formatı verimli olduğunu birçok kez kanıtladı. Rusya, Türkiye ve İran'ın işbirliği sayesinde teröre önemli darbe indirdik. İç ve dış sığınmacılar evlerine dönüyor. Astana'daki müzakerelerde öncelik siyasi çözüme verilecek. Bazıları Suriye'de mezhepsel ve etnik çatışmaları körüklemeye çalışıyor. Rusya, Türkiye ve İran, Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılığını teyit etti. İnsani yardım meselesinin siyasallaştırılmaması gerekiyor. Doğu Guta'da yüzbinlerce insanın kurtarılması için benzeri olmayan bir operasyon gerçekleştirdik. Rusya, Türkiye, İran dışında kimse adım atmıyor, Suriye'deki insani yardım yeterli değil" dedi.

SORU CEVAP YAPILDI
Toplantının ardından basın mensuplarıyla yapılan soru-cevap kısmında konuşan Erdoğan, "Biz bu toprak ameliyatlarına sıcak bakmıyoruz. Sabır, sabır, sabır, artık yetti. Afrin harekatını gerçekleştirmek zorunda kaldık. Oradaki altyapı çalışmalarını yine bizler yapıyoruz. Çadırkentlerde kalan bölge halkı geri dönmeye başladı. Afrin'de de yine Türkiye'de kamplarda kalan dostlarımız topraklarına, evlerine inşallah döneceklerdir. Onun da hazırlıklarını yapacağız. Ancak şunun bilinmesini özellikle istiyoruz. Bölgede gerek Rusya, gerek İran, Soçi'de başlayan süreci de Türkiye ve Tahran'la birlikte emin adımlarla yürüteceğiz. Astana'yı hiçbir zaman Cenevre'ye alternatif olarak sürmedik. Bizim için asıl olan netice almaktır çünkü netice alma mecburiyetimiz var, burada insanlar ölüyor. Biz babayız, yüreklerimiz parçalanıyor" dedi.

ERDOĞAN: ABD'NİN ARAP ÜLKELERİNDEN KAÇ PARA İSTEDİĞİNİ SÖYLEMİYOR
İran Cumhurbaşkanı Ruhani, ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan'a "Suriye'de kalmamızı istiyorsanız, belki de faturasını siz ödemelisiniz" ifadelerine atfen, "Amerikalılar her gün bir şey söylüyor, ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz" dedi. Ruhani, "ABD'liler her gün bir şey söylüyor. Mevcut ABD hükümetinin ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz. Onlar kendilerinden belli bir görüntü gösterdiler. Önce Suriye'de kalıcı değiliz dediler. Sonra anlaşıldı ki, para peşindeler. Arap ülkelerine diyorlar ki, para verin kalalım diyorlar. Görünen o ki parayı alacaklar ve Suriye'den çıkmayacaklar" diye konuştu. Erdoğan, Ruhani'nin sözleri üzerine, "Ruhani kardeşim ABD'nin Arap ülkelerinden kaç para istediği söylemiyor" ifadelerini kullandı.

PUTİN: TÜRKİYE BÜYÜK BİR YÜK ALDI
Putin, "Türkiye, mülteci bakımından büyük bir yük aldı. Ama hakikaten çok eşsiz bir durum, diğer ülkeler Filistin'den yük aldı, Rusya olarak biz Ukrayna'dan gelen yükü üzerimize aldık. Mülteci göçmenler olmasın diye sorunları çözmemiz lazım. Erdoğan'ın yeni bir teklifte bulundu. Suriye genelinde, ihtiyaç duyan insanlara acil tıbbi yardım konusunda neler yapabileceğimizi ciddi bir şekilde değerlendireceğiz. Bu teklif çok isabetli oldu. Bu konuyu Sayın Ruhani de destekliyor" dedi.

Erdoğan, "Tel Abyad'da bir sahra hastanesi kurmak istiyoruz. Bir de büyük fırın kurarak, oranın ekmek ihtiyacını karşılayarak oradaki mültecilere bu imkanı sağlamak istiyoruz. Putin ve Ruhani'ye şöyle bir teklifim var; güvenli bölgede konut inşası temin edelim. Bu konut inşasını yapmak suretiyle bu insanları çadırlardan kurtaralım. Bu insanlar artık bu yaşam koşullarından kurtulsun. 500'er metrekarelik bir arsaya yerel mimariyle yapılacak konutlar kendine imkanlar sağlasın. Böyle bir adımla onları normal yaşantısına kavuşturalım. Bu konuda bazı ülkelerin bazı taahhütleri var. Böyle bir adım atarsak faydalı olacağını düşünüyoruz" dedi.


 

ZİRVE SONRASI ORTAK BİLDİRİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Ankara'da gerçekleştirdiği Suriye konulu zirvenin ardından ortak bir açıklama yayımlandı. Açıklamada, üç liderin 22 Kasım 2017'de Rusya'nın Soçi kentinde düzenlenen ilk zirveden sonra Suriye'de meydana gelen gelişmeleri değerlendirdiği belirtildi.

Liderlerin ayrıca, üç ülkenin girişimiyle Ocak 2017'de Kazakistan'ın başkenti Astana'da başlatılan sürecin Suriye'deki krizin çözümüne olumlu katkılarından dolayı memnuniyet duyduğu ifade edildi. Açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi:

"Suriye genelinde şiddetin azaltılmasına yardımcı olmak ve Suriye ihtilafına kalıcı siyasi çözüm bulunması için Cenevre sürecine ivme kazandırmak suretiyle Suriye’de barış ve istikrara katkı sağlamak bakımından tek etkili uluslararası girişimin Astana formatı olduğunun altını çizmişlerdir. Çatışan taraflar arasında kalıcı ateşkes tesis edilmesi ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla öngörülen siyasi süreçte ilerleme kaydedilmesi amacıyla Suriye konusunda yürüttükleri aktif işbirliğinin sürdürülmesi hususundaki kararlılıklarını teyit etmişlerdir."

Üç liderin açıklamasında, Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birliğine, toprak bütünlüğüne ve belli bir mezhep temelinde olmayan yapısına olan kuvvetli taahhütlerin yinelendiği belirtildi. Açıklamanın devamında ise şu ifadelere yer verildi:

"Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, atılacak adımların hiçbirinin ilgili BM kararları ve Suriye toplumunun tüm kesimlerinin temsilcilerinin iradesi tarafından tasdik edilen bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğini vurgulamışlardır. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir."

Soçi'de 30 Ocak'ta yapılan Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin siyasi sürecin önünü açan önemli bir kilometre taşı olduğunun vurgulandığı açıklamada, kongrede kararlaştırılan anayasa komitesi kurma sürecinin en kısa zamanda BM’nin yardımıyla başlamasına destek verileceğine yönelik taahhüt vurgulandı.

Açıklamada, Suriyelilere ülkelerinin birliğini yeniden tesis etmelerinde destek verileceği belirtilerek, "Suriye halkının desteğini alacak bir anayasayla sonuçlanmak üzere, Suriye halkının özgür iradesi temelinde Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde yürütülecek kapsayıcı, özgür, adil ve şeffaf bir süreç ve katılmaya ehil tüm Suriyelilerin BM'nin uygun şekilde gözetimi altında oy kullanacağı serbest ve adil seçimler vasıtasıyla ihtilafa siyasi çözüm bulmalarında yardımcı olma gerekliliğini yinelemişlerdir" denildi.

Türkiye, Rusya ve İran liderlerinin zirvede imza attığı ortak açıklamada, terör örgütleri DAEŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide veya DAEŞ'le bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların ortadan kaldırılması için birlikte çalışmaya devam edileceğine dikkat çekildi.

Suriye'de ablukadaki bölgelerin de ele alındığı zirvenin ortak açıklamasında, "Doğu Guta, Yermük, Fua ve Kefraya, İdlib ili, Hama ilinin kuzeyi, Rukban ve Rakka dahil olmak üzere tüm Suriye'deki vahim insani duruma tepki olarak alınan 2401 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararını memnuniyetle karşılamışlar, çatışan taraflara, ateşkes ihlallerinden kaçınma da dahil olmak üzere, söz konusu kararın hükümlerine uymaları konusunda güçlü çağrıda bulunmuşlardır" denildi.

Gerginliği azaltma bölgelerinde sivillerin korunması ve bu bölgelere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasını kolaylaştırma çabalarına hız verme konusuna da değinildiği açıklamada, gerginliği azaltma bölgelerinin geçici nitelikte olduğu bir kez daha vurgulandı. Açıklamada, şu ifadeler kaydedildi:

"İlave insani yardım göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak suretiyle Suriye’ye yapılan yardımı artırmaları için başta BM ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma güçlü çağrıda bulunmuşlardır."

3 liderin ortak beyanında, Ruhani'nin daveti üzerine bir sonraki toplantıların İran'da yapılacağı da paylaşıldı.