05Yunus Emre’nin kendisini yetiştiren hocası Taptuk Emre’ye not verdiğini düşünün… Ya da bir ergenin kendisine ‘taktığını’ düşündüğü öğretmenini değerlendirdiğini. Çocuğuna kendisi gibi davranmadığı ve disipline ettiği için rahatsız olan bir velinin öğretmene puan verdiğini hayal edin. Bunlara bir de birbirinden haz etmeyen öğretmenlerin birbirlerine not vermesini ekleyin.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı ve taraflara sunduğu, Öğretmen Performans Değerlendirme Yönetmelik taslağında bunlar var. Gelecek yeni sistemde, öğrenci ve veli öğretmene puan verecek, performansını değerlendirecek.
Uygulanması halinde artık sadece öğrenciler değil, öğretmenler de not peşinde koşacak. Bir anlamda teşekkür ya da takdir almak için hocasından bir puan isteyen öğrenci ile öğretmen yer değiştirmiş olacak.
Derslere yeterli ilgiyi göstermediği için başarısız olan ve bu başarısızlığı ailesine ‘öğretmen bana taktı’ şeklinde yansıtan öğrencilerin öğretmenine puan verdiğini düşünün! Kaldı ki yaşadığımız dünyada öğrencilerin, gençlerin ‘adalet’ duygusunun ne kadar gelişmiş olabileceğini düşünün… Bunun üzerine bir de ‘içi boş bir öz güven’i eklersek ne çıkar karşımıza?
Tasarının uygulanması halinde, daha çok özel okullarda öğretmenlerin karşı karşıya kaldığı ‘benim çocuğuma neden canım’ demedinler, ‘Benim çocuğuma daha hassas davranın, o özel bir çocuk, yoksa sizi yönetime bildiririm’ler tarzı tehditler hızla artacak.
Kişisel nedenlerden dolayı birbirini sevmeyen öğretmenlerin nefreti körüklenecek, eğitimde hiç de yeri olmayan rekabet artacak, düşmanlık çoğalacak.
Ölçme ve değerlendirme, uzmanlık isteyen bir alan. Bunu bir öğrenciden ya da bu konuda hangi kriterleri göz önüne alacağını bilmeyen velilerin yapmasını beklemek sadece öğrenci, öğretmen ve velinin karşı karşıya gelmesini sağlar. Öğretmenini tehdit eden, şiddet uygulayan öğrenci sayısı artar, öğretmeni ‘not’la tehdit eden veliler hızla çoğalır.
Ayrıca öğretmenine puan veren öğrenci, öğretmenine ne kadar saygı duyar, ne kadar güvenebilir, ne kadar önemseyebilir?
Elbette eğitim sisteminin en önemli ayağıdır öğretmenlik. Ve elbette öğretmen kalitesi eğitimin de kalitesini belirlemede önemli bir etkendir. Kaliteyi yükselmek çok önemli ancak bunu yaparken mesleğin onuruyla oynanmamalı ve örselenmemeli.
MEB’in performans uygulamasının dünya örneklerine baktığımızda ise sistem ve araçlar arasında çok büyük farklılıklar var. Hiçbir OECD ülkesinde, öğrenci ve veliler öğretmen değerlendirme sisteminin içinde yer almıyor.
Bu arada eğitimciler, taslakta ciddi değişiklikler yapılacağını söylüyor. Genel beklenti ise tasarı bu şekilde Resmi Gazete’de yayınlansa dahi, uygulanamayacağı yönünde… Umarız her görüşten sendikanın karşı çıktığı bu uygulamadan vazgeçilir.
Diyojen’in şu sözüne kulak verelim; Yeryüzünde öğretmenlikten daha onurlu bir meslek tanımıyorum.