2010’DA FETÖ’CÜ SAVCILARA BELGE TAŞIYAN TARAF MUHABİRİ MEHMET BARANSU’YDU
2019’DA FETÖ’YLE MÜCADELEYİ SULANDIRMAK İÇİN SAVCIYA BELGE TAŞIYAN IŞIKÇILAR OLDU


Tarih 30 Ocak 2010... Balyoz Güvenlik Harekat Planı adı altında kumpas belgeleri yayınlayan Taraf Gazetesi’nin muhabiri Mehmet Baransu, ‘belgeleri’ soruşturma savcılarına teslim etti. Baransu, İstanbul Terörle Mücadele ve Foto Film Şube müdürlüklerinde görevli polislerle Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gitti.

30 Ocak 2010... Mehmet Baransu bavulu teslim etmişti. 30 Ocak 2010...
Mehmet Baransu bavulu teslim etmişti.


POLİSLER GELDİ VE GİTTİ

Bir bavulla saat 12.30’da adliyeye gelen Baransu “Balyoz Güvenlik Harekat Planı” adı altında darbe planı iddialarının orjinalleri olduğu belirtilen belgeleri, soruşturma savcıları Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk’e sundu. İşlemler devam ederken Baransu, davasının olduğu Kadıköy Adliyesi’ndeki duruşmaya yetişmesi gerektiğini söyledi. Terörle Mücadele Müdürlüğü polisleri, adliyeye getirdikleri Baransu’yu kendi araçları ile Kadıköy Adliyesi’ne götürdü. Sonra ne mi oldu? Belgelerin sahte olduğu tek tek ortaya çıktı, bilirkişi uzmanları bavulun içindeki kağıtlara ‘ekleme-çıkarma’ yapıldığını tespit etti. 30 Kasım 2018 tarihinde Ergenekon kumpasında savcının verdiği mütalaada Taraf Gazetesi için şöyle denildi: “Ergenekon komplosunun en önemli ayaklarından birisini de liberaller ile olan ittifak oluşturur.” Savcılık mütalaası şöyle devam etti:

FETÖ’NÜN ‘VATANSEVER SUBAY’I BÖYLE TESPİT EDİLMİŞTİ Tarih 17 Nisan 2009. İzmir Karşıyaka’da bir postaneye giden ‘vatansever subay’ Zekeriya Öz’e belge yollarken. FETÖ’NÜN ‘VATANSEVER SUBAY’I BÖYLE TESPİT EDİLMİŞTİ
Tarih 17 Nisan 2009. İzmir Karşıyaka’da bir postaneye giden ‘vatansever subay’ Zekeriya Öz’e belge yollarken.


‘PSİKOLOJİK SAVAŞ’

“Cemaat, liberallerin desteğini ve onların yönlendirilmelerini komplonun önemli bir unsuru olarak gördüğü için, ‘Taraf’ adında bir gazete kurmuş, medyalarında da liberal aydınlara yer açarak onların entelektüel birikimlerini psikolojik harekatlarının bir parçası yapmıştır.” Devam edelim...

İki yıldır olmayan ‘belgeler’ o cemaate nasıl ulaştırıldı?


Taraf ne yaptı? Türk Silahlı Kuvvetleri’ne kurulan komplonun sözde belgelerini FETÖ’cü savcılara teslim etti... Hem de fotoğraf çektirerek. Hem de bavulla. Üç gündür Işıkçılar Cemaati’nin yayın organında okuyorsunuz ya da duymuşsunuzdur.… Gazete ‘belge’ olduğunu iddia ettiği bazı yazışmaları SÖZCÜ’ye karşı yürütülen algı operasyonun bir parçası olarak kullanıyor. 23 Ocak 2019 tarihli Türkiye Gazetesi’nin manşetindeki spota bakalım: “Savcılığa gönderilen belgelerde...” Haberde imza yok, savcılığa ne olduğu belli olmayan belgeler gönderilmiş! Yani bu belgeler savcılıkta varmış ve gazete onlara ulaşmış ve yayımlamış. Bilmiyoruz... 2 yıldır süren SÖZCÜ Davası’nda kimsenin bilmediği yeni delillere gazete ulaşmış ama... Haberde imza olsa en azından muhatap olurdu? ABD vatandaşı İhlas Holding’in patronu Mücahit Ören’e soruyorum: “Devletin içinde derin kulaklarınız mı var?” Yanıtını Türkiye Gazetesi vermiş... Devam edelim...

Dijital uzmanı Işıkçı yazar ‘derin kulaklarını’ açıkla!


“Devletin içindeki derin kulaklar...”…Kim bunlar? Taraf Gazetesi’nin yöneticileri ve muhabiri gibi bu soruyu yanıtlayan isim de Türkiye Gazetesi’nin köşe yazarı ve Genel Koordinatörü Yücel Koç oldu. 2014 yılında İhlas Dijital Varlıklar’ın Genel Yayın Yönetmenliği’ni de yapan Koç, 24 Ocak’ta ‘Yalanların sonu’ başlıklı yazısında şunları kaydetti:

10yucel20cm

YENİ BELGE LAZIMMIŞ!

“Gazete yazı işlerimiz hakikatin peşine düştü. İki iddianame elbette vahimdi ama elde çok güçlü belgeler olması gerekliydi. Bu sırada FETÖ ve SÖZCÜ gibi yapılarla uğraşan ülkenin milli unsurları bize bazı dosyalar göndermeye başladı. Gelen yazışmalar bir şekilde kamu ile irtibatlı, FETÖ ile mücadelede uzman bilişimcilere ulaştırıldı. Onlar, doğru olduğuna kanaat getirinceye kadar hiçbiri yayınlanmadı. Doğruluğu onaylanınca hem gazetemizde yayınlandı, hem de savcılıkla paylaşıldı.” Dijital uzmanı Yücel Koç açık açık söylemiş... Gazeteye savcılıktan belge gitmemiş, ‘milli unsurlardan’ ulaşmış. Bu ‘milli unsuları’, yıllardır FETÖ’yle ve türevleriyle uğraşan bir gazeteci olarak çok iyi biliyorum.

vatansever-rumuz

RUMUZ: VATANSEVER

Yazdığım dört kitapta da var... 2005’ten bu yana yani Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın’la başlayan, Ergenekon, Balyoz, Odatv, Şike, AKP eski Milletvekili Emin Şirin’e kurulan kumpaslarla devam eden süreçlerde hep şu isimsiz ihbar mektuplarıyla karşılaştım: “Ben vatansever bir subayım... Ben ülkesini seven, yerli-milli bir vatandaşım... Ben milliyetçi bir asker olarak karanlık odakları anlatmak istiyorum...…”

Bu mektuplardaki rumuz da hep ‘Vatansever’di... Mehmet Baransu’yla başlamıştık...… Ahmet Altan, Yasemin Çongar gibi isimler sözde belgeleri incelemiş ve ‘vatansever’ bir emekli askerin bu raporlarını yayımlamıştı... Doğruluğuna inanıp manşet atmışlar ve sonra da savcılığa teslim etmişlerdi... Yücel Koç da aynı Taraf yönetimi gibi, böyle yazmış. İki iddianeme güçlüymüş ama ‘çok güçlü belge’ lazımmış. Sanki 2007’de başlayan günler bugün de yaşanıyor değil mi? Devam edelim...


Türkiye, 23 Ocak’ta ‘savcılığa gönderilen belgelerde’ dedi. 25 Ocak’ta ise ‘belgeleri savcılığa teslim ettik’ diye yazdı. Türkiye, 23 Ocak’ta ‘savcılığa gönderilen belgelerde’ dedi. 25 Ocak’ta ise ‘belgeleri savcılığa teslim ettik’ diye yazdı.

Devlet, ‘yalan üretim merkezini’ acilen bulmalı


Tarih 25 Ocak 2019... Türkiye Gazetesi, “Artık Söz Yargıda” haberiyle birinci sayfasının önemli bir bölümünü SÖZCÜ’ye ayırmış. Haberi okuyalım: “İki haftadır yalan ve iftiralarla gazetemize saldıran SÖZCÜ’ye ‘Artık yeter. Söz Türk adaletinin’ diyoruz. Biz üzerimize düşeni yaptık. Belgeleri savcılığa teslim ettik, artık son sözü yargı söyleyecek.”

İlk gün ‘savcılığa gönderilen belgeler’ diyen gazete dün “Belgeleri savcılığa teslim ettik” dedi. Hangi savcılığa teslim edildiğini bilmiyoruz ama şunu biliyoruz: Gazete haberini yapar, savcılık soruşturma açmak isterse çalışmalarına başlar. Işıkçılar Cemati kendilerini yargı yerine koyarak, ‘derin kulaklardan’ aldıkları dosyaları SÖZCÜ’ye ‘operasyon’ yapılması için savcılığa teslim etmiş!

Soru şu: Bu belgeleri kim üretti, kim yayımlattı? SÖZCÜ de zaten bu haberler üzerine Işıkçılar’ın patronuyla ilgili suç duyurusunda bulundu ve 2019 yılı FETÖ taktiğinin aydınlatılmasını istedi.

Bugün devletten beklenen yeni bir FETÖ oluşumuna izin vermemek. Gazetecilerin, yargının, halkın kumpas yaşamaması için yapılması gereken belli: Yalan üretim merkezini ortaya çıkarmak.