16 Temmuz gününü, İzmir Ticaret Odası’nın (İZTO) ilkini düzenlediği “Girişimcilik Zirvesi”ni izlemek için İzmir’de geçirdim. Zirve, girişimciliğin, inovasyonun ve müziğin dünyaca ünlü dehalarına ev sahipliği yaptı. Eczacıbaşı ve Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ayşegül İldeniz teknolojide dünya devi Intel’deki hikayesini, Samumed Kurucu ve CEO’su Osman Kibar ise biyo teknolojide çığır açacak buluşlarını anlattılar. Fazıl Say’ın da konser verdiği zirve öncesi İZTO Başkanı Mahmut Özgener ile konuştum. Özgener İzmir’i “girişimciliğin ve inovasyonun başkenti” yapmakta kararlı. “Başka çaremiz de yok” diyor Özgener, “bildiğimiz iş dünyasının sonuna geldik...”

“HERKESİ KUCAKLADIK”

- Meclis Üyesi bile değilken nasıl karar verdiniz İzmir Ticaret Odası Başkanlığı’na aday olmaya?

Ekim 2017’de karar verdim. Benden önceki Başkan tam 26 yıldır bu görevdeydi. Aslında bir günlük geçmişim yoktur Ticaret Odası’nda, haklısınız o açıdan. Ama çok büyük oy farkı ile kazandım, çünkü hiçbir zaman “ben” demedim, hep “biz” dedim, seçildikten sonra da değişmedim. Bizi farklı kılan “birleştirici ve her kesimi kucaklayıcı” yaklaşımımızdır. Meclis üyelerimizi kucakladık, komite üyelerimizi kucakladık. İzmir’deki STK’ları, İzmir’i kucakladık. İnanın sadece hizmet için buradayım. Bu tür görevlerin de dönemsel yapılması gerektiğine inanırım.

- İZTO başkanlığınızın ilk aylarında bir de İzmir Büyükşehir için adaylık teklifi aldınız. Sadece AK Parti değil, farklı partiler de gelmiştir size...

Hayır, inanın sadece AK Parti, daha doğrusu Sayın Cumhurbaşkanı. Fakat benim işim siyaset değil, o nedenle kabul etmedim. Sayın Cumhurbaşkanı da hiç gönül koymadı sağolsun...

- İzmir’de ilkini düzenlediğiniz Girişimcilik Haftası için buluştuk. Heyecanla izledim. Fikir nereden çıktı?

Ülkemizin geleceğinde girişimcilik ve inovasyonun çok önemli bir rolü var, Türkiye’nin katma değeri yüksek ürün üretmesi lazım. Geçen Ağustos ayından bu yana bu konu için konuşuyoruz, düşünüyoruz, yerinde inceliyoruz. İzmir’i “Girişimciliğin ve İnovasyonun Başkenti” olarak konumladığımızda, büyük bir ekonomik değişim yaşanacağını düşünüyoruz.

İzmir projelerini Özlem Gürses’e anlatan Mahmut Özgener, 1963’te İzmir’de doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde pazarlama eğitimi aldı. Geçen yıl İzmir Ticaret Odası Başkanlığı’na seçildi. Evli ve 2 çocuk babası...


“SAMUMED’İ KUZENİM KURDU”

- Zirveye ikisi de İzmirli olan dünyanın da takdirle izlediği iki büyük ismi çağırmışsınız; Intel’in Teknoloji Dünya Başkanı Ayşegül İldeniz ve Samumed’in kurucusu Osman Kibar.

Doğrusu bir “Girişimcilik Zirvesi” yapma fikri biraz da Osman Kibar’ı aramamla ortaya çıktı.

- Siz kuzenmişsiniz öyle mi?

Evet, Osman ve ben hala-dayı çocuklarıyız. İkimizin de dedesi İzmir’in eski efsane belediye başkanı olan Osman Kibar. Kuzenim Osman Amerika’da yaşıyor ve 3 yıldır Türkiye’ye gelmiyordu, bu yaz geleceğini duydum, hemen aradım. “Kaç gün Çeşme’de olacaksın?” dedim. “3 gün” dedi. “Birini bize ayırır mısın böyle bir zirve yapsak?” dedim... “Tabi ki” dedi. 16 Temmuz hem tatil, hem İzmir’in sıcağı, aslında bu iş için çok zordu. Ama gördünüz işte, dinleyiciler salona sığmadı! İşte bu İzmir’in potansiyelini gösteriyor. Demek ki bizim insanımız meraklı, duymak istiyor burada anlatılanları. Her sene yapacağız artık Girişimcilik Zirvesi’ni, fakat ben Tunç Bey’den bir Kongre Merkezi istedim. İzmir’de daha büyük salonumuz yok, büyük eksik bizim için. Ben bu zirveyi 2500 kişiye dinletmek isterdim...

İnterneti bilmeyen üyelerimiz bile var


İzmir’in kaderi girişimcilikle şekillensin istiyoruz. Sadece yaşanan değil, üreten bir kent olsun İzmir. İletişimin altın çağındayız, bizim her şeyden önce burada çok iyi çalışan iş ağları kurmamız lazım. İnovasyon Merkezi’ne dünyanın en değerli teknoloji şirketlerini getireceğiz; Facebook, Google, Youtube, bu şirketlerle temas halindeyiz. Girişimcilere iş fikirlerini birer iş planına dönüştürebilecekleri eğitimler vereceğiz. İzmir’de çok güçlü tekstil firmaları var. Bu tasarım alanı özellikle tekstilciler için çok önemli. TARKEM ( Tarihi Kemeraltı Derneği) ile beraber kuruyoruz bunu da. Böylece Kemeraltı’na da bir katkı sağlayacak. Bir de dijitalleşme projemiz var. 80 bin üyemiz arasında interneti bilmeyenler olduğunu gördük. Gezici karavanlarla kendi üyemizin ayağına gideceğiz, diyeceğiz ki “gel kardeşim, sen ne iş yapıyorsun? Eğer dijitalleşirsen senin işini şöyle büyütme şansın var” diyeceğiz... Özellikle KOBİ’lere yönelik bir eğitim projesi bu. İzmir’de köklü aile şirketleri var, onların 2. ve 3. kuşaklarına anlattık şimdi birlikte ilerliyoruz. Bu mesele 3 yıllık, 5 yıllık bir vizyon değil, biz aslında onların geleceğine yatırım yapıyoruz. Bir tarafta katma değerli ürün yaratacak fikirlere sahip gençler var, bir tarafta yatırım ve yenilik arayan sermaye. Bu gençler o şirketlerin üretim hattının maliyetini düşürebilir, daha verimli hale getirebilir; inovasyon pek çok şeyi değiştirebilir. Çünkü bıçak kemiğe dayandı, bildiğimiz iş dünyasının sonuna geldik. İzmirli iş insanları da bizimle aynı kafada, bunu anladılar ve hayata geçirmeye hazırlar. İzmir’in bu potansiyelini Türkiye’ye ve dünyaya göstermek, bir model olmak istiyoruz. Şehrin geleceğini şekillendirecek bir iş ortaya çıksın istiyoruz.

IQ’dan esinlendik merkezin adını IZQ koyacağız


Girişimcilikte en önemli mesele “ortak akıl”. Ekosistemin bütün paydaşlarını bu işin içine alarak girişimcilik farkındalığını ilkokullara kadar sokmak istiyoruz. Pasaport semtinde iki hizmet binamız var, bunlardan birini Girişimcilik Merkezi, diğerini de İnovasyon Merkezi olarak hazırlıyoruz. İsmi de İZQ olacak. İzmir IQ’dan esinlerek, yani İzmir’in girişimcilik aklı... Bu merkezlerde “ortak çalışma alanları” olacak, gençler, meslek yatırımcıları ve iş geliştirme mentorları bir arada düşünecek, üretecek, hayata geçirecek...

İzmir’in insanı aydın düşüncesi aydın




İzmir’in insanı aydın, aydınlık düşünen, güler yüzlü, mutlu insanlar var İzmir’de. Yeni fikirlere açık ve herkesi kucaklayan bir şehir burası. Ayrıca İzmir’in havası güzel, yaşam daha ucuz, herkes burada iş yapmak ister. Biz herkesle çok iyi ilişkiler içerisindeyiz; devletle de, bakanlıklarla da, Cumhurbaşkanımızla da... aynı şekilde İzmir Belediyesi ile de, buradaki yerel örgütlerle de... Bu öyle bir güç ki. 80 bin üyesi olan bir kurum İZTO, neredeyse küçük bir şehir. Zaten bizi cesaretlendiren de bu. Eğitim sonrası dönmeyen gençlerin neden gittiğini öğrenmek, İzmir’i onlara çekici hale getirmek istiyorum. “Burada üretebileceğin bir alan var, iş var, yatırımcı var” demek istiyorum. İzmir’de okullarımızda 300 özel yetenekli genç var; Eylül ayında biz bu gençlerle bir konferans yapacağız, bu gençlere bir kariyer alternatifi olarak girişimciliği anlatacağız. Sonra da onların hayallerini dinleyeceğiz... Gençlere her sene söylüyorum; “hayal edin, çok çalışın, cesur olun, kendinize inanın” diyorum. Tüm bunlar için Atatürk’ten daha mükemmel bir örnek mi var?