Sevgili okurlarım, devletin ve milletin paralarını gereksiz yerlere harcadılar, kendi yandaşlarını zengin ettiler ve en sonunda duvara tosladılar.
Şimdi aldılar başlarını iki ellerinin arasına “Yav şimdi biz ne yapalım da bunların önüne biraz mama atıp oylarını devşirelim” diye kara kara düşünmeye başladılar.
Mama vermenin kuralı hiçbir zaman değişmez...
Devlet malı denizdir!
Açacaksın kesenin ağzını, devletin ve milletin parasını bütün kesimlere ufak ufak dağıtıp göz boyayacaksın. Nasılsa senin cebinden çıkan bir şey yok.

* * *

Türkiye’de bütün kesimler, yandaşlar ve beleşçiler hariç, aklınıza kim gelirse gelsin şikayetçi.
Esnaf, memur, işçi, emekli, iş adamı, ev kadını, öğrenci, dar gelirli...
Şimdi hükümet hiç sıkılmadan karar almış, “Emeklilere sadece önümüzdeki iki dini bayram öncesinde bin lira ikramiye vermekten dem vuruyor.
Madem böyle bir olanağınız vardı, niye seçimi beklediniz?
İmar affından tutun da yaşlılık aylığına kadar bir sürü göz boyama malzemesi...
Ve daha nice kıyaklar...

* * *

Yaşlılık aylığını 266 liradan 500 liraya çıkarma kararı almışlar...
Gelecek zam miktarına bakar mısınız!
Bu iktidarı yönetmekte olan efendilere bu parayı verseniz “Bize hakaret etmeye hakkın yoktur, biz dilenci değiliz” diye geri çevirirler.
Ayıptır yahu, bu milyonlarca fakir fukara insan, sizin aklınıza sadece seçim öncesinde gelen oyuncağınız mı?
Ve Binali Yıldırım hiç sıkılmadan konuşuyor:
“Vatandaşla el sıkıştık!”
Ben şahsen o emekli ikramiyesini alırım, oyumu da özgürce, istediğim gibi kullanırım.
Dolayısıyla bizimle sadece parayı almak konusunda el sıkıştılar, vereceğimiz oy konusunda değil.

* * *

Resmi işsiz sayısı üç milyonu geçti. Gerçek sayı beş milyonun üzerinde.
Her gün bunların tıraşlarını, palavralarını ekranlarda izliyorsunuz, gazetelerinde okuyorsunuz.
Şimdiye kadar ağızlarından şöyle bir cümle çıktı mı?
“İşsizlik konusunda şu önlemleri alıyoruz, şu kadar azalttık...”
Duydunuz mu?

* * *

Birkaç gün önceydi, değerli sanatçı Faruk Demir’in konseri sonrasında Ankara Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’la konuşuyorduk. Şu sözleri beynime kazındı: “Sadece benim belediyemde 17 bin genç üniversite öğrencisinin, ya da mezunun  özgeçmişi sırada bekliyor ve bu gençlerin hepsi iş istiyor.”
Tablo korkunç, tablo vahim.
Bu genç kesim seçimde oylarını acaba kime, kimlere ve hangi partiye verecektir!

* * *

Sevgili okurlarım, iktidarla birlikte Recep Bey’i de korku bürüdü.
Dikkat ediniz, eski afra tafralarından eser yok!
Evet, korkuyorlar ve aynı lafları papağan gibi tekrar ediyorlar...
24 Haziran seçimlerinin kendileri için son şans olduğunu, ölüm kalım davası olduğunun farkındalar.
Hele cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kalırsa (ki şimdilik öyle görünüyor) iş onlar açısından tamamen çıkmaza girecek...
Zira AKP ile birlikte Recep Bey’e karşı olan büyük kitleler, ikinci tura onun karşısında kalan aday kim olursa olsun, o isimde birleşip oylarını oraya yöneltecek.
CHP’nin, İYİ Parti’nin, Vatan Partisi’nin, HDP ya da Saadet Partisi’nin adayı kim olursa olsun sonuç değişmez.
Önemli olan bu iktidarla birlikte onun cumhurbaşkanı adayının da yenilgiye uğratılmasıdır...

* * *

İktidar panikte...
İktidar korkuyor çünkü duvara tosladığını biliyor.
Baskı rejimiyle, tek adam yöntemiyle işi ancak buraya kadar getirdiler ve denizi bitirdiler.
Bundan sonra iş hem muhalefet partilerine, hem de biz seçmenlere düşüyor.

* * *

Muhalefet partilerine çağrımdır... Bu çağrıyı seçime kadar defalarca dile getireceğim:
Birbirinizi yıpratmayın.
Sizin işiniz birbirinizle değil, iktidarladır...
Sizin sorununuz, bu ülkenin ne duruma getirildiğini, kitlelerin çektiği sıkıntıların hangi aşamada olduğunu vurgulamak ve ona göre davranmaktır.
Kendi açımdan söylüyorum:
Milletvekili seçiminde oyum CHP’yedir...
Ancak cumhurbaşkanlığı seçiminde, en güçlü gördüğüm CHP, ya da İYİ Parti adayına verebilirim.
Seçim ikinci tura kaldıktan sonra, oyum (kim olursa olsun) Recep Bey’in karşısındaki aday içindir.

* * *

Gün, muhalefet partilerinin hırlaşması, kendi aralarında tartışmaya ve kısır çekişmelere girmesi günü değildir.
Gün, bu iktidardan ve onun cumhurbaşkanı adayından kurtulma günüdür.
Kimse unutmasın, Türkiye olarak bu seçimde son şansımızı kullanacağız.
Geçmişte muhalefet partileri arasında yaşadığımız kavgalar, karşılıklı hırpalama ve saldırılar bizim gibi düşünen kesimlere büyük zarar verdi, bunu unutmayalım.
Treni bu kez de kaçırdığımız takdirde iş çok zorlaşacaktır.
Son şansımızdır, unutmayın.

sozcu-banner-1