Sene 2009.
Halep Üniversitesi, asrın liderimize fahri doktora unvanı verdi.

*

Asrın liderimiz sırf bu fahri doktorayı alabilmek için özel uçakla günübirliğine Halep’e gitti.
Türkiye’den uçağa binerken “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganlarıyla uğurlandı, Halep Üniversitesi’ne girerken “Suriye seninle gurur duyuyor” sloganlarıyla karşılandı.

*

Fahri doktora takdim töreninden önce, asrın liderimizin hayatından kesitler içeren barkovizyon gösterisi seyrettirildi. Bu barkovizyon gösterisinde, asrın liderimizin Gazzeli çocuğun yanağını okşarken, Davos’ta Şimon Peres’i fırçalarken çekilmiş fotoğrafları vardı. Duygulu anlar yaşandı, ayakta alkışlandı, gözleri buğulananlar oldu.

*

Asrın liderimiz duygu yüklü bir konuşma yaptı. “Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi için kanun çıkardık diye, bizi İsrail’e peşkeş çekmekle suçladılar, bizim muhalefetimiz bizi tanımıyor, neyse ki Suriyeli kardeşlerimiz bizi iyi tanıyor” dedi. Ayakta alkışlandı.
“Yıllar önce iki ülke birbirinden ayrı düşmüştü, biz göreve gelince bu yapay meseleleri bir kenara koyduk, Beşar Esad kardeşimle dünyaya örnek olacak bir kardeşlik sağladık” dedi. Gene ayakta alkışlandı.

*

Asrın liderimiz doktora cüppesini giyip, poz verirken... Bu defa Halep Üniversitesi rektörü konuştu. “Üniversitemizin 50 senelik tarihinde hiç kimseye fahri doktora vermedik, Tayyip Erdoğan ilk oldu, çünkü bizim kriterlerimize uyan dünyada başka kimse yoktu” dedi. Gene “Suriye seninle gurur duyuyor” sloganları atıldı, ağlayanlar oldu.

*

Sonra?

*

Çarşı karıştı... Aynı Halep Üniversitesi, asrın liderimize verdiği fahri doktora unvanını zart diye geri aldı, zehir zemberek kınama bildirisi yayınladı. Asrın liderimiz o bildiride “Suriye halkına komplo kurmakla, Suriye’nin doğal kaynaklarıyla kültürel mirasını soymakla, Suriye halkına karşı insani olmayan davranışlarda bulunmakla” suçlandı.

*

Beşar Esad’ın emriyle asrın liderimize fahri doktora unvanı verip, Beşar Esad’ın emriyle fahri doktora unvanını geri alan Halep Üniversitesi’nin, şakşakçı rektörünün adı neydi biliyor musunuz?

*

Profesör Nizar Akil.

*

Suriye’nin “akil”iydi yani!

*

E şimdi akil makil deyince, bizim akiller geliyor insanın aklına tabii...
Yukardaki mevzu yaşanırken, Türkiye’de akiller heyeti kurulmuştu.

*

Şu anda “yerli” ve “milli” ayağına yatan arkadaşlar, PKK’yla masaya oturmuştu, İmralı’yla Kandil’le müzakere yapıyordu.
Asrın liderimiz “MİT müsteşarımızı Oslo’ya İmralı’ya gönderen benim” diyordu.
Beşir Atalay “Öcalan’la direkt diyaloğumuz var, Öcalan’ın düşünceleri bizim de düşüncelerimiz” diye gurur duyuyordu.
İçişleri bakanı Efkan Ala “aracıları aradan çıkardık, Ak Parti kendisi görüşüyor” diye itiraf ediyordu.
Bülent Arınç “sayın Öcalan demeyi, Öcalan posteri taşımayı, PKK bayrağı açmayı suç olmaktan biz çıkardık, cezalarını erteledik” diye övünüyordu.
Akp milletvekilleri “PKK seçime girsin, seçilsin, Öcalan şanstır, PKK’ya katılan çocuklar benim canım ciğerim, Öcalan demokrasiye katkı sağlıyor, PKK terör örgütü değildir” diye akıl öğretiyordu.
Akp’nin spor bakan yardımcısı Abdürrahim Boynukalın “Abdullah Öcalan kadar ilkeli olun” diye örnek gösteriyordu.
Jöleli Yiğit, Apo’yu vizyoner buluyordu, “Öcalan Türkiye’nin önünü açıyor” diyordu.
Yalçın Akdoğan “Öcalan’ın olayları okuma kabiliyeti var, tecrübesi var, düşünceli ve hassasiyet sahibi” diye öve öve bitiremiyordu.

*

Akp’nin “akil” heyeti mensupları ise... “Öcalan prestijli, karizmatik, gerçekten bir rehber ve lider, çözüm sürecini hayvanlar bile anladı ama bazı insanlar anlamıyor, ulus devlet bizim başımızda Allah’ın belasıdır, Türk kimliği bölücüdür, Öcalan’ın eli rahatlatılmalı, devletten yana değil dağdakiyle beraber yaşamak isterim, Türk bayrağı demeyelim Türkiyeli bayrağı diyelim” diyorlardı.

*

“Akil”ler heyeti bunları söylerken, PKK tanık TSK sanık yapılırken, akiller heyeti bölge başkanlarından biri kimdi kardeşim?
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ydu.

*

E şimdi gene merak ediyor insan.
Varlığıyla onur duyduğumuz Türkiye Barolar Birliği’nin Türkiye’sini silmeye kalkışanlar... Akil Rifat’ın Türkiye’sini yerinde bırakacak mı?