Tüm Türkiye, 24 Haziran seçimlerinin derdinde iken Kıbrıs’ta sevimsiz şeyler oluyor!
Adada tehlikeli gelişmeler var!Bir t
akım tuhaf insanlar Kuzey Kıbrıs’ı Rumlara satmak istiyor.
“Satmak” kelimesi elbette ki ağır ama gelişmeler bunu gösteriyor!
Oysa Kıbrıs babalarının malı değil. Kıbrıs bir Türk vatanıdır. Kıbrıs Türkleri’nin Rumların insafına terk edilmelerini kabul etmek mümkün değildir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan her Türk vatanına ve özgürlüğüne sahip çıkacak, çapsız politikacıları başından atarak Rumların kölesi durumuna düşmeyecektir.
Bu gerçeği herkes kafasına yazmalıdır!

* * *

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı (nasıl bir başkansa) Rum kesiminin lideri Anastasiadis’e akıl almayan bir teklif yaparak “Guterres Belgesi”ni kabul etme çağrısında bulundu.
Ne demek Guterres Belgesi?
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in hazırladığı bu belgenin en önemli maddesi “Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesi ve yerine çok uluslu bir Birleşmiş Milletler gücünün konulması”
Bu, Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğünün son bulması, etkin ve fiili garantisinin sona erdirilmesi demek oluyor.
En saf bir insan bile bunun Kıbrıs Türkleri’ne bir tuzak olduğunu anlar!
Türk askeri adada, hainliğe, kalleşliğe, ahlâksızlığa karşı bir siperdir. Türklerin Rum çeteler tarafından insafsızca katledildiği geçmişteki kanlı günler unutulmamalıdır.

* * *

Türkiye’de tüm kamuoyu yaklaşan 24 Haziran seçimleriyle meşgul olurken bu durumu fırsat bilip Rumlara yanaşmak en hafif tabiriyle ayıptır!
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı bu cesareti nereden buldu?
Türkiye, 1960 Londra ve Zürih Antlaşmaları’ndan bu yana 58 yıldır garantörlük hakkını titizlikle ve kararlılıkla savunuyor.
Kıbrıs Türkleri’nin güvenliği açısından hayati önem taşıyan Türk askerinin Kıbrıs’ta bulunmasının bizzat KKTC Cumhurbaşkanı tarafından yok edilmek istenmesinin anlamı nedir?
Nasıl bir Cumhurbaşkanı’dır bu?
Ankara Hükümeti böyle bir şeyi kabul eder mi? Tabii ki etmez!
O zaman Mustafa Akıncı’nın gücü de Kuzey Kıbrıs’ı Rumlara ikram etmeye yetmez

* * *

Kıbrıslı Türk kardeşlerime sesleniyorum:
“Rumlara teslim olmaya soyunan kişilere, kim olurlarsa olsunlar, asla yüz vermeyin! Onlara tepkinizi gösterin.
Türkler tarih boyunca hep onurlarıyla yaşamışlardır. Türk’e esareti lâyık görenlere gereken ders verilmelidir.
Kıbrıs vatandır ve vatanın bedeli kandır, şehitlerdir, gazilerdir.
Kuzey Kıbrıs,  Türkiye’nin güvenliği açısından da büyük önem taşımaktadır.

* * *

Dün bana KKTC Maliye eski Bakanı ve E. Büyükelçi Tansel Fikri’den bir mesaj geldi. O da yurtsever bir siyaset adamı olarak bu yanlış hareketi protesto ediyor.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önceki Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun şu sözleri kulaklara küpe olmalıdır:
“Sayın Mustafa Akıncı, Filistinlilerin başına bir garantörleri olmadığı için gelenlerin farkında değil midir?”
Derviş Bey çok haklı.
Ey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Akıncı! Söylesene!
Kıbrıs Türkleri’ni zavallı Filistinliler gibi çaresizliğe mi itmek istiyorsun?

TEBESSÜM

“Ne kadar döversin?”


Yazları Antalya’da, kışları Kanada’da yaşayan okurum Tarık Karslı, iktidarın seçim vaatlerini bir “Temel fıkrası” ile yorumluyor.
Temel, Taksim Meydanı’ndan geçerken köşede müşteri bekleyen bir hayat kadını görünce sormuş:
“Fiyatın nedir?”
“100 dolar” demiş kadın.
Temel “Ben sana 500 dolar veririm” demiş ve eklemiş:
“Evet, fazla para veririm ama seviştiğim kadını döverim! Ona göre!”
Kadın “Tamam, sen 500 dolar ver, ben dayağa da razıyım” diyerek Temel’in otomobiline binmiş...
Fakat “Dayak” sözü kafasına takılmış. Yolda giderlerken:
“Ne kadar döversin?” diye sormuş. Temel önce cevap vermemiş ama kadın tekrar ısrarla sormuş:
“Söyle n’olur, ne kadar döversin?”
“Verdiğim parayı geri alıncaya kadar döverim!” demiş Temel...
Seçim vaatlerini bir de bu çerçevede düşünmek gerekiyor!

GÜNÜN SÖZÜ


Jurnalcilik, iftira ve kanıtsız suçlama büyük ahlaksızlıktır!

rrr

sozcu-banner-1