İzmir Ticaret Odası’nın “Girişimciliğim Başkenti İzmir” vizyonu kapsamında gerçekleşen Girişimcilik Zirvesi’nde konuşmacılardan biri de Ayşegül İldeniz idi. İzmirli olan İldeniz, sadece Türkiye’de değil, dünyada da “ilham veren bir kadın”. Her zaman yaratıcı işlerin peşinde olmuş farklı bir ruh...

Daha önce defalarca röportaj yaptığım ve özelikle bir kadın olarak yakın takip ettiğim İldeniz ile kuliste buluşabildim. İldeniz, “herkesin aynı şeyleri düşünüp, aynı şeyleri yaptığı kurumlar teker teker yok olacak” diyor.

ÖZDEŞ OLMALI


İZTO’nun İzmir Girişimcilik Zirvesi için buradasınız... Başkan Mahmut Özgener’in vizyonu ile İzmir girişimciliğin başkenti olabilir mi?

Öncelikle bir İzmirli olarak çok seyrek gelebiliyorum, onun için çok mutluyum. İZTO’nun bu projesine şapka çıkartıyorum, bravo, tebrik ediyorum. Girişimcilik ve inovasyonu odağa almak ve bunu şehrimizle özdeş bir özellik olarak ortaya koymak en önemli adım. Vizyonu çizdikten sonra zaten gerisi gelir. Bakın size bir anımı anlatmak isterim: 2011 yılında David Cameron Başbakan olduğunda Intel’i ve Avrupa Yönetim Kurulu’nu Londra’ya acil bir toplantıya çağırdı. Bize dedi ki “Olimpiyatlar kapsamında Londra’yı dijital bir akıllı şehir haline getirmek istiyorum, burası bir merkez, bir üs olsun... Bunun için gelin, ne gerekiyorsa yapın.”

Gerçekten de hem destekledi, hem de ciddi bir ekonomik paket çıkarttı bu vizyonla. Ve biz de mekanlarımızı Londra’ya taşıdık, orada önemli projeler hayata geçirdik. O dönem Londra hakikaten parlak bir dönem yaşadı.

Peki, Türkiye ve İzmir benzer bir süreci başarabilir mi?

Buna odaklanırsa elbette... Yıllar önce ben Türkiye’de yaşarken, özellikle inovasyon konusunda çok aktif bir biçimde TÜSİAD’da çalıştım. Orada Türkiye’nin bir kümelenme haritasını yaptırdık, ülkenin iş dünyası nelere odaklanmış, bunu görmek için. Türkiye’nin görüntüsü şu; bir sürü dağınık nokta var, anlamlı bir küme yok. Yani biz ulus olarak küçücük küçücük diyelim 20 alanda aktifiz ve başarılı olmaya çalışıyoruz. Enerjimiz, zamanımız, insan kaynağımız dağınık bir tabloda harcanıyor. Oysa eğer kafaya koyarsak, ülkemiz için çok açık bir fırsat, bir olanak var, o da yazılım konusu.

Bu hep söyleniyor, karşılığı var diyorsunuz.

Hem de nasıl var! Bakın teknolojide dünyanın en büyük şirketlerinin yönetim kurulu üyesiyim. Doğu Avrupa’da, Amerika’da, dünyanın neresi aklınıza gelirse Çinliler de dahil olmak üzere çılgınlar gibi yazılımcı arıyorlar. Ve biz ne yazık ki pırıl pırıl gençlerimizi sürekli yurt dışına kaybediyoruz. Bu konuda acil aksiyon alınması gerekir. Ve İzmir ümit veren bir başlangıç olabilir.

NE YAPMAK İSTEDİĞİNİZİ BİLMELİSİNİZ


“Hayat çok kısa” diyen Ayşegül İldeniz, 3 önemli konuya dikkat çekti:

“Patronunuzdan mı memnun değilsiniz, departmanınızı değiştirin, işinizden mi memnun değilsiniz derhal harekete geçin. Beyninizin farklı kaslarını çalıştıracağınız bir işiniz yoksa, 3-4 yıl sonra bambaşka bir işe geçin. Ama sadece ‘sıkıldım’la olmaz! 3 şeyin bir araya gelmesi gerek: İlki ne yapmak istediğinizi bilmelisiniz. Unutmayın, dünyada ne yapmak istediğini bilen çok fazla insan yok. İkincisi, nede iyi olduğunuzu bilmeniz gerek. Ve üçüncüsü şirketinizin ihtiyacını bulup onu çözebilmeniz gerek.

İnsan sevdiği şeyi, en iyi becerebildiği şekilde yapıyorsa acayip yaratıcı ve girişimci olur zaten.”

ŞİRKETLERİN ORTALAMA 13 YILA İNDİ


Dünyada büyük ve hızlı bir dönüşüm yaşandığını ifade eden Ayşegül İldeniz, şu ifadeleri kullandı:

Hepimizin şunu bilmesi lazım, uzakta bir göktaşı bize doğru, yani kurumumuza, şirketimize doğru geliyor. Eskiden 60 yıl yaşayan şirketlerin ortalama ömrü 13 seneye indi.

Yeni bir dünya kuruluyor, bu bağlamda sadece değişebilen şirketler var olacak, diğerleri tarihe gömülecek. Yıllardır dünyanın en özel beyinlerinin ve yeteneklerinin buluştuğu Silikon Vadisi’ndeyim.

Herkes soruyor, nesi özel Silikon Vadisi’nin? 3 şeyi çok özel, birincisi çok para var.

Silikon Vadisi’ndeki bütün şirketlerin toplam ekonomik değeri 3 trilyon dolar! İkincisi çok yetenekli insanlar; dünyanın aklınıza gelen her köşesinden en yetenekli kişiler bunlar.

Ama üçüncüsü, en önemlisi, bu insanlar duvarları geçen, özgür ruhlu insanlar.

Silikon Vadisi 68 kuşağının özgürlük rüzgarlarının estiği bir yer aslında.

İlk mikroişlemcilerin, Microsoft ve Intel’in de kurulduğu yıllar çünkü o yıllar; 68’ler.

68 RÜZGARI ESİYOR


Tam olarak da orada başlamış her şey, Bay Area’da. Çünkü o coğrafya Amerika’nın da en aydın yeri...

En liberal, en ilerici, birbirlerinin hayat biçimlerini kucaklayan, çok farklı insanları çok kolay biçimde sindirebilen bir kültüre sahip bir yer...

Ve bu bir tesadüf değil.

Bu nedenle dünyanın her yerinden insanlar, kalıplara sokulmadan oraya düşlerini gerçekleştirmeye gidiyor.

Son olarak gençlere şunu söylemek isterim; yaşam boyu aynı işi yapmayın.

AYŞEGÜL İLDENİZ KİMDİR?


Dünyanın “En Yaratıcı 100 İş İnsanı’ndan biri... 1969 İzmir doğumlu. Boğaziçi Ünivesitesi’nde İşletme okuduktan sonra yüksek lisans için Amerika’ya gitti.

1998 yılında Akdeniz, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nden Sorumlu Pazarlama Müdürü olarak katıldığı Intel’de 2001-2004 yılları arasında Intel Türkiye Genel Müdürlüğü görevini yürüttü.

2004 yılında, Intel’in 67 ülkeyi kapsayan Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nin başkanlığına getirildi. 2013 yılında ise Intel Yeni Teknolojiler Bölümü’nün Dünya Başkan Yardımcısı oldu.

2010 yılında “Eisenhower Fellow”; Dünya Gazetesi tarafından 2004 yılında Yılın Bilişim Kadını ve 2006 yılında Yılın Kadın Yöneticisi seçilen Ayşegül İldeniz, 2015 yılı Mayıs ayında Amerika’nın ünlü ekonomi dergilerinden Fast Company’nin “Dünyanın En Yaratıcı 100 İnsanı” listesine girdi.

Zorlu Holding ve Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Üyesi olan Ayşegül İldeniz yaşamını halen Amerika’da sürdürmektedir.