RÖPORTAJ: Özlem GÜRSES

Güner, “120 bin hemşire atama bekliyor. 3 meslektaşımızdan biri tükenmişlik sendromu yaşıyor işten ayrılma, erken emeklilik oranları çok yüksek. Kurumlarda deneyimli hemşire kalmıyor” dedi.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 12 Mayıs’la başlayan hafta Hemşirelik Haftası olarak kutlanıyor. Bu vesileyle mesleğin son durumunu konuşmak üzere Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi’nden Prof. Perihan Güner’le bir araya geldim. Görünen o ki, hemşirelik açığını kapatmak için Sağlık Bakanlığı’nın teşvikiyle açılan özel sağlık meslek liseleri sorunu derinleştirmiş. O kadar çok sağlık lisesi açılmış ki 2023’e kadar ulaşılması hedeflenen hemşire sayısına 2017 yılında ulaşılmış! Her üç hemşireden biri “tükenmişlik sendromu” yaşıyor.



Hemşireliğin tanımı çok genişledi sanırım...
Tıp ve teknolojide çok hızlı bir değişim yaşanıyor. “Hasta Güvenliği” en önemli kavram oldu. Artık, fakülte düzeyinde eğitim alan, kendi alanında araştırmalar yaparak bilimsel bilgi üreten ve ürettiği bilgilerle kanıta dayalı hasta bakımı veren profesyonel bir meslek hemşirelik.

2007’DE YASALAŞTI

Hemşire olmak için nasıl bir eğitimden geçiliyor?
Türkiye’de 2007’de kanunda değişiklik yapıldı ve sadece dört yıl üniversite okuyan kişilerin hemşire olabileceği
yasa ile kabul edildi. Hemşirelikle ilgili her alanda uzman hemşire olma hakkı var. Devlet üniversitelerinde 69, vakıf üniversitelerinde 23, KKTC’de 4 Hemşirelik – Sağlık Bilimleri Fakültesi var. Ülkemizde yaklaşık 170 bin hemşirenin çalıştığı biliniyor. 120 bine yakın hemşire de mesleğini icra edebilmek için atama bekliyor.

170 bin çalışan hemşire bana çok az geldi...
Maalesef... Her 3 hemşireden biri tükenmişlik sendromu yaşıyor, işten ayrılma, erken emeklilik oranları çok yüksek. Kurumlarda deneyimli hemşire kalmıyor. Bu olumsuzlukları azaltacak önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor. Normalde çalışma süresi kamuda haftada 40 saat, özellerde 48 saat. Ama biz 60-70 saat çalışan hemşireler ile karşılaştık.

ÖLÜM ORANI AZALIYOR

Bu durum hasta sağlığını nasıl etkiliyor acaba?
Hemşireler 24 saat hasta ile birlikte olan sağlık profesyoneli. Hekimlerin hastalara bir günde en fazla ayırabildikleri süre 30-45 dakika. Araştırmalar gösteriyor ki, sınırlı saatlerde çalışan ve daha eğitimli hemşireler hastanelerde hasta ölüm oranının azalmasını sağlıyor. Ayrıca araştırmalar, hastalarda enfeksiyon oranını azaltmada, hastalığın yol açtığı komplikasyonları önlemede, sakatlıkların minimuma indirilmesinde, hastaların hastanede kalma süresinde azalmasında da hemşirelik bakımının önemini ortaya koyuyor.

HASTAYI RİSKE ATAR

Hemşirelik fakültesi mezunu olmak zorunlu değil mi?
Farklı uygulamalar var. Mesela diyaliz merkezlerinde diyaliz hemşiresi olması gerekirken diyaliz teknikerlerinin istihdam edilebileceğinden üzüntüyle haberdar olduk. Kimse eğitimini almadığı, hele ki hasta sağlığını riske atabilecek bir işi yapmamalı. Bizlerin en önemli sorumluluğu, toplum sağlığını riske atmamak olmalı.

Bu hemşirelik fakültelerine talebi de etkiliyor mu?
Etkiliyor tabii. Hemşire olmak için hevesle gelen öğrencilerimize bile mesleğimizi anlatmada zorlanıyoruz. Bütün bunlar hemşirelerin motivasyonlarını, çok etkiliyor. Meslekten ayrılmalarına dahi neden olabiliyor. Konuşmamız gereken konu şu olmalı: Hastalarımıza, topluma en nitelikli sağlık hizmeti verebilmek için başka neler yapmalıyız? Hangi yönlerimizi güçlendirmeliyiz, durumumuzu daha iyi hale nasıl getirebiliriz?

İNSAN HAYATINA DOKUNMAK ÇOK AYRI VE ÖNEMLİ BİR ŞEY

Siz neden hemşireliği seçtiniz?
İnsan hayatına dokunmak çok ayrı bir şey. Hayatta sağlıktan daha önemli bir şey olabilir mi? Bir insan ölümcül bir durumda geliyor, siz ona yaptığınız girişimlerle yeniden hayata döndürüyorsunuz. Gerçekten çok zor ama çok özel bir meslek.

Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ne zaman açıldı?
1999 yılında açıldı, 2003 yılında ilk mezunumuzu verdik. Hemşirelik Yüksek Okulu idi, 2016 yılında adı “Hemşirelik Fakültesi” olarak değişti. 2014 yılından itibaren yüksek lisans ve doktora eğitimleri de vermeye başladık.

‘BİZİM İÇİN ŞANS’

Semahat Arsel’in girişimiyle kurulmuş, öyle mi?
Meslek mensupları Semahat Hanım kadar hemşireliği dert edinseler ve çaba gösterseler şu anda çok farklı noktada olurduk diye düşünüyorum. O anlamda çok şanslıyız. Sizin de söylediğiniz gibi, kendisi daha gençlik zamanlarında
kendi rahatsızlığı sebebiyle sık sık hastaneye gittiğinde, hemşirelerin hastaların iyileşmesinde ne kadar önemli olduğunu fark ediyor ve ‘Ben ülkemdeki hemşireleri de güçlendirmek istiyorum’ diye karar veriyor.

1992 yılında Semahat Arsel Eğitim ve Araştırma Merkezi’ni kuruyor. Sayın Semahat Arsel, sadece bizim fakülteye
destek vermiyor. Tüm Türkiye’de hemşireliği daha iyi noktaya getirmeyi hedefliyor. Onun için çaba gösteriyor.
Türk hemşireliği için çok büyük şans gerçekten ve Türk hemşireleri de bunun farkındalar.