Kanal İstanbul projesi hayata geçirilirken çıkacak hafriyattan yapılması planlanan ‘Marmara Adaları’ ismi verilecek adalardan bir tanesi ‘Finans Merkezi’ olarak tasarlanıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 24. Taraflar Konferansı'na (COP24) katılmak için gittiği Polonya'nın Katoviçe kentinde gazetecilere Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kanal İstanbul güzergahı içinde yapılacak düzenlemelere ilişkin bilgi veren Kurum, "Buranın master planı yapılırken, bölgesel olarak finans adası, fuar alanı, üniversite alanı, yerleşim alanı gibi bir çok alanlarda çalışmalar da yaptık. Belki bu süreçte önceliğimiz bizim Kanal İstanbul Projesi olduğu için oraya yoğunlaşıyoruz. İleriki süreçte bu çalışmalar daha çok ön plana çıkacak" ifadelerini kullandı.

Kurum, gazetecilerin Kanal İstanbul Projesi kapsamında offshore finans merkezi adası yapılıp yapılmayacağına ilişkin sorusu üzerine, "Biz, öncelikli olarak, Kanal İstanbul Projesi'ne yoğunlaştık. Kanal İstanbul'un 1/100.000 ölçekli planları hazır, bunları yayımlamadık ama hazır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız da ihale sürecini yürütüyor. İhaleye esas olmak üzere onlar bize belli noktalar verdiler. Buraların alt ölçekli planları da bitiyor. Yani 5000'lik, 1000'lik planları da çalışılıyor." diye konuştu.

OFFSHORE NEDİR?

Offshore (kıyı) bankaları genel olarak ‘vergi cenneti’ ülkelerde faaliyet gösteren ve mudilerinin (mevduat müşterilerinin) bankanın faaliyet gösterdiği bankalardan farklı bir ülkede ikamet ettiği finansal kuruluşlar olarak tanımlanıyor.

Kelime anlamı olarak kıyıdan uzak anlamına gelen offshore, ekonomide kaba bir tabir ile vergiden uzak anlamına geliyor. Vergilerin yüksek olduğu ülkelerde (Türkiye, Avrupa Birliği vs) yaşayan vatandaşlar, vergi ödememek için ticari faaliyetlerini o ülkenin dışında sürdürerek vergi ödemekten kurtuluyorlar. Bu tür işletmeler offshore şirket olarak anılıyor.

Offshore şirketler genellikle Şeyseller, Virjin Adaları, Panama vs gibi verginin hiç olmadığı ülkelerde kuruluyor. Bu ülkeler nüfus ve yüz ölçümü olarak çok küçük ancak bergisiz bölge oluşturarak kurulan yüz binlerce şirketin yaptığı çeşitli ödemelerden (kuruluş ücreti, işletme giderleri vs) gelir elde ediyor. Vergi cenneti olarak da nitelendirilen bu ülkeler bu işten ciddi para kazandıkları için gizliliğe son derece önem veriyor. Bu bölgelerde kurulan şirketler her türlü vergiden muaf. Ayrıca yaptıkları işlemlerle ilgili kayıt tutmak ve hesap verme zorunlulukları yok.

İSTANBUL FİNANS MERKEZİ PROJESİ RAFA MI KALKACAK?

Hükümet 2007 yılında genel merkezleri Ankara'da bulunan kamu bankaları, finans kuruluşlarının İstanbul'a taşınacağını açıkladı. Ümraniye’deki 300 bin metrekarelik dev arazi ise adres olarak gösterildi. Ocak 2008'de TOKİ projeyi finans merkezine dönüştürdü. İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı Ekim 2009'da Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Emlak Konut GYO mimari tasarımı yaptırdı ve proje hazırlama süreci başladı.  İstanbul Finans Merkezi projesi için ilk ihale Kasım 2012'de düzenlenirken ilk kazma 2014 yılında vurulabildi. 5 milyar dolar değerindeki projenin açılış tarihi önce 2016′ya ardından 2020′ye ertelendi.  Geçen sürede Ağaoğlu, tüm hafriyat işlerini, zemin iyileştirmesini, ortak altyapıyı, ulaşım yollarını, kapalı ve açık otoparkları tamamladı üstlendiği ofis ve konut alanlarının kaba inşaatını tamamladı.  Tahincioğlu ve İş GYO da kaba inşaatı bitirirken, üç şirket “ince işlere” geçmek için diğer projelerin inşaat seviyesinin ilerlemesini bekliyor. Merkez Bankası ile Ziraat Bankası binalarının henüz temeli atılmazken, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, BDDK ve Sermaye Piyasası Kurulu’na ait yapıların inşaat sürüyor. Kanal İstanbul projesinde bir finans adası inşa edilirse, Ümraniye’deki İstanbul Finans Merkezi projesinin akıbeti merak ediliyor.

SAHİBİ YOK

Üç milyon metrekare inşaat alanına sahip İstanbul Uluslararası Finans Merkezi projesinin sahipsiz olduğunu belirten sektör temsilcileri, yasal alt yapı ve teşviklerin henüz oluşturulmadığına dikkat çekti. Yerli ve yabancı yatırımcıların ilgi gösterdiği İFM’nin sadece bir gayrimenkul projesi olarak kalmaması gerektiğini kaydeden bir sektör temsilcisi, “Aradan yıllar geçmesine rağmen hale projeye önderlik eden bir kişi ve kurum yok. Uluslararası kuruluşlar kiminle muhatap olacağını bilmiyor. Acilen hem inşaatların hem de yasal düzenlemelerin koordinasyonu sağlanmalı. Söylendiği gibi Kanal İstanbul’a finans adası yapılırsa ve İFM’ye teşviklerle getirilmezse, banka genel müdürlüklerinden oluşan bir tesis olarak kalır. ” dedi.

2020’YE YETİŞMESİ ZOR

Devletin kendi projesine sahip çıkmadığına dikkat çeken sektör temsilcisi, “Finans Merkezi’nde yer alacak kuruluşların hâlâ inşaata başlamamış olması bizi üzüyor. Türkiye için vitrin niteliği taşıyacak projenin eş zamanlı olarak bitirilebilmesi ve proje bütünlüğünün sağlanması gerekiyor. Açılış iki yıl ertelenerek 2020’ye çekildi. Ama bu hızla gidersek zor görünüyor” diye konuştu.