Ekrem İmamoğlu, çok olmazsa da dün iyiydi.
Propaganda tekniklerini geliştirdikçe etkili olabileceğini düşünüyorum.
İstanbul için yeni ve çarpıcı bir şey söylemedi ama seçime henüz üç ay var.
İkide bir ‘Kıymetli’ İstanbullular demeseydi çok daha iyi olacaktı.
‘Kıymetli’; Arapça kökenli bir sözcüktür. Birçok sözcükte olduğu gibi Osmanlılar bu sözcüğü almış az değiştirmiş ve Türkçeye yerleştirmişler.
Türkçesi ‘değerli’.
Hem de çok daha hoş, anlamlı ve müzikal.
Sevgili dersek daha da hoş olur.
İstanbul bir sevdadır.
Önemli olmayabilir ama dün dikkatimi çekmişti.
Yeni, çağdaş ve kendi deyimiyle demokrat bir İstanbul yaratmak için yola çıkan İmamoğlu destek istediği CHP’li genç ve kadınların diliyle konuşmalıydı.
Bu gençler ve kadınları yanına çekebilen bir İmamoğlu tüm CHP’lilerin sandığa gitmesini sağlayabilir.
Tüm Türkiye’de CHP seçmeninde büyük bir moral ve güvensizlik sorunu var.
Bu güvensizlik Türkiye’nin yüreği İstanbul’da aşılabilirse ülkenin her yerine yeni ve taze kan pompalanabilir.
Bu görev İmamoğlu’na düşüyor.
Diğer il ve ilçelerin başkanlarını unutmadan.
Tabanından kopuk, kendi seçmenini üç kez hayal kırıklığına uğratan bir yönetimle İmamoğlu’nun işi çok zor.
Tüm CHP’lilere umut olmak zorunda.
Bunu başarabilen bir İmamoğlu’nun ‘kıymetini ve değerini’ işte o zaman tüm İstanbullular anlayacak.
AKP İstanbul’u çevreden kuşatarak kenti ele geçirdi. İstanbul ve Ankara’yı ele geçiren AKP (Refah) 2002’de tüm Türkiye’de iktidar oldu.
İmamoğlu benzer yolu izlemelidir ve doğru söylem, taktik ve stratejilerle bunu başarabilir.
Kağıthane, Ümraniye, Bağcılar, Bahçelievler, Bayrampaşa, Beykoz, Çekmeköy, Esenyurt, Eyüp, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece, Pendik, Sultanbeyli, Sultangazi ve Zeytinburnu gibi ilçelerde CHP’nin %26.4 olan oy oranını artırır, HDP (%12.7), İYi Parti (%8.3) ve Saadet (%1.5) seçmenlerinin desteğini alırsa şansı büyük ölçüde artar.
Bunun için bu partilere oy veren insanlara doğru şeyleri söylemesi gerekir.
Bunu başarabilirse AKP’ye oy verenleri de inandırabilir.
Peki kolay mı?
Hiç sanmam.
AKP tüm Türkiye’de olduğu gibi İstanbul ve Ankara’yı kaptırmamak için her şeyi yapacaktır.
Üç yıl öncesinden bugünlere gelineceğini yazıp anlattım.
Medyanın %95’ni kontrol eden AKP etkilediği yargı erkiyle herkesi susturmaya çalışıyor.
Son hafta yaşadıklarımız bundan sonra yaşayacaklarımızın işaretidir.
Muhalefet konuşmanın ötesine geçmediği geçemediği sürece AKP’nin işi çok kolay.
Toplumsal duyarlılık ve tepki olması gereken düzeye yükselmediği sürece bu iş çok daha kolay.
Korkutulmuş ve sindirilmiş insanlarla hiçbir mücadele kazanılamaz.
CHP böyle kaldığı sürece mücadele bile olmaz.
İnsanlar dokunulmazlıkların kaldırıldığı,16 Nisan’da anayasasının değiştirildiği ve 24 Haziran’da farklı bir Türkiye’nin yaratıldığı günlerin acısını ve hayal kırıklıklarını henüz unutmadı.
İnsanlar 1 Nisan 2019 sabahı benzer acıları yaşamak istemiyor.
‘Sistem çalışmadı, oylar çalındı, YSK numara yaptı, adam kazandı’ gibi söylemler her şeye son noktayı koyacaktır.
Birçok vatandaş gibi benim de bu konuda kuşkularım var.
CHP’de çok şeyin değiştiğini düşünmüyorum.
Her şeyi çok yakından, içtenlikle ve tarafsız bir gözlemle izleyeceğim.
Ben çağdaş, laik, demokratik ve tüm etnik, mezhepsel, dinsel kesimleriyle barışık bir İstanbul ve elbette Türkiye’den yanayım.
Arap işi demokrasilerin coğrafyamızda nelere mal olduğunu bire bir yaşadım.
Demokrasi uzun erimli ve zor bir kavgadır.
Bu kavgada öncülerin ve önderlerin rolü çok önemlidir.
Bildik bir örnek ama yine de söyleyeyim:
Atatürk olmasaydı belki de bugün Türkiye olmayacaktı.
Belki de bazıları ‘Yunan’ olacaktı.
Kimin İngiliz, kimin Fransız olacağı kesin anlaşılmayacaktır.
Amerikalılar çoğunlukta olabilirdi.
Belki de seçim bile olmayacaktı.
‘İmam-oğlu’ olduğu için Ekrem bu gerçekleri halka anlatma becerisini gösterdiği ve bunu başarabildiği ölçüde yalnızca İstanbul’u değil tüm Türkiye’yi kazanacaktır.
Yolun başındayız, iş hiç kolay değil, karşı tarafın neler yapacağını çok iyi biliyorum ve çoğunluk benim gibi beklemede Umut ışık gibidir onu beslerseniz parlar. Hayal kırıklığına uğratırsanız sönüp yok olur.
Umudun olmadığı bir dünyada her yer zifiri karanlık olur.
Hiçbir ampul aydınlatamaz.