Türkiye'de 150 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren Generali Sigorta’nın CEO’su Maurizio Pescarini ile konuştuk. Hem sektörün bulunduğu konum hem de genel olarak sektörün sorunlarını konuştuk. Farklı ülkelerde görev yapan Pescarini dünyadaki örnekleri ile Türkiye’yi karşılaştırdı. Öte yandan olası bir İstanbul depremi sonrası sigorta şirketlerinin nasıl bir yol izleyeceklerine dair de fikir verdi. Pescarini, Türkiye’de sigorta alışkanlığının oluşmadığını belirtirken klasik sigorta poliçelerinin Avrupa ile kıyaslandığında on kat daha ucuz olduğunu ifade etti.

Türkiye’de sigorta pazarı nasıl, sigorta yaptırma alışkanlıklarımız nasıl?

İlk olarak Türkiye’de sigorta pazarı oldukça ilginç ve değişken bir pazar. 2017 yılında sigorta sektörü 40 milyar TL prim üretti. 2016’ya göre yüzde 15 büyüme ile kapattı sektör. Sektörün toplam karlılığı 1.5 milyar TL oldu. Trafik ve kasko alanındaki kötüleşmeye rağmen 2017’de 1.5 milyar TL kar ile kapattı.

Sektörün önümüzdeki yıl büyüme potansiyeli var mı?

Sigorta pazarının çok büyük bir büyüme alanı var. Generali Sigorta grubunda Türkiye’de büyüm potansiyeli olduğunu gördü ve burada büyüyeceğini taahhüt etti. Özel olarak bakınca kasko ve ev yani konut sigortaların çok büyük bir potansiyel var. Araç sigortalarına baktığımızda gelir seviyesinde ve araç sayısındaki artışla beraber 24 milyon araç var. Bununla birlikte kasko ve konut sigortalarında artış olacağını görüyoruz.

Trafik sigortası Türkiye’de zorunlu, başka ülkelerde de aynı zorunluluk var mı? 

Özellikle zorunlu olmasına rağmen trafikte sigortasız araç sayısı fazla. Bunun içerisinde kullanılmayan ve özel garajda duran araçlar da var. Sigortasız gezen bir araç grubu var. İtalya ile karşılattırdığımızda bu İtalya’da da sorundu. Yoğun bir şekilde sigortasız dolaşan araç vardı. Sigorta şirketleri bir araya gelerek sigortasız araçların meydana getireceği zararlar için bir havuz oluşturdu. Ancak İtalya’dan yine bir örnek vereyim. Kolay bir dijital çözüm üretildi. İtalya’da aracınız sigortasız ise trafiğe çıktığınızda tespit ediyor ve ceza uyguluyor. Otomatik bir sistem var. Bu sistem aracın (trafikten) çekilmesine kadar yaptırımlar uygulanmasını sağlıyor.

Türkiye’de konut sigortaları pahalı mı?

Türkiye’de konut sigortaları algının aksine çok uygun. Diğer ülkelerle karşılaştırdığımızda Türkiye’de sigorta on kat daha ucuz. Ev sigortalarını ikiye ayırabiliriz bunun ilki DASK. Buradan bir havuz yaratıp bir fon oluşturulması oldukça yaratıcı. DASK’lı olma sayısı yüzde ellilere geldi. Bu yıl da bir binada toplu alımlar yapıldığında poliçede oluşacak indirim de bu alana büyük getiri sağladı. Bizim anladığımız anlamada sigorta sayısının düşük olması sektörün bir sorunu. Burada bütün sigorta şirketleri bir araya gelerek bilinci ve farkındalığı oluşturmalı. Türkiye’nin şu anda iPhone’nin yeni modeli için herkes parasını biriktirip alırken sahip olduğu en değerli şey olan evi için sigorta poliçesi almak çoğu insanın aklına dahi gelmiyor. Buradaki bilinci artırmamız gerekiyor. Generali olarak bu alanda domatik ismi verdiğimiz ev sigortası ek hizmetini hayata geçireceğiz. Normal bir ev sigortası evinizde bir hasar olduğunda ödeme yaparken biz hasar oluşmasının önüne geçiyoruz. Alarm sensörler, gaz detektörleri ve kamera sistemleri ile her türlü hizmeti poliçe ile beraber alabileceğiniz bir hizmet olacak.

İstanbul’da beklenen büyük bir deprem var. Böylesine büyük bir kaybın olduğu noktada nasıl sigorta şirketleri nasıl bir pozisyon alacak?

Bunun cevabı bende değil ne yazık ki. Ne zaman ne büyüklükte olacağını bilmiyoruz. Bundan yirmi yıl önce uygulamaya alınan DASK fikri yenilikçi bir uygulama. İtalya’ya da ciddi bir deprem ülkesi. Depremler olduğunda oluşan maliyetin kim tarafından karşılanacağı konuşulur. En azından Türkiye’de böyle bir problem yok kimin ödeyeceği belli.

İtalya da deprem vergisi var mı?

Bir deprem olursa İtalya’da ek vergiler oluyor. Ama deprem vergisi diye bir vergi yok. Ama bir deprem olursa ek vergiler konulabilir.

Generali olarak Türkiye’de hedefleriniz neler?

Bütün dünyada bulunduğumuz ülkelerde market lideriyiz. Şu an Türkiye’de bu konumda değiliz. Dolayısıyla Türkiye’yi hem yatırım yapılacak hem de büyüyeceğimiz bir pazar olarak görüyoruz. Geçtiğimiz yıl göreve geldikten sonra yeni stratejik planımız ile birlikte ilk hedefimiz şirketi karlı bir yapıya getirme oldu. Şirketin dijitalleştirilmesi ilk hedefimiz oldu. Tamamen kağıtsız bir politika uygulanması ve direk sigortacılık kanalımızın baştan dizayn edilmesini hedefliyoruz. Haziran ayı sonunda müşterilerimize sunacağımız internet sitemiz mobil sitemiz yenileniyor. Ayrıca ana dağıtıcılarımız olan acentelerimizle hayata koyacağımız yeni projelerimiz ile büyüyeceğiz.

Sektör temsilcileri karlılıkların düşük olduğunu söylüyor. Gerçekten sigorta sektöründe karlılık düşük mü?

Türkiye o kadar da karlı bir Pazar olarak görünmüyor. Çok üst seviyede bir rekabet var. Ayrıca yapısal olarak diğer pazarlardan farklı bir durumu var. En büyük beş şirket genel prim üretiminin yüzde 45’ini yapıyor. İtalya’da bu rakam yüzde 65. Ortalama sigorta primleri yüksek gibi algılanıyor ancak öyle değil. Bu aslında karlılığın düşük kalmasının nedeni beş altı yıl önce başlayan ve yine trafik sigortaları üzerinden çok yüksek fiyat rekabeti bu düşük karlılıkları getirdi. Geçen yıl getirilen tavan fiyat uygulaması ile tekrar bir normalleşme olacağını öngörüyoruz. 2017’yi sektör teknik karlılık oranında yüzde 104 ile kapattı. Bu noktada bir zarar oluşmadı. Sigorta fiyatlarını düşürmenin yolu sigorta hasarlarını düşürmekten geçiyor. Bütün paydaşların hasarları nasıl düşürmeliyiz kısmına kafa yorması gerekiyor.