05eminbey130cm

Sevgili okurlarım, Türk ordusu bundan 44 yıl önce, 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs’a çıkmış ve orada Rumların elinde esir bulunan Türk soydaşlarımızı kurtarmanın ilk adımını atmıştı.
Kıbrıs yıllardan beri kaynıyordu. Türk azınlık Rum çoğunluğun zulmü altında inim inim inliyor, alınan asker çıkarma kararları başta ABD olmak üzere dış ülkelerin baskısı nedeniyle bir türlü uygulanamıyordu.
Ecevit Başbakan, Erbakan Başbakan Yardımcısı, Semih Sancar Genelkurmay Başkanı idi. CHP-MSP koalisyonu son kararı verdi ve ordumuz 20 Temmuz 1974 günü Kıbrıs topraklarına Girne’den yapılan çıkarma ile ilk adımı attı.

05eminbey230cm

Kıbrıs Yunan uçaklarının menzili dışındaydı ve bu durum bize büyük bir avantaj sağlıyordu. Hava üstünlüğü bizdeydi. Adaya paraşütçülerimiz indi, çıkarma gemileriyle komandolarımız çıkarıldı.
Çok şiddetli çarpışmalar oldu. Yıllar sonra, Türk kuvvetlerinin komutanı Orgeneral Bedrettin Demirel’le bu harekât konusunda uzun bir söyleşi yapmıştım ve şu sözlerini unutamam:
“Karşımızda çok iyi savaşan bir Yunan ordusu vardı. Mertçe savaştılar.”

* * *

Sonunda üstünlüğü ele geçirdik ve yine dış dünyanın baskısıyla ateşkes kararı alındı. Ancak birliklerimiz Girne-Lefkoşe bölgesinde, çok dar bir alanda sıkışıp kalmıştı. Ciddi bir Yunan saldırısı bizi zor durumda bırakacaktı.
Ağustos 1974’te ikinci harekat başlatıldı ve ordumuz yeniden ileri atılıp bu kez Karpaz dahil Magosa’ya kadar olan bölgeyi ele geçirdi. Sonradan kurulacak olan bugünkü KKTC’nin sınırları böyle belirlenmiş oldu.
Türkiye’nin Kıbrıs zaferi sonrasında Yunanistan’ı yönetmekte olan cunta devrildi ve yeniden demokrasiye geçildi.

* * *

Kıbrıs Barış Harekatı adı verilen bu operasyonun bence en renkli, en önemli ve en hüzün verici olaylarından biri, kendi muhribimiz olan Kocatepe’yi bizim uçaklarımızın yanlışlıkla bombalayıp harekatın ikinci günü batırmasıdır.
Kocatepe olayını o tarihten bir süre sonra dört koldan araştırmış, işin içinde olanlarla uzun söyleşiler yapmış ve sonra, artık piyasada bulunmayan “Unutulmayan Söyleşiler. Tarihe Düşülen Notlar” isimli kitabımda tam metin olarak yayınlamıştım.
Kendi savaş gemimizi nasıl batırmıştık? Hata kime aitti? Deniz Kuvvetleri’ne mi, yoksa Hava Kuvvetleri’ne mi, yoksa savaş harekât merkezine mi?
Konuştuğum üç kişi şunlardı:
Yarbay Zeki Kılıç. Kendi gemilerimizi bombalayan pilotlardan biri.
Yarbay Mehmet Kolburan: Kocatepe’nin hemen yanında olan ve uçaklarımızın saldırısından payına düşeni alan Adatepe muhribinin ikinci komutanı.
Albay Behçet Tamuroğlu: Genelkurmay’daki savaş harekat merkezinde görevli.

* * *

Evet, uçaklarımız Kıbrıs barış harekatında yanlışlıkla Kocatepe muhribini vurdu ve batırdı.
Mareşal Çakmak ve Adatepe muhriplerimiz de uçaklarımızın saldırısına uğradı ve her ikisi de ağır yaralar alıp Anadolu sahillerine doğru kaçmak zorunda kaldı.
Peki bu yanlışlığın nedeni neydi?

* * *

Harekât boyunca Kıbrıs’ta karacı, havacı, denizci, deniz piyadesi ve jandarma olmak üzere subaylar dahil 498 şehit verdik.
Batırılan Kocatepe’de şehit sayısı 67...
Şimdi yarından başlayarak sizlere bu Kocatepe olayının perde arkasını üç gün boyunca, bire bir yaşayanların ağzından anlatacağım.

* * *

Her şey o gün Hava Kuvvetleri’ne verilen bir emirle başlamıştı:
“Baf’a Ege’den Rumlara asker ve silah taşıyan bir Yunan konvoyu geliyor. Orada görülen bütün yüzer cisimler batırılacak, bu konvoy imha edilecek!”
Sonrası tam bir macera filmi gibi...
Devamı yarına!

sozcu-banner-1