-Alp Bey kendinizden kısaca bahseder misiniz?
1993 yılında İstanbul Üniversitesi'nin İngilizce işletme bölümünden mezun oldum. Daha sonra hızlıca Koçtaş'a girdim. Bu benim Koçtaş'daki 25. yılım. Koçtaş'ta çalışırken hukuk fakültesini dışarıdan okuyarak 2003 yılında bitirdim. Bu kariyer yolculuğunu yaparken de özellikle ulaşılabilir birisiyim. Zaten mağazalardan geliyorum. Mağaza yöneticiliği yaptım. Mağazalarda çalıştım. Merkez'de önemli roller aldıktan sonra 2008 yılında genel müdürlük rolüne geçtim. O ulaşılabilirliğimi hiç kaybetmedim. Yaptığımız iş zaten bunu gerektirir. Hem müşterimizle hem çalışma arkadaşımızla iç içe olmamızı gerektirir.
'KOÇTAŞ AÇISINDAN GÜZEL GELİŞMELERİN OLDUĞU BİR YIL OLDU'
-Koçtaş A.Ş olarak 2019 yılı beklentilerinizi karşıladı mı?
2019 yılını ben iki bölümde görüyorum. Ticari beklentilerimizin altında bir yıl. Zor bir yıl geçiriyoruz bu çok açık. Bütün perakende sektörü için kolay bir yıl olmadı. Diğer sektörlerde de aynısını söyleyebiliriz. Ama Koçtaş açısından çok güzel gelişmelerin olduğu bir yıl oldu. Koçtaş dijitalleşme yolculuğunu çok ileriye taşıdı. Çoklu kanal perakendeciliğini tam anlamıyla yapıyor. Koçtaş Fix'lerin sayıları gün geçtikçe artıyor. Sene başında 17 ile başladığımız mağaza sayısında 43'ü geçmiş durumdayız. Yıl sonunu 60'a yakın bir mağaza sayısıyla, toplamda ise 100 mağaza sayısı ile bitireceğiz.
'USTABİLİR UYGULAMAMIZ HALK NEZDİNDE ÇOK SEVİLDİ'
Usta işbirliklerimiz çok hızlı bir şekilde gidiyor. Ustabilir uygulamamız hem halk nezdinde hem ustalar nezdinde çok sevildi. Usta programımızda şu anda 40 bin ustamız var. Bunların 10 bin tanesi bu programlara akredite ve üstüne üstlük halk eğitim ve Milli Eğitim Bakanlığı ile ortak sertifika kazandırıyoruz. Müşterilerimiz ustalarımızla iş yaptıktan sonra onlara yıldızlar vererek onları puanlıyorlar. Böylece diğer müşterilerimiz de ustalarımızdan iş alırken puanına göre sertifikasına göre yaptığı işe göre tercihler yapabiliyorlar. O bakımdan o alandaki işbirlikleri de çok önemliydi. 2019 bu şekilde çok önemli gelişmelerin olduğu bir yıldı.
Sozcu.com.tr Ekonomi Editörü Derin Gökçe- Koçtaş Genel Müdürü Alp Önder Özpamukçu-Konut sektörünün daralması sizin sektörünü nasıl etkiledi?
Yeni konutlar tam anlamıyla bizim alanımız olmuyor. Bizim bir ticari müşteri kitlemiz var orasıyla ilgili. Orada bir daralma olduğunu görüyoruz. perakende tarafta bizi o kadar çok etkilemiyor. Çünkü biz ev yenileme tarafındayız. Ev ile ilgili diğer ihtiyaçlar tarafındayız. Sıfırdan olan inşaatlar kısmı biraz ticari olan tarafımızla ilgili... Orada bir daralma görüyoruz. Bu dönemde Koçtaş aslında hem müşteriler için hemde tedarikçiler için güvenli liman oldu. Bu bakımdan inşaat sektöründeki bu büyük daralma ticari tarafta daha az yansıdı diyebilirim.
- Enflasyonun yukarı yönlü hareket ettiği dönemlerde bu durumu ürünlerinize yansıttığınız mı? O süreci kısaca anlatır mısınız?
Tüm perakendeciler karlılıklarından fedakarlık yaptılar. Çünkü gerçekten müşterilerimiz çok daha uygun fiyatlı ürünler arayışında. Bu dönemin getirdiği bir şey... Herkes gibi biz de karlılıktan feragat etme durumunda kaldık. Zaten modern perakendenin birinci işlevi enflasyonu yok etmek azaltmak. Çünkü biz ne kadar çok ürün satabilirsek o kadar büyüyebiliriz ve o kadar da uygun fiyatı müşterilerimize sunabiliriz. O bakımdan müşteriye yüksek fiyat sunan bir perakendecinin yaşamak gibi bir şansı olamaz. En iyi fiyatı biz sunmak durumundayız. Enflasyonla mücadelede modern perakendenin çok büyük katkısı oldu.
-Karlılık oranınızı geçen yıllar ile karşılaştırdığınızda nasıl bir tablo var?
Bir parça kayıp var ama bunlar yıl sonunda çıkan değerler. Şu an gördüğümüz geçen yılki karlılıkları yakalamak biraz zor olacak hepimiz için. O bakımdan yıl sonu değerlerimizi göreceğiz. Önümüzdeki çeyrek önemli bir çeyrek. Yukarıya doğru bir trendi görmeyi beklediğimiz bir çeyrek. Onun da mutlaka olumlu bir etkisi olacaktır.
-İş hayatındaki yoğun stresi atmak adına neler yapıyorsunuz?
Öncelikle arkadaşlıklar benim için çok önemli. Dostlarımızla geçirdiğimiz vakit benim için çok önemli. Bunun yanı sıra film ve kitap konusunda da bir parça iddialıyım. Güzel filmleri mutlaka kaçırmam. Kitapları mutlaka yoğun bir şekilde okurum. Hem şirket hem federasyon başkanlığı rolüm olduğu için orada kalan zamanı çocuklarım, arkadaşlarım , filmler ve kitaplar gibi böyle özetleyebilirim. Özellikle de çocuklarımda nitelikli, kaliteli vakit geçirmeye çalışıyorum.
-Türkiye ekonomisindeki daralmayı hem şirket olarak hem Kategori Mağazacıları Derneği üyesi olarak nasıl yorumluyorsunuz?
Ben öncelikle bu zamana kadar ki daralmada beklentimizin bir parça ötesinde daha iyi bir sonuç olarak görüyorum. Beklenti biraz daha kötümserdir. Modern perakende de Türkiye'nin büyümesi yanında 2 katı bir büyümeyi gözlemliyoruz. Bu da olması gereken bir şey. Sektörde bu daralmanın da şimdi son çeyreğe girdiğimizde artışa geçmesiyle beraber. Belki ufak bir küçülme veya belki ufak bir büyüme imkanı bile çıkabilir. Şimdi rakam vermek çok güç ama pozitife doğru gideceğini ifade edebilirim. Yeter ki yeniden büyük bir meseleyle karşı karşıya kalınmasın.
