Anayasa Mahkemesi, Erdoğan'ın 'ucube' diye nitelendirmesinin ardından 2011'de yıkılan 'İnsanlık Anıtı'nın heykeltıraşı Mehmet Aksoy'u haklı buldu ve 20 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. İnsanlık Anıtı, Mehmet Aksoy’un iktidarın rahatsız olduğu tek eseri değildi. Sanatçının, 2011 yılında 100. Yılını kutlayan Hava Kuvvetleri Komutanlığı için yaptığı 100. Yıl Anıtı’nın açılışı tam 8 yıldır bir türlü gerçekleştirilmedi.

İstanbul Atatürk Havalimanı apronunda, Askeri Liman’la, Havacılık Müzesi’nin ortasında konumlanan 100. Yıl Anıtı, 2011 yılında Balyoz soruşturmasının yarattığı kaos ortamında açılmamıştı.

Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasının ardından diğer binalarla birlikte yıkılıp yıkılmayacağı merakla beklenen anıt bir tek gün bile halkın ziyaretine açılmadı.



Dünyanın en geniş alana yayılan anıtlarından biri olarak gösterilen anıtın ne olacağı bilinmiyor. Sanatçı Mehmet Aksoy SÖZCÜ’nün sorularını yanıtladı:

“YAPTIĞIM ANITI GÖREBİLMEK İÇİN İZİN BEKLİYORUM”

100. Yıl Anıtı ne durumda, son dönemde gördünüz mü, ziyarete açılacak mı, yıkılacak mı?

Hiç bir bilgi yok. Benimle ilgili bir belgesel hazırlanıyor. İzin istedik. Ankara’ya yönlendirdiler. Kendi anıtımızın fotoğrafını çekmek için, Türk Hava Kuvvetleri’nden müsade bekliyoruz.

Yani şu an halka kapalı?

Bilemiyorum. Tuhaf bir şey. Hiçbir şekilde bilemiyoruz. Hiçbir açılış yapılmadı. Millet Bahçesi içine alınabilir aslında. Güzel bir yer olabilir. Etrafı zaten yeşillik, tepemsi bir noktada. Altı boş ve 1000 metrekareye yakın geniş bir alan var. Müze haline getirilebilir.

Dünyanın en geniş alana yayılan anıtı olduğu söyleniyor, doğru mu?

Evet doğru. 76 metre genişliğinde, 27 metre yüksekliğinde. En azından bir 40 metre derinliğinde…

“SANAT KAALE ALINMIYOR”

İnsanlık Anıtı yıkıldı. Bu anıtın açılışı bile yapılmadı, ne hissediyorsunuz?

Ne hissedeyim… Sanata ve sanatçıya verilen değere, sanat adına yapılan şeylere ve sanatçı diye takdim edilen kişilere bakıyorum, nasıl bir kavram kargaşası içinde olduğumuzu görüyorum. Kültürü yönetmek durumunda olan bir Hükümet var ortada. Kültür Bakanlığımız var, kültürden sorumlu insanlar var… Sanat heykel. hiç bir şekilde dikkate alınmıyor. Her şey politikleştirilmiş…

“UÇMA FİKRİNİ YÜCELTEN, MİLİTER OLMAYAN BİR ANIT”

Düşünebiliyor musunuz havacılığı ve uçmayı özendiren, uçmayı zevklendiren, insana uçma  fikrini yücelten bir anıt o. Militer bir anıt da değil aslında. Hezarfen’in hasretini çektiği, hayatını risk etttiği uçma fikri, uçma fikrinin önemi... İnsan nasıl bu noktaya geldi, nasıl aya gitti, nasıl Mars’a gidiyoruz tüm bunları yorumlamaya çalıştım. Bütün bunların başlangıcı olarak bir anıt düşünmüştüm. İçeriğinde bu var aslında. Fakat bunu anlayacak hiç kimse yok.

“BÜYÜK TUTUKLAMALAR OLDU”

Açılışı 2011 yılında yapılacaktı. O yıl Türk Hava Kuvvetleri’nin 100’üncü yıldönümüydü. Düşünebiliyor musunuz, o bile kutlanmadı doğru dürüst. Bir gün Ankara’da Etimesgut’ta bir tören yapıldı. Heykelin açılışıyla birlikte çok büyük bir program vardı. Moda gösterileri, müze etkinlikleri, konserler vs. Bir aya yayılmış aksiyonlar vardı. Hepsi iptal edildi. Çünkü büyük tutuklamalar oldu, büyük bir darbe oldu. Ergenekon, Balyoz davaları oldu. Hava Kuvvetleri'ndeki komutanlar birer birer tutuklandı. Yani orgenerallerden tutun da albaylara kadar Hava Kuvvetleri’nde kadro bırakılmadı. FETÖ’cüler zaten askeriyeyi aşağılamak için her şeyi yaptı. Nasıl AKP Hükümeti, 12 Eylül’ün kötü kanunlarından, anayasasından, bir takım şeylerinden istifade ettiyse, halen de ediyorsa; bugün deFETÖ’cülerin bütün kötülüklerinden faydalanıyor gibi geliyor bana.



“SANATÇIYA PALAVRADAN İTİBAR GÖSTERİLİYOR”

Sanata kültüre, sanatçıya bir değer verilmiyor. Önemli değil. İşte, sanatçılar arada bir saraya davet ediliyor. Sözde itibar gösteriliyor. Ama bunların hepsi palavradan, şekilsel. Tanıyormuşuz gibi yapıyorlar ama cidden hiçbir şeyin tanındığı yok.

“O GÜN GELECEK, O ZAMAN AÇILIŞ DA YAPILACAK”

Bir umut, bir çözüm görüyor musunuz?

Bir çözüm görüyorum. İstanbul’da bir yönetim değişti. Bir bakıyorsunuz Cumhuriyet Bayramı kutlanmaya başladı. Nasıl bir coşku... İnsanlar hasret kalmış. İnanılmaz bir coşku. İnsanlar sokağa döküldü. Bu bir hasretin ifadesiydi benim için. Yani bir şeyin, reddedilen bir şeyin tekrardan kabul görmesi. Böyle günler gelecek diye bekliyorum. O zaman açılışı yapılır diye düşünüyorum. Bu zulüm de son bulur. Bu  sanata yapılan bir baskı, bu görünmez bir baskı.

“SADECE HÜKÜMETE BAĞLAMAYIN”

Bunun şimdi duyulsa anında gündem olması lazım. Ama hiç öyle bir duyarlılık yok. Yalnız Hükümete bağlamayın. Şu andaki medyada da böyle bir duyarlılık yok. Hiçbir zaman yok.

Onun için bir takım şeylerin, anlayışların, kültüre.sanata bakışın değişmesi gerekiyor. Bunun da tabi ekonomik bir temeli var.  Altyapı duman edilmiş durumda... İlkokula kadar resim dersleri yukarıdan tamimlerle yönetiliyor. Şöyle yaptıracaksınız, bunları yaptıracaksınız diyorlar.

Düşünebiliyor musunuz, devlet galerileri kaldırıldı. Senede bir açılan devlet resim heykel sergisi vardı. Çok itibarlı bir sergiydi. Açılışına Başbakan, kültür bakanı vs gelirdi. İnsanlara ödüller verilirdi. Sanatçılara saygı gösterilirdi. Bu en büyük devlet ödülüydü. Kaldırıldı. Ne zaman, AKP zamanında.

“HEYKEL AŞKIYLA ÜRETMEYE DEVAM EDİYORUM”

Bgünlerde neler yapıyorsunuz, bütün bunlara rağmen üretmeye devam mı?

Tabi ki… Bana bakmayın siz. Ben akıllı bir adam değilimdir. Hastaneye bile soksalar, heykel yaparım ben. Umutsuz vakayım. Heykel aşkıyla devam ediyorum.

İzmir’de büyük bir sergi hazırlıyorum. Homeros ve İlyada destanını yeniden anlatıyorum ve Kurtuluş Savaşı’na bağlıyorum. Öyle bir delilik. (Gülüyor)

Bu dünyada ilk, heykel asamblesi olacak. Bir sürü episode’lardan oluşan. Bir heykel asamble. Bu dünyada da ilk defa yapılacak bir şey. Bir destanı heykelle anlatacağım. Koca bir destanı. Sonra aynı sergiyi Çanakkale’de de açmayı düşünüyorum.

SIRADA İZMİR’E HOMEROS VE İLYADA HEYKELİ VAR

Aslında, İzmir’e hem Homeros’a hem İlyada’ya sahip çıkmak adına heykelini yapmak istiyorum. Bu çok önemli. Biz hep “Homeros İzmirli” denince, “Ooo... Olsun ne olacak” falan diyorlar… Kimse farkında değil; İlyada bütün dünyada liselerde okutulur. İlyada deyince herkes bilir. Bizde kimsenin haberi yoktur. Böyle enteresan bir şey... Bizden kokan, yani bizim topraklarımıza ait bir destanı bilmiyoruz. Böyle bir açığımız var.

3 ay içinde biter. Bir senedir falan çalışıyorum. Desenleri çattım, heykellerine başladım. Küçük ebatta bir maket yaptım. onu şimdi daha da büyütüyorum. Sergilenebilecek, yanında gezilebilecek bir duruma getiriyorum. Bunun bire biri 100-120 metrelik  bir alan yayılıyor. 120 metrelik bir alanda hikayeyi anlatmış oluyoruz. Ayrıca terörle ilgili bir anıt yapıyorum. Ankara Garı önündeki, Sivas’taki olaylar... Kızılay’daki terör olayları, Reyhanlı vs. tümüyle ilgili... Epeydir başladım, yakında biter.

İNSANLIK ANITI'NI YENİDEN YAPMAK, TÜRKİYE'NİN TALİBAN OLMADIĞINI DÜNYAYA GÖSTERİR

İnsanlık Anıtı, Anayasa Mahkemesi'nin kararından sonra ne olacak?
İnsanlık Anıtı'nı yeniden yapmak istiyorum. Anıtın kalan parçalarını birleştirmek ve üzerindeki o müdahalenin, yıkımın, saldırının izlerini de taşısın istiyorum. Yine Kars'a yapmak istiyorum. Önce belediye başkanıyla görüşmek lazım. Sonra Milli Emlak'ın müsade etmesi lazım. Bu nedenle Hükümet'in rıza göstermesi gerekiyor. İnsanlık Anıtı'nı yeniden yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü yıkıldığında bütün dünyada haber oldu. Türkiye çok zarar gördü. Yeniden yapıldığında Türkiye bunu pozitife çevirebilir, imajı düzelir. Türkiye bir Taliban değildir. Şu anda teröre karşı mücadele veriyoruz ve barışı da istiyoruz. Çok inandırıcı olur aslında.