İSMAİL AKDUMAN-CAN MUMAY

Dünya şu sıralar Çernobil nükleer faciasını anlatan Çernobil dizisine kilitlenmiş durumda. Başrollerini Jared Harris, Emily Watson ve Stellan Skarsgard'ın paylaştığı dizinin ilk sezonu 5 bölüm olarak planlandı. Dizinin ilk dört bölümü yayınlandı. Peki ya Çernobil'de ne olmuştu? Türkiye bu faciadan ne kadar etkilendi? Canlı yayında hangi bakan çay içerek radyasyona meydan okudu... Sozcu.com.tr 33. yılında Karadeniz'de faciayı yaşayan vatandaşlarla konuştu.



Ukrayna'da 26 Nisan 1986 günü gerçekleşen Çernobil nükleer sızıntısının üzerinden 33 yıl geçti. Ancak, etkileri halen sürüyor. Çernobil'den en çok etkilenen bölgelerden olan Karadeniz'de insanlar, o dönem de devletin faciayla ilgili gerçekleri sakladığını düşünüyor.



Çernobil deyince da akıllarına 33 yaşında hayatını kanserden kaybeden sanatçı Kazım Koyuncu geliyor. Bir de ekranlara çıkıp çayda radyasyon yok diyerek çay içen dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral. O dönemi bugün gibi hatırlayan çay üreticisi Ali Akyüz gökten çamur yağdığını ve çayları gömdüklerini, fındık ürecisi Dursun Ayvaz ürünleri satamadığını dile getirdi. Trabzon Ortahisar Ziraat Odası Başkanı Mustafa Bekar, "Halkı kandırdılar. Ama yıllar sonra etkileri ortaya çıktı. Hala daha devam ediyor" diye konuştu.

Çernobil faciasından sonra Ukrayna'nın Pripyat bölgesi tahliye edildi. Geriye hayalet apartmanlar kaldı. Fotoğraf: Shutterstock


Patlama anında santralde bulunan 30'un üzerinde kişi yaşamını yitirirken, 5 milyona yakın kişi de yüksek radyasyona maruz kaldı. Uluslararası Doktorlar Örgütü ve Radyasyondan Korunma Birliği'ne göre, Çernobil'den 600 milyondan fazla insan etkilendi. Türkiye de Çernobil faciasından en fazla etkilenen ülkeler arasında yer aldı. Patlamadan sonra Karadeniz Bölgesinde doğal yaşam tamamen değişmekle birlikte, radyasyondan kaynaklı hastalıkların oranı da arttı.

Çernobil'den yıllar sonra bile alandaki yüksek radyasyon dikkat çekiyor. Fotoğraf: Shutterstock

BİR ÇOK ÜLKE ÖNLEM ALDI.TÜRKİYE'DE BAKAN TV'DE ÇAY İÇTİ


Çernobil’den binlerce kilometre uzakta bulunan ülkeler dahi radyasyonun yıkıcı etkilerini tarım ve hayvancılık noktasında inceleyip önlemler aldı. Türkiye’de ise kazadan sonra radyasyon bulutları Trakya ve Karadeniz'de gökyüzünü kapladı. Ardından yağmurlar yağdı. 1987’de kanser görülme oranı gözle görülür bir şekilde yükseldi. Çay, fındık gibi tarım ürünleriyle birlikte deniz ürünleri ve dereler radyoaktif kirliliğe maruz kaldı. Kaza sonra toplanan çay ve fındığın büyük bir kısmı tüketildi. Bir kısmıda toprağa gömüldü.

Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral. Fotoğraf: Depo Photos


Dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı olan ve 2011 yılında hayatını kaybeden Cahit Aral televizyonlara çıkarak "İçiniz rahat olsun" diyerek çay içti. Bu dönemde yapılan toplumsal mücadelenin önde gelen ismi Kazım Koyuncu, 33 yaşında kanserden hayatını kaybetti.


HALKI KANDIRDILAR


Samsun'da yaşayan o dönem fındık üreticisi olan 73 yaşındaki Dursun Ayvaz, Çernobil'in zararlarının sonradan ortaya çıktığını dile getirerek, "Gerçekleri hiç bir zaman açıklamadılar. Bakan çay içince halkın bir çoğu güvendi. Yurt dışına fındık satamayınca radyasyonlu ürünleri bütün Türkiye tüketti. Yani halkı kandırdılar. Yıllarca radyasyonlu çay içip fındık balık yedik. Kanser hastası sayısı arttı. Sigara ve alkol hiç kullanmadım. Şimdi ben de kanserim. 2 kardeşimi kanserden kaybettim. Çernobil'den sonra her şey değişti" diye konuştu.

ÇAYLARI GÖMDÜLER


Trabzonlu çay üreticisi 65 yaşındaki Ali Akyüz, Çernobil denince aklına kanserden hayatını kaybeden sanatçı Kazım Koyuncu'nun ve televizyonda çay içen bakanın geldiğini söyleyerek, "Patlamdan sonra radyasyonlu bulutların ülkemize gelmemesi için dua ettiğimi hatırlıyorum. Ama kısa süre sonra yağmurlar çamur yağdı. Bakanın televizyonda çay içerek halkı kandırdığı da kısa zaman sonra ortaya çıktı. Çaylar toprağa gömüldü. Unutmak kolay değil bunları. O günden sonra Karadeniz'in iklimi ve doğası tamamen değişti. Nezle olur gibi kanser oluyor insanlar" dedi.


JAPONYAYI BİLİYORDUK O YÜZDEN ÇOK KORKTUK


Trabzon Ortahisar Ziraat Odası Başkanı ve aynı zamanda fındık üreticisi olan 64 yaşındaki Mustafa Bekar, Japonya'ya atılan atom bombalarını etkilerini bildikleri için Çernobil'deki patlamadan yöre halkının çok korktuğunu açıkladı. Çernobil'in Japonya'ya atılan atom bombasıyla aynı olduğunu dile getiren Başkan Bekar, "Korku ve endişeyi yıllarca yaşadık. O zaman ki bakanlar çıkıp çay içtiler. Hiç bir şey yok dediler. Hepsi göstermelikti. Bu olaydan sonra tabiatın dengesi değişti. Yetişen sebze ve meyvveler değişti. Fıdık bozuldu. Kimse fındık ve çay almak istemedi. İnsanlar fındık yemeye çay içmeye korktu. Uzun zaman çay içmedim. Fındık yemedim. Toprağın dengesi bozuldu. Sebze ve meyvelerin şekilleri bozuldu. İnsanlarda hastalıklar arttı. Her şeyin normale dönmesi için çok zaman geçmesi lazım" diye konuştu.

'FINDIĞIMIZ KENDİNİ İSPATLAMIŞTIR'


Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan ise Çernobil döneminde fındık üretiminden ticaretin hiçbir şekilde zarar görmediğini söyledi. Karan, "Çernobil felaketinin yaşandığı yıllar da dahil, felaketten kaynaklı üretimde bir kalite kaybı ve ihracatta bir düşüş yaşanmamıştır. Dünyaca ünlü Giresun fındığı sağlıklı ve güvenilirdir. Türkiye için son derece önemli bir ihracat ürünü olan fındık, ihracat aşamasında birçok analizden geçerek ihraç edilmektedir. Tüm dünya dün olduğu gibi bugünde Türk fındığını rahatlıkla tüketmektedir" diyor.

'ÇAYKUR'UN ÇAYLARINA YAZIK ETTİLER'


Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç o dönem birçok tarım ürünün tüketildiğini fakat sadece ÇAYKUR'un çaylarının toplatıldığını söyledi. Paliç, "Bana göre çok haksız etkiledi. Ben o zaman yetkililere sordum. Bu gelen bulutlar sadece çayın üzerine mi yağdı? Haksız yere ÇAYKUR'un çayları talan edildi. Fasulyenin, mısırın hepsi yendi. Aynı tarlada yetişen çaylardan özel sektöre verdik. ÇAYKUR'un çaylarını imha ettik. Ben o zamanki yetkililere sordum. "Bu bize ne kadar etki eder?" dedim. Bu florasanın 10'da 1'i kadar dediler. O zaman sorup da aldığım bilgiler bunlar. Çay üzerine oyun oynandı gibi geliyor bana. Çünkü mısırcı mısırını, fasulyeci fasulyesini, lahanacı lahanasını sattı. Onlara bir şey olmadı. Sadece ÇAYKUR'un çayları gitti. Yazık ettiler" dedi.