“Cumhuriyet tarihimizin en kritik seçimine birkaç gün kala din, iman, namaz tartışmaları gündeme geldi. Önce Cumhurbaşkanı ve AK Parti’nin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Tayyip Erdoğan mitinglerde, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Sayın Muharrem İnce’nin namazını, camiye gidip gitmediğini sorguladı.
Bu kesinlikle Kuran’a aykırı bir davranıştır.
Zaten İnce de “Din, iman konuları siyasete alet edilmemelidir” uyarısında bulunduğu gibi, 16 yaşından beri cuma namazlarını kıldığını söyleme ihtiyacını duydu.
Ben de bu gelişmeden dolayı bir sanatçı sorumluluğuyla bu yazıyı yazmak zorunda kaldım.

* * *

Önce Kuran ölçeğinde inanç ve iman konusuna değineyim.
Sayın Muharrem İnce, Allah’a inandığını söyleyen bir fizikçi. Yani kâinatın hiçlik durumundan itibaren var oluşunun tüm aşamalarını ayrıntılarıyla bilen biri. Bir başka deyişle; inancını bilime dayandırıyor. Eğer Kuran perspektifinden bakarsanız; Muharrem İnce’nin imanı diğer cumhurbaşkanı adaylarının imanlarından daha makbul.
ZÜMER-9 De ki: ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’ Bu ayete göre eğer sadece Sayın Erdoğan ve Sayın İnce’yi karşılaştırırsak; İnce’nin imanı karşılaştırılmayacak kadar makbul ve üst seviyede.

* * *

Dini, siyasete alet etme konusuna gelirsek; sosyal ilişkilerde, dini inancını ön plana çıkararak avantaj sağlamaya çalışanların durumu Kuran’da çok açık ve net olarak izah edilmiştir.
MÜNAFIKUN 1-2-4 ayetlerinde menfaat ya da bir amaç için inanmış görülenlerden bahseder. O kadar abartılı bir şekilde dindar davranırlar ki; peygamberin bile onlardan memnun olduğunu, hoşlandığını söyler. Bir de; MÜNAFİKUN-4. ayetin sonunda “Allah onları kahretsin! Nasıl da döndürülüyorlar” ifadesi var. Demek ki bazı insanlar da gerçekten inandığı halde sonradan menfaat,  itibar ya da başka bir amaç için Kuran’a aykırı çok kötü şeyler yapabiliyorlar. Bu değişimlerinden dolayı “Allah onları kahretsin!” diyor.

* * *

BAKARA-204- ayetinde yine iki yüzlü insanlardan bahseder: “O kalbindekine Allah’ı şahit tutar” İfadesiyle o kişilerin her fırsatta abartılı bir şekilde Allah’ı anarak tüm eylemlerinin arkasına Allah’ı koyduklarını anlatır. O kadar ki Peygamberi bile memnun ederler. Ancak ayetin sonunda onları azılı İslam düşmanı ilan eder. Çünkü bu kişiler dindar görünüp çok kötü çirkin işler yaparak insanları dinden soğutur, uzaklaşmalarına sebep olurlar.

* * *

Ayetlerin mesajı şudur: kişilerin ne kadar inançlı olduğunu yalnızca Allah bilir. TEVBE-101- Sen onları bilmezsin. Biz onları biliriz. Yani Hz. Peygamber’i bile kandırabiliyorlar Onun için her işte inançlarını ön plana çıkaran insanlardan sakının.
Bu bağlamda inançları ön plana çıkararak avantaj sağlamaya çalışmak, Kuran’a göre; doğrudan Allah ile aldatmadır. Dini, referans göstererek yönetime gelenlerin çoğunun çok büyük adaletsizlik, haksızlık ve zulümlerine şahit olmaktayız. Zaten kendileri de bunu itiraf etmekteler. Kuran’a göre uyarıldığı halde bir hatada ısrar edenlerin, kandırıldım, yanıltıldım deme hakkı yoktur, olmayacaktır.
Unutmayın, adaletsizlik ve zulme sebep olanlar da, onları destekleyenler de sorumludur. Yaptığınız veya sebep olduğunuz her şeyin bir karşılığı vardır ve hesap sorulacaktır (NİSA-85). Kuran’daki hüküm budur...”

* * *

Sevgili okurlarım.
Yukarıdaki satırlar, Atatürk düşmanı bir çevrede büyümesine karşın, özellikle büyük din alimi merhum Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün de etkisinde kalarak katıksız Atatürkçü olan deniz ressamı Mustafa Günen’e ait.
Hiçbir yorum yapmıyor ve ‘Kimin ne kadar inançlı olduğunu sadece yüce Allah bilir’ demekle yetiniyorum.

sozcu-banner-1