Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı olarak grup toplantısında yaptığı konuşmasına şaşırdım kaldım.
Nasıl şaşırmayayım ki?
Bakınız neler dedi?
“Sevgili milletime seslenmek istiyorum. Gerçekten alışılmadık, görülmedik şekilde ürünlerde fiyat farkları varsa bunları belediye zabıtalarına iletin. Asıl olan Türkiye’nin ve Türk Milleti'nin menfaatleridir.”

★★★

Bu sözlere neden mi şaşırdım?
Sayın Cumhurbaşkanı’nın Türkiye’yi yakan aşırı fiyat artışlarından haberdar olmaması mümkün mü?
Onun sadece bir semt pazarına gitmesi, şöyle bir çevreye bakması, durumun vahametini görmesine yeter sanıyorum.
Oradaki fiyatlar aşırı mı, değil mi görüp bizzat kendisi karar versin.
Ayrıca dünkü gazetelere de (yandaş ve çıkarcı gazetelere değil, düzgün gazetelere) bir bakmasını öneririm.
Temel maddelere yapılan ağır zamlar fiyat artışlarının temel sebeplerini gözler önüne seriyor:
* Doğalgaza üçüncü kez zam geldi. Konut doğalgazı yüzde 9, sanayide kullanılan doğalgazın fiyatı yüzde 18,5 arttı.
* Elektriğe de yüzde 9 zam geldi, son iki ayda elektrik yüzde 27 oranında zamlanmış oldu.
* Benzin ve mazota da arka arkaya zamlar geliyor.
* Ekmek fiyatları yüzde 25 zamlandı. Ticaret Bakanlığı ekmek zammını güya durdurdu ama birçok yerde ekmeğin zamlı ya da gramajı düşürülerek satıldığı belirtiliyor. Neden? Un ve yakıt fiyatları artmış çünkü...

★★★

İşte bunları bildiriyoruz. Peki, ne yapacak zabıtalar? Hiçbir şey...
Temel maddelere gelen artışlar, iğneden ipliğe her mala derece derece yansıyor.
Bunun önüne geçmek lâfla değil, icraatla olur.
Hem “Ekonomimize saldırdı” diye Amerika’yı suçlayıp, hem “Ekonomimizi kurtar” diye Amerikan McKinsey şirketini kiralamakla işler yoluna girmez.
Yabancılardan bize fayda yok. Türkiye’yi kurtaracak olan yine Türkler’dir. Yeter ki iyi yönetilelim, Atatürk’ün yolundan şaşmayalım.
Ekonomisini yabancılara teslim eden ülkelerin huzur ve mutluluğa ulaştığı görülmüş bir şey değildir.

Beton santraline öfke!


Yarım milyon kişinin yaşadığı Kadıköy’de 11 adet “Beton Santrali” var ve bunlara yakın olan yurttaşlar zehir soluyor!
Kadıköy’ün Merdivenköy Mahallesi’nden öfkeli şikâyetler geldi. Sebebi, mahallenin ortasındaki Mustafa Saffet Anadolu Lisesi’nin yanı başında beton santrali kurulmak istenmesi!
Başta öğrencilerin sağlığı olmak üzere tüm halkı etkileyecek beton santraline İstanbul Büyükşehir Belediyesi nasıl izin verdi, anlamak zor!
Neyse ki, Kadıköy Belediyesi ruhsat izni vermedi de müteahhit firma çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı. Firmanın Hollandalı bir işadamına ait olduğu ve izin almak için daha üst makamlara başvuracağı belirtiliyor!
Hollandalı işadamına ait aynı arazi Kurban bayramlarında yurdun dört bir yanından gelen binlerce hayvanın toplandığı hayvan satış yeri olarak kullanılıyor ve çevreye koku ve mikrop saçıyor.
Hollanda firmasına sormak lâzım: “Sizin Hollanda’da veya herhangi bir Avrupa ülkesinde, çevreye koku ve mikrop saçacak hayvan satış yeri veya beton santrali için bu izni alabilir misiniz?”

TEBESSÜM

Paralar nerede?


Mafya babası haraçlarını toplaması için yeni bir tetikçi bulur. Seçtiği adam sağır ve dilsizdir. Çünkü baba, bu tetikçi yakalanırsa polise bir şey anlatması mümkün olmaz diye düşünür.
Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark eder ve tetikçiyi, odasına aldırtır. Bir de işaret dilini bilen tercüman bulurlar.
Tercüman işaretle sorar:
“Paralar nerede?”
Sağır ve dilsiz işaretle cevap verir:
“Ne parası? Benim paradan-maradan haberim yok. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum.”
Tercüman tercüme eder:
“Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş!”
Baba, tabancasını koltuk altından çekip, sağır ve dilsizin kafasına dayar:
“Şimdi sor bakalım, paralar nerede?”
Sağır ve dilsiz adam çaresiz kalır, kan ter içinde işaretle cevap verir:
“Şehir merkezindeki parkta, büyük heykelin olduğu kapıdan girince soldan üçüncü ağacın kovuğunda 200 bin dolar var.”
“Ne söyledi?” diye sorar baba.
Tercüman cevap verir:
“Dedi ki, hâlâ neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. Ayrıca o tetiği çekmek için biraz göt istermiş!”

GÜNÜN SÖZÜ

İktidarlar, en büyük güç olduğu için küçücük kaleme düşmandırlar!

11karikaturteget-12cm