İKİ HAKİMİ HEDEF GÖSTERDİ
Peki Ergenekon, Balyoz kumpaslarında ‘gizli tanık Terazi’ kod adıyla 21 Ekim 2010’da Öz’e ifade veren uyuşturucu baronu ne söyledi? Balyoz kumpası yargılaması İstanbul 10. Ağır Ceza ‘da, 16 Aralık 2010’da başladı. Yargılama başlamadan hemen önce İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt Gebze’ye, Hrant Dink Davası’na bakan 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak da Sakarya’ya sürüldü. Her iki hakimle ilgili ifade veren Zindaşti hakimlerin, uyuşturucu davalarında sanıkların avukatlarıyla ilişkisi olduğunu söylemişti.
FETÖ AMACINA ULAŞTI
Gizli tanık şu iddialarda bulunmuştu: “Avukatlar Ali Hadi Emre ve Kudbettin Kaya, uyuşturucu davalarında tahliye ettirdikleri şahıslardan yüklü miktarda paralar almaktalar. Bu paralardan söz konusu mahkeme başkanları da paylarına düşeni alıyorlar. Eğer hakimler Zafer Başkurt ve Erkan Canak’ın halledemeyeceği bir şeyse Ankara’ya gidip Seyfi Oktay gibi bazı şahıslarla görüşme yaparak davaları kendi lehlerine sonuçlandırmaktalar.” İddialara göre FETÖ’cü savcıların amacı Ergenekon’un sözde hukuk yapılanmasının üzerine gitmek ve Balyoz kumpasında kendi kadrolarını getirmekti. Bunda da başarılı oldular. Çünkü bu ifadeyi almadan 4 ay önce Zekeriya Öz yeni Ergenekon dalgası başlatmıştı. 1 Haziran 2010’da şu isimler gözaltına alınmıştı: Seyfi Oktay, avukat Tülay Bekar, emekli Albay Cafer Balçık, avukat Sefa Altıoğlu, İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, avukat Kudbettin Kaya ve eşi avukat Hülya Kaya, avukat Ali Hadi Emre.
KIZI 2014’TE ÖLDÜRÜLDÜ
Zindaşti’nin adı 2014 yılında tekrar gündeme geldi. Haziran ayında Yunanistan’da 2 ton eroin yakalanmıştı. İddialara göre, uyuşturucu kaçakçıları Orhan Ünğan ile kardeşi İlhan Ünğan ve İran asıllı Çetin Koç, kendilerini ihbar ettiği gerekçesiyle ‘baron’un ölüm emrini vermişti. Zindaşti’nin lüks cipi, Büyükçekmece’de, 26 Eylül 2014’te, trafik ışıklarında durduğu sırada 2 kişi tarafından silahlarla tarandı. Zindaşti’nin olmadığı araçta, kızı Arzu Şerifi Zindaşti ve yeğeni Devrim Öztunç öldü. Bu saldırıyı yurtdışında bulunan Orhan Ünğan’ın talimatıyla Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar’ın gerçekleştirdiği öne sürüldü. Sezen ve Akar da 22 Aralık 2014’te Küçükçekmece’de öldürüldü. İstinye’de, 24 Aralık 2014’te Bentley marka otomobilinin içinde Ali Ekber Akgün infaz edildi.
KUDBETTİN KAYA ÖLDÜRÜLDÜ
Silahlı saldırılar sürerken Çetin Koç, 4 Mayıs 2016’da Dubai’de, susturucu takılmış tabanca kullanan 2 tetikçi tarafından öldürüldü. İddialara göre Zindaşti, Çetin Koç’un kardeşini İran’dan kaçırdı. İran’ın üç büyük aşireti Zindaşti’yle görüşmeye geldi ve kaçırılan kardeşi kurtardı. Kırmızı bülten ile aranan Orhan Ünğan ise 25 Ağustos 2015’te Hollanda’da, yakalandı. Türkiye’ye iade edilen Ünğan, 25 Mart 2016’da “tasarlayarak kişiyi öldürme suçuna azmettirmek” suçundan tutuklandı. Orhan Ünğan’ın avukatlığını, Kudbedin Kaya üstlendi. Zindaşti’nin gizli tanık ‘Terazi’ kod adıyla Zekeriya Öz’e verdiği ifadeyle suçladığı Kudbettin Kaya cinayet davasında da hasım oldu. Kaya, duruşmada “Öldürülme riskim var” dedikten iki hafta sonra da İstanbul’da öldürüldü. Zindaşti’nin, kızının öldürülmesinden sonra öldürülen Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar’ın, Dubai’de öldürülen Çetin Koç’un ölüm emrini verdiği öne sürüldü. 6 Nisan’da, Zindaşti ve adamları Büyükçekmece’de bir villada yakalandı, 20 Nisan’da tutuklandı.
Zindaşti Kalaşnikof’lu korumalarıyla gezmiş
11 Ekim’de Zindaşti’nin avukatı ‘tutukluluğun incelenmesi’ için İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurdu. 5. Sulh Ceza Hakimi Cevdet Özcan, Zindaşti ve 3 adamı hakkında ‘tahliye’ kararı verdi. Tahliye kararında, Zindaşti’nin üzerine atılı cinayet suçlarında rol aldığı, azmettirici olduğuna somut yeterli delil olmadığını, tutuklu kalmasının ise telafisi mümkün olmayan zarar vereceğini gerekçe gösterdi. Tutuklular gece saat 23.30 sıralarında Silivri Cezaevi’nden çıktı. Soruşturma Savcısı Ercan Devrim karara itiraz etti, 6. Sulh Ceza Hakimi tekrar tutuklama kararı çıkardı. Ancak Zindaşti sırra kadem bastı. FETÖ’cü firari savcı Zekeriya Öz’ün prensi, 11 Ekim’de tahliye edildikten sonra sırra kadem basan uyuşturucu baronu İranlı Naci Şerifi Zindaşti’nin firari olduğu dönemlerde avukatının ofisinin bulunduğu rezidansa Kalaşnikof’lu korumalarla giriş-çıkış yaptığı ortaya çıktı. Zindaşti’nin İstanbul’un göbeğinde, gündüz vakti rahatça gezdiği dikkat çekti. Bu rahatlığın da yüzünün kamuoyu tarafından tanınmamasına bağlandı.