MEB denetiminde 2004’de açılan ve sayıları 2 bin 650’ye ulaşan özel rehabilitasyon merkezleri, eğitimde kanayan bir yaraya dönüştü. Açıldıkları günden bu yana yolsuzlukla gündeme gelen merkezlere, devlet son dört yılda 24 milyar 400 milyon TL ödedi. Sayıştay’ın daha 2 ay önce, “Bir kontrol, denetim sistemi yok. Kaynaklar, etkili ve verimli kullanılmıyor. Ciddi kamusal zarar var” diye uyardığı Bakanlık, TBMM Milli Eğitim Gençlik Araştırma Komisyonu’na 3.7 milyar TL’lik aktarımı da sundu.

“SİYASETÇİLERİN VAR”

Merkezlerde çalışan 32 bin öğretmen adına komisyon üyeleriyle görüşen öğretmenler ise, “AKP başta olmak üzere milletvekilleri ve siyasilerin özel rehabilitasyon merkezi var” iddialarını TBMM’ye kadar taşıdı.

TBMM Milli Eğitim Gençlik Araştırma Komisyonu üyesi ve Eğitim Politikalarından Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Milletvekili Yıldırım Kaya iddialarla ilgili SÖZCÜ’ ye şöyle konuştu: “AKP, merkezler ilk açıldığında öğrenci başına asgari ücrete yakın ücret ödedi. Özellikle de yandaşlarının önünü açtı. AKP’liler başta olmak üzere, çeşitli siyasi görüşlerden birçok kişi rehabilitasyon merkezi kurdu”

Yıldırım Kaya


ÖĞRETMENLER KÖLE OLDU

“Sahipleri, para kazanma amaçlı hareket etti. Öğrenci derse gelmeden, geliyor gibi suistimale açık işler yapıldı. Öğrenci başına 675 TL ödeyen devlet öğrenci grip olup okula gelmese de parayı okuldan kesiyor. Para kazanmayanlar, işi savsaklıyor. 700 bin atanmayan öğretmen olması, onları bu merkezlerde asgari ücretin altında kölelik maaşıyla çalışmaya itti. Öğretmen açsa, kitap okuyamıyorsa, çok özel bu çocuklara katkı da sağlayamaz.  Rehabilitasyon sistemi, AKP’nin yanlış politikaları sonucu çöktü”

SİSTEM ÇÖKTÜ

Aksaray’da, otizmli çocuklara velilerin saldırması da bunun sonucudur. Kendi çocuğunun durumunu saklayan binlerce aile var. MEB’in, rehabilitasyon alanını tamamen özel sektöre terk etmesi sosyal devlet anlayışına aykırıdır. Sayıştay’ın uyarılarının dikkate alınarak, eğitiminin devlet
tarafından yapılması gerekir.”


‘Öğretmenlere kadro verilsin’


Tüm Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kurumları Derneği Başkanı Faruk Sevindi, sektör adına durumu şöyle değerlendirdi; “32 bini öğretmen, 45 bin çalışanımız var. 1 yaşından 25 yaşına kadar 388 bin özel gereksinimi olan bireye eğitim veriyoruz. Devlet, çocuk başına ayda 8 bireysel eğitim için 632 TL, 4 grup eğitimi için de 177 TL toplamda 809 TL ödüyor. Grup eğitimi herkes almıyor. Okullar, kişi başına devletten ortalama 685 TL alıyor”

“Öğretmenler asgari ücret ya da yüzde 20 üzerinde 2 bin 500 TL maaşla çalışıyor. Maaşları, bize göre de çok düşük. Devlet, çocuk başına ödediği ücreti çok düşürdü. İlk açıldığımızda her çocuk için asgari ücret ödeniyordu. Şimdi asgari ücretin 1/3’i ödeniyor. Öğretmen de, biz de çok zor durumdayız. Devlet, öğretmenlere norm kadro verip maaşlarını ödese, kurumlara da öğrenci başına
daha az para öder.” 


Faruk Sevindi


Özel rehabilitasyon merkezlerindeki öğretmenler şöyle konuştu...

“TEMiZLiKÇiYLE MAAŞIM AYNI”


Diyarbakır-B.T.K: “Sınıf öğretmeniyim. Atanamadım, açıkta kaldım. Şoför, hizmetli, aşçı, temizlik personeli hepimiz asgari ücret alıyoruz. Mesleki itibarımı da, geleceğe olan inancımı da kaybettim. Öğrencilere de, bu psikolojiyle faydam olmuyor.”

“KÖLE iSAURA GiBi HiSSEDiYORUM”


İstanbul-A.S: “Haftada 6 gün ve 40 saat çalışıyoruz. İşçi sigortam var. Öğretmen kimliğim yok. Kendimi öğretmen gibi değil, Kökler dizisindeki Köle İsaura gibi hissediyorum.”

“ANNEM ÖĞRETMEN OLDUĞUMA iNANMIYOR”


Ankara-T.B: “Eğitim fakültesi mezunuyum. Galiba bir tek bu merkezlerde, yeni mezunlar tercih ediliyor. Sonra da 3 kuruşa köle yapılıyor. Devlet, bizi unuttu. Maaşım, asgari ücret, pasom bile yok. Annem bile öğretmen olduğuma inanmıyor.”

“OKULDA iŞÇi, MAHKEMEDE ÖĞRETMEN”


TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda bu hafta gündeme alınacak  rapordan bazı başlıklar şöyle:

- Özel dershanelerdeki 6 yıl çalışan 5 bin kişi ve 540 prim günü olan ücretli öğretmenlere verilen kadro, rehabilitasyon öğretmenlerine de verilsin.

- Rehabilitasyon merkezlerinde,  ‘öğretmen’ olarak  görev yapıp, ‘işçi’ statüsünde çalıştırılıyorlar.

- Çalışırken, kadroları işçi ama sorumluluk, ödül ve ceza da 657 sayılı Devlet Memurları  Kanunu’na tabi tutuluyorlar. Suç işlediklerinde ise ağır cezada, ‘öğretmen’ olarak yargılanacaklar.